Dediğini duydum tradutor Russo
259 parallel translation
Telefonu kapatmadan önce "Merhaba Johnny" dediğini duydum.
Потом она сказала "Привет, Джонни", и повесила трубку.
Şöyle dediğini duydum : "Bahse girdim mi, senin ihtiyarın domuzunu bile öperim."
"На спор я поцелую кого угодно... " даже свинью твоего старика. "
Neredeyse tam öldüğü anda şöyle dediğini duydum :
В тот миг, когда он умер, я слышал, как он промолвил :
Onun "küçük burjuva" dediğini duydum.
Он сказал "мелкий буржуа".
Birden Katarina'nın "Neden gelmiyorsun?" dediğini duydum.
Вдруг я услышала, как Катарина сказала : "Ты не хочешь подойти ближе?"
Bana piç dediğini duydum mu, duymadım mı?
Я не ослышался, вы действительно назвали меня скотиной?
Ne fark eder ki? "Kocam içeride" dediğini duydum.
Ты не слышал, как она сказала - "Мой муж".
- Dediğini duydum.
Я слышала.
Hırlıyor ve homurduyorlardı, ve bir sesin "Zuul" dediğini duydum.
И они рычали и рычали. И был огонь, и я услышала, что голос сказал, "Зуул".
- Bana komik bir şey dediğini duydum.
- Ты назвал меня каким-то странным словом, Крэндалл. - Врежь ему!
Ne dediğini duydum, neden dinlediğini bilmediğini söyledin!
- Ну, я просто говорю... Я слышал, что ты говоришь. Ты сказала, что не знаешь, почему слушаешь эту передачу.
Neyse, caddede yürüyordum... ve o sesin şöyle dediğini duydum... "İyi akşamlar Bay Dowd."
Я шел по улице и услышал голос у себя за спиной "Добрый вечер, мистер Давд"
Dediğini duydum!
я все слышал!
Dediğini duydum. Ona kulak asma.
я все слышал.
İşte böyle dediğini duydum
Так я слышал в рассказах
Bay Leverson'ın "Bir şey olmadı." dediğini duydum.
Я слышал, как мистер Леверсон потом воскликнул "Все нормально."
Ne dediğini duydum : "Sharon, orada mısın?"
Я слышал, как ты сказал : "Шэрон, вы здесь?"
Bana Ace dediğini duydum da.
Кажется, я слышал, что ты назвала меня Эйс.
- Dediğini duydum!
- Ну, ну, как это у вас называется?
Sanırım annene hayır dediğini duydum.
Ты так говоришь, как будто я не твоя мать.
- Ne dediğini duydum! Eğer itaat etmeyeceksen bile,..
- Я слышал вас!
Geçen gün birisinin eğer solucan deliğini açık görürsen bir dilek tut dediğini duydum.
На днях я слышал, как кто-то сказал, что если ты видишь, как открывается червоточина, нужно загадать желание.
Yerlilerin ona "El Radar" dediğini duydum.
Я слышал, местные называют его "Эль Радар".
- "Sam" dediğini duydum
- Сэм.
- Dediğini duydum.
Но почему сейчас?
Ne dediğini duydum dostum Adam işini kaybedebilir
Ты слышал его, парень? Он может потерять работу!
Doktorun ne dediğini duydum
Я слышала что сказал доктор.
O adamın, "Noel Baba yoktur" dediğini duydum.
Скажи нам, что ты услышал, Джейкоб. Я услышал, как тот человек сказал, что Санта Клауса нет.
Çok fazla gürültü var. Sanırım herşey yolunda dediğini duydum.
Тут шумно, мне показалось, ты сказал, что все нормально?
- Dediğini duydum.
- Ћадно, блин, пон € л уже.
Ne dediğini duydum ama sekiz saniye sonra cevap verdin.
Я это слышал, но ты думал 8 секунд.
Bir ara ben de "Anne" dediğini duydum. Ama sustu, tek kelime konuşmadı.
Мы полагаем, она узнала их до того, как её заперли, но пока что... новых она на выучила.
- Öyleyse belki bana açıklamalısın. - Ne dediğini duydum!
- Тогда, может, надо было мне объяснить.
.. "Venus çok şey biliyor" dediğini duydum.
Тогда я слышал как Гекулес сказал Клео :
Onun sana "Benden uzak dur" dediğini duydum.
Я слышал, как он сказал : "Отойди".
Yüzbaşı Apollo'nun, benim hoşlanıp hoşlanmayacağımı sorduğunu duymadım ama sana söyle dediğini duydum.
дем айоуса том йапетамио апокко ма яытаеи ам лоу аяесеи г ови, акка ма соу кееи "яивто".
Bana da "evlat" dediğini duydum.
И я слышал, ты назвал меня "сосунком."
- Ne dediğini duydum.
- Я сказал, что... - Я слышала, что ты сказал.
O adamın sana Trona dediğini duydum.
Я слышала, как он сказал тебе это имя.
- Hiç düşünmemiş bile. Ses boğuktu ama konuşmanın sonunda bir kapı sesi ve birinin "Yatak değiştirme" dediğini duydum.
Она не вложила в это никакой выдумки, и запиналась, но в конце разговора я уверена, что слышала стук и кто-то крикнул "обслуживание в номере".
"Dinin"... her tür fanatik çılgına "Tanrının isteği" dediğini duydum.
Я видел, как безумства фанатиков всех исповеданий называли "волей Божьей".
Onların "Cherche-Midi" dediğini duydum.
Я слышал "Шерш Меди".
Hayir, ne dedigini duydum.
Нет, я поняла.
Ne dediğini duydum.
Я люблю ту, кого люблю.
Aptal Fahişe dediğini duydum. bana seslendiğini sandım.
Простите, я услышала "глупая сука", мне показалось, что вы звали меня.
Dediğini doğru mu duydum?
Я правильно расслышал, что ты сказал?
Dediğini duydum, sürtük!
Я все слышала, стерва.
Hatta bazen onun şöyle dediğini bile duydum :
И я даже слышал как он говорил.
duydum dediğini
Я все слышал
Birinin "slorps" dediğini bile duydum.
И даже "каталками."
Dediğini duydum.
- Я всё слышу.
duydum 657
duydum ki 65
duydum seni 20
dediğim gibi 696
dediğin gibi olsun 64
dediğimi anladın mı 22
dediğinde 40
dediği gibi 26
dediğin gibi 139
dediğimde 47
duydum ki 65
duydum seni 20
dediğim gibi 696
dediğin gibi olsun 64
dediğimi anladın mı 22
dediğinde 40
dediği gibi 26
dediğin gibi 139
dediğimde 47