Bir süre tradutor Russo
12,006 parallel translation
Kısa bir süre için gördüm.
Недолго.
Sonucunda dalağını kaybetti ve bir süre komada kaldı.
Ему пришлось удалить селезенку, и он пробыл в коме какое-то время.
Bir süre beraber yolculuk ettik.
Мы все путешествовали.
Hisdistan gibi bir yer bir süre sonra sizi etkilemeye başlıyor.
Место вроде Индии сносит вам башню со временем.
Bir süre önce, belki geçen hafta.
Давненько. Где-то неделю назад.
Bu olay 11 Eylül saldırısından çok kısa bir süre sonra gerçekleşmiş.
- Этот инцидент произошёл вскоре после одиннадцатого сентября.
Hesher bir süre önce kuduz bir sıçan yakalamıştı.
Хэшер недавно поймал бешеного опоссума.
- Bir süre bağlı kalmış.
- Ее держали долго.
Yani bir süre seni katil sanmıştım.
И... какое-то время... я думал, что им мог быть ты.
Onu bir süre orada tutacağız, biraz üstüne gideceğiz. Biraz sert yapacağız, acı çektireceğiz.
Подержим его немножечко, обработаем чуток прижмем немного, заставим помучиться.
İstersen bir süre burada kalabiliriz.
Мы можем остаться, если хотите.
Gerçekten güzel yapılmış fakat bir süre sonra kusurları fark ediyorsun.
Очень красиво сделано. Но вскоре начинаешь видеть просчеты.
Kısa bir süre sonra döner.
Скоро должен подойти.
Bir süre buralarda yoktum.
Меня не было некоторое время.
Bir süre sonra zaman anlamını yitirir.
После этого время перестаёт иметь значение.
Kulağa saçma geldiğini biliyorum ama orada uzun bir süre kalabilirdim.
Знаю, это звучит глупо, но я думала, что могу здесь остаться надолго.
İlk olarak, belki de şirketin parlayan yıldızı olabilirim çünkü kısa bir süre çalışıyor olmama rağmen burayı gerçekten evim olarak ve buradaki insanları ailem olarak görüyorum.
Во-первых, я может и самая яркая звезда в этой компании, просто потому что я здесь недавно, хоть и чувствую себя как дома, в кругу своей семьи.
Şirketin ismi buydu..... ama bir süre Hindistan'dan çıkmasına izin vermediler. Eve geldiğinde de geçinemeyecek haldeydi.
Это название той компании но какое-то время не позволяли уехать из Индии, а когда он вернулся, то не смог самостоятельно заботиться о себе.
Bir süre önce, Axelrod'un parasıyla Vanuatu'ya tatile giden iki Greenwich polisini tespit ettim.
Да, я нашёл пару копов из Гринвича, которые были связаны с менеджером Аксельрода, летали на отдых в Вануату совсем недавно.
Christian bir süre kimseyle görüşemez.
К Кристиану сейчас никому нельзя.
Bir süre sonra alışacaktır.
Нет, он привыкнет со временем.
Bir süre daha kalmamı ister misin?
Хочешь чтобы я побыл здесь, задержался подольше?
Charlie bir süre hapis yattığını bana anlattı ama artık benimle.
Чарли говорил мне, что он провёл некоторое время в тюрьме, но сейчас он со мной.
Smitty çok uzun bir süre önceydi.
Мы со Смитти общались давно.
Bir süre Escalante yakınlarındaki orduda görev yaptım.
Служил в армии неподалеку от Эскаланте.
Dans pistlerinden bir süre uzak kalacaksın gibi.
Нескоро сможешь танцевать.
Şehirden bir süre uzaklaşmak istedik.
- Да мы просто хотели сменить обстановку.
Tamam, pekala, bir süre kalabilirim.
Хорошо, я могу задержаться.
Uzunca bir süre hükmedeceksin.
Ты будишь править долгие, долгие годы.
Ben de bunu belli bir süre inkâr ettim.
Я тоже был в отрицании ненадолго.
Kısa bir süre içinde gitmiş olacağız.
- Мы скоро смоемся.
Biz de öyleydik, bir süre. Sonra Madrid'de karşılaştık.
Спустя пять лет, я пришла к осознанию, что люблю эту недостающую часть нашей семьи.
Yapmamız gereken tek şey bir süre birbirimizden uzak kalmak.
Нам просто нужно на некоторое время залечь на дно.
Bernard işlemlerinden kısa bir süre önce Birch'le bir iş için görüşmeye gitmiş.
Бернард прошёл собеседование у Бёрча незадолго до торгов.
Lütfen dikkat, feribotumuz kısa bir süre sonra hareket edecektir.
Вы могли бы уделить нам свое внимание? * Паром на Манхэттен * * вскоре отправляется. *
Lütfen bir süre daha bize katlanın.
Пожалуйста, уделите нам ещё немного времени.
Çok kısa bir süre sonra bu teorinin ne kadar doğru olduğunu anlayacağız gibime geliyor.
Я думаю, в скором времени, мы узнаем, насколько правдива эта теория.
Ayrıca vaziyete bakınca, burada bir süre daha kalacağımızı söyleyebilirim.
И судя по виду, он тут надолго.
Bizi şimdi sisteme bağlayabilir misin acaba? O gitmeden önce kısa bir süre için?
Думаете, вы сможете сейчас подключить нас к системе?
Bir süre önce.
Я...
Sanırım bir kere seni uzun süre zaptetmişler ve hoşuna gitmemiş.
Думаю, ты очень долго сидел и тебе это не нравилось.
Kısa süre sonra Mulder'ın doğa üstü olaylar üzerine çalışmalarının bana anlatılan gibi olmadığını anladım. Gizli Dosyalar Mulder'ın ve benim araştırmalarıma değerdi. Bilimin kabul ettiği sınırların dışında bir dünya vardı.
Я быстро поняла, что работа Малдера с паранормальным оказалась не тем, во что я была склонна верить, что Секретные материалы были достойны наших с Малдером расследований, что на самой периферии общепринятой науки существует целый мир.
Bu önemli bir dava ve en azından bir ay sürecek. Medya teşhiri olmaması için bu süre boyunca devletin sağladığı gizli yerde bulunacaksınız.
Это дело со смертной казнью, оно продлится больше месяца, и из-за внимания прессы, вы будете изолированы.
Böylesi bir yer uzun süre boş kalmaz.
Такие апартаменты долго не простаивают.
Bu işe uzun süre için baş koyduğunu, başaracağını beynine kazımanı istiyorum, bunu başardığında yeni fikirler kazanacak işler kendilerini sunacaktır sana sen de bir kazanansın çünkü.
Я хочу чтобы вы признали, что вы пришли сюда надолго, что вы преуспеете. Когда вы это сделаете, новые идеи, успешные придут сами собой, потому что вы победитель.
Dahil olabilmen için fazla süre yok, o yüzden belki de bir atak yapmanın zamanı gelmiştir.
Привет. Как дела? Я только что получил твое сообщение.
- Sanırım bir süre daha buralardayım.
Похоже, я ещё подзадержусь здесь.
Basın utangaçlığı ve kahraman olarak anılmak istememesi nedeniyle Mildred sadece, 2008'deki ölümünden kısa süre önce bir röportaj vermiştir.
Избегая прессы и не желая, чтобы ее называли героем, она все же дала интервью незадолго до своей смерти в 2008 году.
Kısa süre içinde ikisinin bir dizi kontrollü simülasyonda birbirleriyle etkileşime girmelerine izin vereceğim.
Вскоре, я предоставлю обеим сущностям заняться друг другом в серии контролируемых симуляций.
Kısa süre içinde senden bir şeyler isteyebilirim.
Теперь у меня есть твой номер. Возможно, ты вскоре мне понадобишься.
- Onu uzun süre saklamak diye bir şey yok.
Мы не сможем прятать его вечно.
bir süre sonra 89
bir süredir 49
bir süre önce 40
bir süreliğine 93
bir süre için 43
süre 34
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
bir şey değil 1063
bir süredir 49
bir süre önce 40
bir süreliğine 93
bir süre için 43
süre 34
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir saat sonra 47
bir saniye 1866
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir saat sonra 47
bir saniye 1866
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69