Sadece bir rüya tradutor Português
305 parallel translation
Bu gerçek olabilir mi? Yoksa, sadece bir rüya mı? Rüya?
Será verdade, ou é apenas um sonho?
Sadece bir rüya.
É só um sonho.
Bu sadece bir rüya.
- Isto é só um sonho.
Bu sadece bir rüya.
É só um sonho.
Böyle konuşma, sadece bir rüya bu.
Não fales assim, é só um sonho.
Hiçbişey değil sadece bir rüya.
Não é nada, só um sonho.
Hiçbişey değil sadece bir rüya.
Nada ; só um sonho.
Kütükten yapılmış yüksek duvarları ve karanlık girişi gördüğümde rüyadayken bile bunun sadece bir rüya olduğunu anlıyorum.
Mas quando vejo as paredes de madeira e a escuridão, sei, mesmo a sonhar, que não passa de um sonho.
Bir rüyaydı. Sadece bir rüya, sevgilim.
Um sonho, foi um sonho, querido.
Tabii bu sadece bir rüya.
É apenas um sonho.
Samimiyetle ilgili bütün iş sadece bir rüya.
Aquilo da intimidade é só um sonho.
Çok etkilenmiş olmalısın, ama bu sadece bir rüya.
Sei que deve ter tido um forte efeito sobre ti, mas foi apenas um sonho!
Bu sadece bir rüya!
- É só um sonho!
Bu sadece bir rüya. O gerçek değil...
É um sonho, não é real.
Sadece bir rüya... O da gerçek değil.
É um sonho, não é real.
Bu sadece bir rüya.
Isto é só um sonho...
Bütün bu olanlar sadece bir rüya.
Isto é tudo um sonho...
Güneşin altındaki yaşam sadece bir rüya mı?
A vida sob o sol não é apenas um sonho?
Judah Rosenthal'ın hayırsever çabalarıyla hepimiz gurur duyuyoruz. Ona, önce hastane ve sağlık merkezi, son olarak da bu yıla kadar sadece bir rüya olan optalmoloji bölümü için yaptığı çalışmalardan ötürü minnettarız.
Estamos muito orgulhosos... dos esforços filantrópicos de Judah Rosenthal... das longas horas investidas... para recolha de fundos para o hospital... o novo centro médico... e a ala de Oftalmologia... que, até este ano, era apenas um sonho.
Sadece bir rüya Jimmy.
Foi um sonho, Jimmy,
Hepsi bu. Sadece bir rüya.
Foi só um sonho.
Sadece kötü bir rüya gördün.
Tiveste um pesadelo.
O sadece bir başlangıçtı, rüya falan da değildi.
Isso foi só o começo, e não foi sonho nenhum.
Rüya adamımdan bir iki güzel cümle avlamaya çalışıyorum sadece.
Estou apenas à procura de um sinal do meu homem de sonho.
Onu buradan hiç ayrılmadığına ve... cinayetin sadece kötü bir rüya olduğuna bile inandırmış.
Ele até o convenceu de que nunca saiu daqui... e que toda a história do assassinato foi um sonho mau.
Kötü bir rüya görüyorsun sadece.
Está a ter um pesadelo.
Balığı görebiliyordu. Bunun bir rüya değil de, gerçek olduğuna inanmak için sadece ellerine bakması ve sırtındaki ağrıyı hissetmesi bile yeterliydi.
Ele só precisava ver as suas mãos | e sentir as suas costas contra a popa... para saber que o que tinha | acontecido não era um sonho.
Sadece büyük, kötü bir rüya.
Que grande pesadelo.
Hayır, mucize değil... bana sadece farenin gerçek olduğunu, ve şu an yaşadığımın bir rüya olduğunu söyle.
Não, convence-me que a ratazana é verdadeira, e que Eu sou um sonho.
Giderim ama bana sadece bir şey söyle... sen ve ben burada gerçekten bulunuyor muyuz, yoksa bu da mı bir rüya?
Vou, porém penso... se estamos realmente aquí, os outros e eu. ou se estou sonhando?
Sadece kahrolası bir rüya!
Era só o raio de um sonho!
Bu bir rüya John. Sadece yineleyen bir rüya.
É apenas um sonho recorrente.
- Sadece kötü bir rüya gördün.
- Foi só um pesadelo.
Sadece kötü bir rüya.
É só um pesadelo.
- Sadece bir rüya.
Era só um sonho.
Evet. Sadece küçük bir rüya.
- Sim, foi só um sonho...
Sadece derin bir rüya.
Só que é um sonho muito intenso.
Sadece kötü bir rüya görüyor.
Só teve um sonho mau.
Bir şey yok, rüya gördüm sadece.
Nada, sonhei.
Peki "bu sadece bir rüya, kafana takma" ya ne oldu?
Para pareceres mais digno quando fores pedir o teu emprego de volta. Não posso.
Güneşin altındaki bu hayat sadece bir rüya mı yoksa...
A vida sob o sol não é apenas um sonho?
Yokbirşey, sadece aptal bir rüya.
Nada, foi só um sonho.
Sadece kötü bir rüya gördüm.
Tive um sonho horrível.
Bir rüya gördün, hepsi bu. Sadece kötü bir rüya.
Não passou de um pesadelo.
Sadece ben ve somonlar var tıpkı bir rüya gibi.
Só os salmões e eu. Foi como um sonho realizado.
Ne diye bilirim ki, sadece ben ve o'yduk bir rüya gibiydi.
O que posso dizer? Éramos só eu e ela. Foi como um sonho.
Ne diyebilirim ki, sadece ben ve o bir rüya gibiydi.
O que posso dizer? Éramos só nós dois. Foi como um sonho.
Sadece ben ve o, bir rüya gibiydi.
Éramos só eu e ela. Foi como um sonho.
Sadece ben ve somonlar bir rüya gibiydi.
Só os salmões e eu. Foi como um sonho.
Çocuk sadece kötü bir rüya görmüş.
Não levo nada! Ele só teve um pesadelo.
Cisco, sana bir sey olmayacak. O bir rüya sadece.
- por que lhe interessa tanto?
sadece bir rüyaydı 20
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20