Iyi bir iş tradutor Português
2,459 parallel translation
Hepiniz, bu adamın iyi bir iş adamı olmadığını biliyorsunuz, ve dahası baban çoktan öldü.
Vocês já sabem que ele não era um empresário muito honesto. - Além do mais, já morreu.
Ayrıca tüm bu kızlar uzun zamandır ilgi görmemişlerdi biz de iyi bir iş çıkarmaya çalıştık.
Todas estas raparigas estavam carentes há muito tempo, e esforçamo-nos por realizar um bom trabalho.
Pek iyi bir iş çıkaramadılar, değil mi?
Pois, mas não fizeram um bom trabalho quanto a isso, pois não?
Orada iyi bir iş başardın.
Saiu-se muito bem ali.
Çünkü, biliyorsun ki iyi bir iş bulabilmek için, üniversite mezunu olmak gerekiyor.
Porque precisas de um bom curso para arranjares um bom emprego.
Çoktan iyi bir iş buldum. - Buldun mu?
- Já tenho um bom trabalho.
Sen onu öldürmeden önce Orlando'nun gerçek katil olup olmadığını bulmak daha iyi bir iş olmaz mı?
- Não seria melhor negócio, se eu descobrisse se foi o Orlando o assassino, antes de o matar?
Fahişelikten daha iyi bir iş var mı?
Qual trabalho é melhor então ser uma prostituta?
Bence çok iyi bir iş çıkarmışlar.
Acho que estão a fazer um trabalho muito bom.
Üzerinde çok iyi bir iş çıkardım.
Fiz um trabalho espantoso nele.
Sanırım Eddie bugün iyi bir iş çıkardı.
Fizeste um bom trabalho hoje, Eddie.
Doktorlar çok iyi bir iş çıkardığını söyledi.
Os médicos disseram que te portaste muito bem.
Çok iyi bir iş yapıyorsun.
Está a fazer um óptimo trabalho até agora.
Ama Subhas çok iyi bir iş çıkarıyor.
Mas o Subhas faz um óptimo trabalho.
2. müfreze iyi bir iş yaptınız ve cesaret gösterdiniz.
Vocês fizeram um bom trabalho e tiveram coragem, 2ª secção.
Bak, bunun iyi bir fikir olduğunu düşündüğünü biliyorum ama bu iş hakkında konuşmak istemiyorum.
Sei que achas isto uma boa ideia, mas não quero saber qual é o trabalho.
İyi ve genç bir adam iş bulamazken, geri kalanımız için hiç umut var mı ki?
Quando um jovem como aquele não arranja emprego, que esperança há para os outros?
Keşke bir aynamız olsaydı. Çünkü, ben - ben aslında iyi iş çıkardım.
Gostava que tivéssemos um espelho porque eu fiz mesmo um bom trabalho.
İyi bir iş yapıyorsun.
E estás a fazer um óptimo trabalho.
Her zaman kameralardan kaçınmışımdır çünkü yaptığım iş yasal açıdan belirsizdir. Thierry'i Londra'ya davet ettim. Çünkü eserlerimi çekmesinin iyi bir fikir olduğunu düşündüm.
Tinha sempre evitado câmaras, uma vez que o meu trabalho raia, por vezes, o limiar da legalidade, mas trouxe o Thierry para Londres, porque me parecia uma boa ideia, começar a filmar os trabalhos.
Öncelikle, en iyi olası iş birliğine 110 % kendini adamış bir şirket olduğumuzu, size garanti ederim.
Para começar, deixem-me assegurar-lhes que nós, como empresa, estamos 110 por cento comprometidos em prestar-lhes a melhor colaboração possível.
Ama sen o iş için benden çok daha iyi bir adaysın.
Mas é muito mais adequado para ti do que seria para mim.
Bir lise takımı gelse daha iyi iş yapardım!
Uma equipa do secundário fazia melhor!
İyi bir iş.
Carne grátis "?
Tamam, en iyi ihtimal karavanı başka bir iş için almışlar ve kamufle ediyorlar.
A melhor abordagem é usar o barranco e depois utilizar o camião como cobertura.
Bugun iyi iş çıkardın Grey İyi bir takım olduk ama.. biz takım filan olmadık
Bom trabalho, Grey. Fazemos uma boa equipa. Nós não somos uma equipa.
Gayet heyecan verici bir girişim. İyi iş çıkardın.
Uma possibilidade deveras emocionante.
Blue Water bir sent daha almadan önce iş üstünde görsem iyi olur.
Mas vale a pena lembrar que a Água Azul não quer gastar mais um centavo.
- İyi bir iş çıkarılmış.
- Um excelente trabalho.
İyi iş çıkardın. Mükemmel bir şekilde hallettin.
Aquilo foi lindamente tratado.
iyi yapılmış bir iş için ikramiye olsun.
Chama-lhe um bónus por um trabalho bem feito.
İyi bir iş dediniz. Bunun anlamı iyi mi geçti?
Disse bom trabalho, significa que correu bem?
İyi bir iş kadını elindeki ürünü iyi tanır ki şu durumda ürün sensin.
Uma boa mulher de negócios conhece o seu produto, que neste caso és tu.
İyi bir iş çıkardın.
Estás a ir muito bem.
Burada asla iş bulamaz. Hem Orta Doğu'daki düzgün bir iş adamının ona iyi davranmayacağı ne malum?
Ela nunca vai arranjar um emprego, e como é que sabemos que um empresário do Médio Oriente não a tratará muito bem?
Birlikte iyi iş çıkarırsak belki bana bir tavsiye mektubu yazabilirsin silah arkadaşıydık sonuçta.
Se trabalharmos bem juntos, talvez possa fazer uma recomendação. - Colegas de armas e tudo.
İyi bir iş modeli olduğu söylenemez. Hadi ama dostum.
- Não é um modelo de negócio sustentável.
Hayır, iş. Ve de iyi yapacağım bir iş.
- É um trabalho, que vou fazer bem.
Yok bir şey... iyi iş çıkardın.
Foi um... óptimo trabalho.
Bekarlık sıfatımı bırakırsam ve kendimi seni daha iyi tanımaya adarsam belki, sen iş psikolojisi üzerine ihtisas yapmayı başka bir döneme erteleyebilirsin?
Se dispensar o título e empenhar-me em conhecer-te melhor, talvez tu pudesses deixar a cadeira de Psicologia dos Negócios para outro semestre?
Seninle tartışmak istediğim iş meseleleri var E. - Şu an iyi bir an değil biliyorum.
Também preciso de falar contigo, E. Agora não é a melhor altura.
- Bize iş çıkması iyi bir şey.
- É bom que tenha trabalho para nós.
İyi bir lanetli iş yaptın.
Fizeram um trabalho muito bom.
Ortak bir düşman da iyi iş görür.
Um inimigo mútuo serve.
İyi haber, Tony limanda büyük bir iş patlatacak
A boa é que Tony vai até as docas, algo grande.
Ve bu daha iyi bir iş.
Eu sei.
Bu iş Vaughn için yaptığın bir ayak işi olmasa iyi olur.
É melhor não ser uma missão para o Vaughn.
Bir deri siluet kukla gösterisi açtı karşıya bize böyle iyi iş getirmek
O espectáculo de marionetes fez aumentar as vendas.
Birbirinizi her gün göreceğiniz bir yerde senin iş yerinde karına bir iş bulmanın iyi bir fikir olacağını düşündün demek.
Então, você achou que seria uma boa ideia arranjar um emprego para a sua ex-mulher no seu local de trabalho, aonde vocês se veriam o dia todo.
Eminim buraya ne kadar harika bir iş çıkardığımı söylemek için çağırmamışsındır. - İyi.
Sei que não me chamaste aqui para me dizeres que me saí bem.
İş bürosunun tam olarak iyi bir üyesi değildir. ... şerit çeneni kapatsan daha iyi edersin çünkü bu züppe oyun oynamaz.
Ele não é do melhor ramo de trabalho, então tire esse sorriso da cara, parceiro, porque esse cara não brinca.
iyi birisin 30
iyi biri 103
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi bir şey 36
iyi bir nokta 22
iyi bir fikir 75
iyi biri 103
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi bir şey 36
iyi bir nokta 22
iyi bir fikir 75
iyi bir fikrim var 23
iyi bir çocuk 55
iyi bir soru 35
iyi biridir 33
iyi bir adamsın 23
iyi bir fikirdi 18
iyi bir kız ol 31
iyi bir adamdı 69
iyi bir başlangıç 27
iyi birine benziyor 31
iyi bir çocuk 55
iyi bir soru 35
iyi biridir 33
iyi bir adamsın 23
iyi bir fikirdi 18
iyi bir kız ol 31
iyi bir adamdı 69
iyi bir başlangıç 27
iyi birine benziyor 31