English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Işte orası

Işte orası tradutor Português

348 parallel translation
Evet bayım işte orası, Lawrence, Kansas.
Aí está, Lawrence, Kansas.
Orası tutuldu, işte orası. Tam orası.
Está rijo aí mesmo.
Evet işte orası.
Ali está.
Evet, eldivenimi taktım ve pencereden çıkıp nehre gittim, işte orası ceket, bıçak ve eldivenlerin bulunduğu yer
Sim, calcei a minha luva e saí pela janela, para o rio, que é onde a gabardina, as luvas e a faca estão.
Tabii, işte orası.
É esse.
Bak işte orası biraz şüpheli.
Olha, aqui está uma distinção dúbia.
Ve dedi ki... "Mezarlık, işte orası!"
E ele disse " O cemitério.
Tamam, işte orası.
Bata, aí! Já está.
Holmes, işte orası!
- Depressa, a traseira está afundando!
Evet işte orası.
Bem, aqui está ela.
- Evet, işte orası.
Sim, é esse mesmo.
Bir kulübeye çıkacaksın, işte orası kadının yeri.
Verá uma cabana, é ela.
Askerlerini topladıkları yer işte orası.
Nesses locais concentraram as tropas.
13. Teyze, işte orası.
Prima Yee, é logo ali.
İşte orası.
É o que está lá em cima.
İşte orası, şoför bey.
Ali está ele, motorista.
Sizden ayrılacağım yer de işte tam orası olacak Bay Nordley.
E aí, Mrs. NordIey, é onde vos deixo a todos.
İşte, tam orası...
Já está bom.
Tarihe göre hayat gül bahçesi değil Orası kesin işte
A vida não são rosas Isso é certinho
- İşte orası.
- lsso mesmo.
İşte orası.
Ali estão as barracas.
İşte orası! Bekle!
Pare aí!
Ama şu tünel, işte onu yakalayacağımız yer orası.
Mas temos de tratar da toca.
İşte orası, efendim.
Bem, é ali, senhor.
İşte orası...
Deixe isso aqui!
İşte orası.
Aí está.
Sokaklarda, işte olduğu yer orası.
Nas ruas, é lá onde ela está.
- işte gideceğim yer orası.
- é onde vou.
İşte orası, her perşembe tuzlu domuz eti ve mercimek servisleri var.
Aquele restaurante faz um ótimo porco com lentilha às quintas.
İşte orası.
Aí mesmo.
- İşte orası.
Aí.
Şuradaki binaları görüyor musun? İşte onları öldürdükleri yer orası.
É ali que eles matam o gado...
İşte orası!
Ali está ela!
İşte orası John.
Ali está ela, João.
İşte gittiğim yer orası.
É para lá que eu vou!
İşte orası.
É ali mesmo.
İşte orası. Üç Deniz Kabuğu.
Já chegamos. "As três conchas"
- İşte orası.
É aquilo ali.
Dananın kuyruğunun koptuğu yer orası işte.
Esta é a parte arrepiante.
İşte orası.
Um pouco mais forte.
İşte benim çalıştığım yer, hemen orası.
Foi ali que desembarquei.
Bu kesinlikle o, bu orası işte.
Não há dúvida que é aqui. É este o sítio.
İşte orası!
Exacto!
İşte orası. İşte şu kapı, evlat.
Aí está
İşte burada, ama orası olduğundan şüpheliyim.
Aqui está, mas parece minúscula.
İşte orası ona vuracağımız yer.
E é aí que o vamos atacar!
İşte orası.
É além.
İlk yoldan sağa sap, sonra da sola. İşte orası bizim sokak.
Primeira à direita, depois à esquerda.
İşte orası burası.
Bem, está aqui.
İşte komik kısmı da orasıydı.
Aí é que estava a graça.
İşte orası iyonlaşmanın yoğunlaştığı yer.
E é justo onde a ionização está concentrada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]