Demek istediğim şu tradutor Russo
308 parallel translation
- Demek istediğim şu Norval.
- Все, что я имею в виду, заключается в следующем.
Senden politik bir cevap beklemiyorum. Demek istediğim şu :
Когда я спросила, что вы обо мне думаете, мне не нужен был ответ, как на исповеди.
Demek istediğim şu ki ; ruhun cehennem ateşine mahkum edildi mi?
Ты спасён? Или попал в ад и обречён на вечные муки?
Demek istediğim şu ki çalındı...
Кто-то угнал мою...
Demek istediğim şu ; ben bir gurmeyim. Ben yemek yapmaktan nefret ederim.
- Перевоспитываете?
Demek istediğim şu... bunun için para ödemem gerekmiyor.
Дело в том что я не должен за это платить.
Demek istediğim şu, Nordberg biraz düzeldiği an emniyete geri dönebilir.
Все, что я хочу сказать, Вилма, как только Нордберг встанет на ноги он, с нашей радостью, сможет вернуться в полицейское управление...
Ama demek istediğim şu canım, bizi o tanıştırmıştı.
Но самое главное, дорогой, что он познакомил нас.
Bakın, demek istediğim şu ki, dağımızı inşa etmek için son günümüz.
Э-э, послушайте, вот, что я хочу сказать : ... сегодня — наш последний шанс построить гору.
Tam olarak demek istediğim şu ki | bizler hepimiz ana okul çocuklarının hediye oyuncaklarıyız.
Я правильно тебя назвал, ты подарок к школе.
Demek istediğim şu olayların bu şekilde devam etmesine daha fazla izin veremem.
Дело в том... Это больше не может продолжаться.
- Yani? Demek istediğim şu...
Просто мне кажется, что это...
- Hayır, hayır, demek istediğim şu ;
- Нет, нет, серьёзно.
Demek istediğim şu ki Kaptan, bu insanlar... yüzyllardır Bilge olarak adlandırdıkları Tanrıların,... kavgaların sonucu geleceğini inanıyorlardı.
Дело в том, капитан, что эти люди веками верили, что боги, известные как Мудрецы, избавят их от разногласий.
Yani demek istediğim şu, sana benim doğru bir insan olup olmadığıma karar verme hakkını kim veriyor?
Я хочу сказать, что даёт вам право решать, правдивый я человек или нет?
Kâseni bana versene. Demek istediğim şu evlat.
Давай-ка свою чашку, еда - дело святое.
Demek istediğim şu ki, yeni bir okulun ilk günü zor olur...
Смысл в том, что первый день в новой школе всегда тяжелый...
Neyse Beth, demek istediğim şu ki : ... seninle eve gitmeden önce duygularını düşünmem gerekirdi.
По-любому, Бет, я говорю тебе... я должен был считаться с твоими чувствами, прежде, чем пошёл к тебе.
Demek istediğim şu, nikahımızı siz kıyar mısınız?
То есть вы не могли бы провести нашу свадебную церемонию?
Demek istediğim şu ki, Bugün günlerden Sept,
Я к тoму - чтo сегoдня Шaббaт, суббoтa
Demek istediğim şu olacak olanlar olur.
Я хочу сказать, что всякое бывает, не беспокойся, Эдди.
- Yani demek istediğim şu ki,
- А? - Это я и говорю.
Demek istediğim şu : Chow Fun diyorum çünkü seni seviyorum.
Я лишь пытаюсь сказать, что я хочу в "Чоу-Фан", потому что люблю тебя.
Demek istediğim şu, Rocky makineyi sabote etti ve bize zaman kazandırdı.
Я имею в виду, Рокки испортил машину и у нас теперь есть время. - Ооо!
Demek istediğim şu bir şey değil.
Я пытался сказать, ты мне нравишься.
Demek istediğim şu, Naomi için endişeleniyorum.
Я просто говорю, что беспокоюсь о Наоми.
Her neyse, demek istediğim şu ki...
Короче, я хочу сказать,..
Demek istediğim şu ki, Donna'ya güvenmelisin.
Дело в том, что ты должен доверять Донне.
Demek istediğim şu ki Cordy Seltrax gibi bir şey alıyorsa daha önce başka şeyleri denemiş olmalı.
Думаю, что если Корди принимала нечто такое серьезное, как Селтрекс... Она сначала пробовала другие штуки.
Demek istediğim şu ki siz bana her zaman iyi davrandınız. Benim de size karşı hep dürüst olduğumu bilmenizi isterim.
Я хочу сказать, что вы были добры ко мне и я хочу, чтобы вы знали, что я был честен с вами.
Demek istediğim Eyalet Polisiyleyim, ve... onlarlayken biriyle olmuş oluyorum, ama şu anda yalnızım.
Я хотел сказать, что я здесь с полицией штата, и когда я с ними, я с кем-то ещё, но сейчас я сам по себе.
Demek istediğim, şu gülünç büyücünün yeğeni olamazsınız gerçekten. Bu söz konusu bile olamaz.
Вы, конечно, вовсе не племянница этого забавного чародея.
Şu anda yakınız, ama, demek istediğim... Anlarsın.
Мы близко, ну, ты понимаешь
Şu gördüğüm rüya, aynı bunun gibiydi... tuhaf bir şey olması yerine... Demek istediğim, hiçbir şey olmuyordu.
А только что у меня был сон, где вместо чего-то странного, что обычно снится, вообще ничего не было!
Demek istediğim, şu saniyede ben oradaki Ben otobüs durağındayım etrafta dolaşıyorum, yani... muhtemelen gazeteyi karıştırıyorum.
В эту самую секунду я хожу по станции туда-сюда, газету, может быть, листаю.
Demek istediğim, kafamı şu 19.Yüzyıl tipi şey hakkında... patlatıyordum, ah... neydi, düşünce tarzı, kurgu, insan kurgusu?
Как будто я билась головой об устаревший... как сказать.. образ мыслей, конструкт?
Demek istediğim, Jane Fonda'ya söylüyorum : Şu adama versen de birkaç güzel haber de duysak, lütfen?
Я пишу Джейн Фонде : "Трахни этого чувака, чтобы у нас были хорошие новости"
Demek istediğim, ya tıpkı bir mum gibi aniden sönseydi? Yani, şu anda atlarımızı sürerken her şeyi, birbirimizi görebiliyoruz...
Что, если бы свет пропадал мгновенно, вроде того, как гаснет свеча, например, вот сейчас мы едем, вокруг светло и всё видно, и вдруг - бум!
Demek istediğim filmin sonunda şu çocuk tiyatro oyununda oynayamadığı için kendini öldürdü?
Там в конце, понимаешь ли, парень кончает с собой, потому что не может играть в пьесе
Demek istediğim, şu "Daha yeni" iyi olan.
Это же "воз", что неплохо.
Herneyse, şu hamburgerini pişiren..,... Goebbels muhabbetinden önce, demek istediğim ;
Перед тем как Геббельс приготовил тебе гамбургер, я говорил о том, что...
Demek istediğim, su neden yok olmuyor?
В смысле, почему она не исчезает?
Bu tamamiyle... şu an bana öyle bir şey sordun ki, demek istediğim, bana biraz süre tanımalısın, tamam mı?
Дай подумать минуту. Не дави на меня сразу.
Şey, demek istediğim, şu an bulaşmış oldun, tabi ki, kendini açık fikirli, güzel ve etkileyici... Mari kadınlarından uzak tutamazsın
Ну, я в том смысле, что ты теперь занят, поэтому, конечно, тебе не доступны все эти красивые, очаровательные и очень общительные женщины Мори.
Demek istediğim, hep şu erkekler, yani güzeller, sanatsal düşünürler, harika seks yaparlar, herşeyleri tam ama, içleri bomboş.
Я имею в виду всех этих мужчин. Красивые, творческие натуры, шикарный секс. Все отлично.
- İstediğim şu oda oluyor demek?
- Значит мне в другую комнату?
Demek istediğim, şu sikik herife bak.
Сигареты у них были.
Demek istediğim, kalçalarınla yaptığın şu şey var ya...
- Какие чудеса ты вытворяешь бедрами!
Demek istediğim, donuna soktuğun şu zımbırtıyı yedirsen daha çok zarar verir.
Мы просто говорим, что кусок дерьма, торчащий у тебя из штанов причинит больше вреда, если ты его скормишь ему.
Evet, öldü ama demek istediğim, şu anda nerede?
Да, он мертв, но я спрашиваю, где он?
Demek istediğim, şu andan itibaren, daima doğru söyleyeceğim.
Вот что я вам скажу, с этого момента я говорю только правду.
demek istediğim şu ki 19
demek istediğim 2063
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim bu 42
demek istediğimi anladın mı 56
demek istediğim o değil 18
demek istediğim bu değildi 38
demek istediğimi anladın 18
demek istediğimi anlıyor musun 62
demek istediğimi anladınız mı 16
demek istediğim 2063
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim bu 42
demek istediğimi anladın mı 56
demek istediğim o değil 18
demek istediğim bu değildi 38
demek istediğimi anladın 18
demek istediğimi anlıyor musun 62
demek istediğimi anladınız mı 16
demek istediğim de bu 21
süre 34
süper 461
super 18
superman 85
sugar 19
susan 1279
summer 22
sunshine 17
sunny 39
süre 34
süper 461
super 18
superman 85
sugar 19
susan 1279
summer 22
sunshine 17
sunny 39