English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ B ] / Başaramadı

Başaramadı tradutor Russo

1,429 parallel translation
Denedik ve başaramadık.
Мы пытались, но потерпели неудачу.
Başaramadı.
Она умерла.
Başaramadı.
Не выжил.
Başaramadılar.
Они не работают.
Tek yaptığı masa başında oturup, üstüne bir takım elbise geçirip tutuklanmamaktı ve bunu bile başaramadı.
Все, что ему было нужно, это сидеть за столом, одеваться в костюм и не быть арестованным. А ему даже это не удалось сделать.
Hayır, ben daha başaramadım, ama sen başarırsan bana da söyle.
У меня пока не получалось. Если сможешь, скажи мне как.
Çağrılarıma yanıt vermenizi bir türlü başaramadım.
Но вы не отвечали на мои звонки.
Yerel emniyet güçleri haklarından gelmeyi başaramadı, dolasıyla ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
Местная полиция не смогла справиться с ними.
Yarak parmaklamayı birkaç defa görmüşlüğüm var ama hâlâ birinin çocuk siktiğine denk gelmeyi başaramadım.
Видел хуепальцевание, видел несколько раз, но всё ещё не наткнулся чтобы кто-то ебал ребёнка.
Başaramadım.
Который я не прошла.
Geçmişte bir çok kez başaramadım...
В прошлом это у меня много раз не получалось.
Onu anlamayı Hiç bir zaman başaramadım.
Не знаю. Никогда не мог понять ее.
Undine'yi korumayı bile başaramadım...
Не говоря о защите Ундинэ...
Nick onu almayı başaramadı.
Ник не смог забрать его.
Sadece öyle görünmeye çalıştın. Böylece beni durdurmayı başaramadın gibi görünecektin.
Ты притворилась, что останавливаешь меня, чтобы притвориться, что тебе не удалось остановить меня.
"Kim olduğum, iyi ya da kötü birisi olmam, başardıklarım veya başaramadıklarım... bunların hepsi yaşadıkça öğrenilmiş şeyler." - Dr. Richard Albert
Быть плохим или хорошим, благополучным или нет, всему этому мы учимся по ходу жизни.
Benim anlayışıma göre şarkılar, bugüne kadar İncil'in bile başaramadığını, başarmıştır.
Да, знаю. Пение помогает мне в жизни лучше любой Библии.
Şimdiye kadar güçlerini genişletmeyi başaramadılar.
Пока они были ограничены.
O şeyleri öldürmeyi hala daha başaramadın mı?
Ты еще не угробила их?
Diğerleri mi, şey Brezilyalı olan, o başaramadı.
Дело в том, что бразильцы не забрали её, и ещё одну... ещё одну мы потеряли по пути сюда.
Pek çok kişi bunu denedi, pek çok kişi başaramadı.
Многие пытались это сделать, и многим это не удалось.
Ama bugün o kurumların başaramadığını bir karikatürist başardı.
Но в том, чего не сумели агентства, преуспел карикатурист.
- Başaramadım.
- Я не смогла.
- Ben de başaramadım.
- Я тоже.
Muhtemelen birkaçını zamanında karına söylemek istedin, ama başaramadın.
Возможно, часть этого ты хотел сказать своей жене, верно?
Sonradan şehri tekrar bulmaya çalıştıysa da başaramadı.
Позднее Эстебан так и не смог отыскать его вновь, как ни старался.
Başaramadığını kendin söyledin.
Вы сами рассказали мне о неудачи.
Başaramadım.
Я просто неудачник.
Ama, bugüne kadar başardıklarımızı hayranlarımız olmadan başaramadık.
Ќо... нынешнего успеха мы бы не достигли без наших болельщиков.
Bu itirafların ve hatta bütün bu sürecin yasallığına dair şüphelerimizi desteklemek için şunları da gözönünde bulundurmanızı isterim. Tıbbi inceleme sırasında polis reddedilemez bir kanıt sunmayı başaramadı.
Чтобы подтвердить наши сомнения, относительно надежности признаний и всей процедуры в целом, хочу указать вам на тот факт, что в наше время при научном подходе полицейские не смогли представить неопровержимых доказательств.
O başaramadı.
он не сможет этого сделать.
Ötekiler başaramadı. Onlardan ders al, ama yaptıklarını yapma.
Остальные потерпели поражение, учись у них, но не следуй их примеру.
Senden önceki altımız neden başaramadı?
Почему шестеро пришедших до тебя потерпели поражение?
Henüz yeterince yaklaşmayı başaramadım.
У меня не было шанса сблизится с ним.
Başaramadı?
Его больше нет с нами.
Yataktan ne kadar denediysem de... bir türlü kalkmayı başaramadım.
Не мог вылезти из постели, как ни старался.
Dog Head'dan Zoo'ya, görevi başaramadım.
Собачья голова вызывает Зоопарк. Я провалил задание.
Hava Kuvvetleri onu durdurmayı başaramadı.
Наша авиация не может остановить его!
Dur bakalım, o ileri geri konuştuğun benim çocukluk kahramanım ve beyzbol kartını bulmayı hala başaramadığım kahraman.
Эй, это был герой моего детства, а ты смакуешь, говоря об этом. и это единственная бейсбольная карточка, которую я пока не смог достать
- Başaramadılar.
Не удалось.
Ah, evet, bu ikisinin götürülmesi gerek. Bu beşi başaramadı... dört yetişkin ve bir çocuk.
эм, да, те двое нуждаются в транспортировке и ещё пять, которые....
19'umuz başaramadı.
Но 19 нет.
Sizden daha iri adamlar bunu başaramadı.
Люди и покрупнее пытались.
Başaramadım.
Я не справился.
Sylar'ı durdurmaya çalıştım ama başaramadım.
Я пытался остановить Сайлара, но не смог.
İblis senin evine seni almak için girdiğinde nişanlın başaramadı.
Твой жених не уцелел. Мне очень жаль.
Bildiğim kadarıyla buradan kaçmayı kimse başaramadı. Belki şu Whistler denen herif hariç?
И за все время... что ты здесь... никто не сбежал отсюда, кроме, возможно, Уистлера?
- Başaramadılar.
Им не удалось.
Hepimiz özür dilemeliyiz. Ona başaramadığımızı söyleriz.
Сказать, что мы провалились.
Bu kadarını bile başaramadın. Evet, Willemsen nerede, Leijdeckers ve Cruysbergen?
Вы не имели права его ничем дополнять.
Başaramadı.
Она не смогла.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]