English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ O ] / Onu buldular

Onu buldular tradutor Russo

174 parallel translation
Maktulün ses kaydını dinledikten birkaç dakika sonra onu buldular.
Нашли его через несколько минут перед магнитофоном - он слушал голос жертвы.
Onunla anlaşma sağladım ve gözden uzak bir yerde sakladım. Ama onu buldular.
Он чувствовал себя недооцененным, мы договорились что он дает показания, а я посажу его на 1,5 года.
Birkaç gün sonra onu buldular ve çocuklarına haber verdiler.
Да, она провела там много времени, пока люди не увидели её, позвали её сына.
Oraya gittin ve onu buldular öyle mi?
Вот так просто? Ты пришёл и они её нашли?
- Onu buldular mı?
- Нашли её?
Sonra ingilizler tesadüfen onu buldular.
А затем здесь оказались британцы.
İnsanoğlunu korumak, kurtulmanın bir yolunu bulmak için. Kendi gerçekliğinin çöküşünün ötesinde, belki artık onu buldular.
для спасения человечества, для поисков средств к выживанию за пределами краха всего мироздания.
- Onu buldular, duydun mu? - Evet.
- Вы слышали, что они нашли его?
Onu buldular, Albus.
Они успели к нему, Альбус.
Onu buldular.
Ее нашли. Что?
- Buldular mı onu?
- Они нашли его?
Nerede buldular onu?
Где они ее нашли?
Onu Ritz Oteli'nde yarı çıplak ve uyuşturucu almış bir şekilde buldular.
Ее нашли в отеле, полуголую, накачанную наркотиками.
Onu nasıl yakaladılar? Nasıl buldular?
Как же до него добрались?
Tabii ki buldular onu.
Конечно, её нашли.
Onu mezartaşının altında, aşırı ve zevksiz bir şekilde süslenmiş paraphernal'inin arasında buldular.
Её нашли под могильной плитой в полной параферналии...
Birkaç ay önce, Chandernagore'de, onu ucuz bir otelde buldular.
Они танцуют. Смотрите.
Onu bir tuvaletin içinde buldular.
Они нашли это плавающим в унитазе.
Yolunu kesip üzerinde faturaları buldular ve onu götürdüler.
Вообщем они его за это и взяли
Onu orada buldular.
Там его и нашли.
Onu Lyngby Caddesi'nde buldular.
Они поймали ее на Люнгбювай.
Evet, onu buldular.
Да, они его нашли.
Geri kalanını alırlarken onu da buldular.
Когда они всё забрали, они нашли и снимок.
Onu dün buldular.
Его нашли вчера.
Onu dün buldular!
Вчера его схватила полиция!
Bu sabah onu bir araba bagajında ölü buldular. İki kez vurulmuş.
Они нашли его в багажнике автомобиля сегодня утром, дважды выстрелил.
Onu burada aşağıda buldular.
Ее нашли вон там. Внизу.
Onu bir hafta önce buldular.
Его нашли неделю назад.
Onu bir motelde buldular.
Ее нашли в грязном мотеле.
Onu ölü buldular. Gömülmüş, yüzünden vurulmuş. Eli, kemiklerine kadar soyulmuş ve dışarıda bırakılmış.
Они нашли его мертвым, похоронили, выстрелом в лицо Рука торчит из земли с кольцом его жены на пальце Который был кожей, чтобы кости.
Onu Vegas'ta buldular!
Её нашли в Лас-Вегасе!
Bence onu elinde silahla buldular ve kapı da kilitliydi.
- Я думал, дверь была закрыта. - Именно!
- Onu vuranı buldular mı?
- Нашли того, кто в него стрелял?
Onu buldular.
Он подвержен.
Onu buldular.
Они нашли его.
Onu kapılarının önünde buldular.
Найдёныш Майкла и Бена. Они обнаружили его у себя на пороге.
Onu, orada buldular.
А воттам её нашли.
Ancak onunki bisikletti ve onu buldular.
Только это был велосипед, и они его нашли.
Onu Almanya'da buldular.
Его нашли в Германии.
Üç savunmacı onu yere serme şansını buldular.
У троих защитников были шансы свалить его на землю.
- Evet. - Onu sevimli buldular bence.
- Думаю, он им очень..
Belki de Keşişler Kurt'u kontrol etme yolunu buldular ve onu bazı şeylere karşı tepki göstermesi için yetiştirdiler.
Макакам-монахам нужно было контролировать волка, может, они приучили его бояться некоторых вещей.
Aman Allahım.Ama onu oturma odasında buldular
О, Боже. Но мы нашли ее в гостиной.
Onu nasıl buldular? Kim söyledi ki?
Как они её нашли, кто им сказал?
Onu odasında buldular.
Его нашли в комнате общаги.
Onu bu şekilde buldular.
Таким мы его обнаружили.
Biliyorum. onu okyanusta buldular.
Знаю. Его нашли в океане.
İşte onu da orada buldular.
Так её и нашли.
Sebastian'ın öldüğünden nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Cesedini buldular ve onu buraya getirdiler, ve ölüm raporunu doldurdular.
Они нашли тело и подписали свидетельство о смерти.
Onu bir arabanın arka koltuğunda buldular.
Ее нашли на заднем сидении машины.
Buldular onu, Tanrım!
Они нашли его!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]