Plan şu tradutor Russo
413 parallel translation
Tamam, tamam. Plan şu :
Ладно, ладно, вот план :
Plan şu :
Это план.
Plan şu ;
План такой :
Tamam, plan şu :
Ок. план такой :
Şimdi, plan şu şekilde :
План таков :
Bakın plan şu.
Пошло дело.
Plan şu ; içeri gireceğiz.
Возможно, нам нужен план.
Plan şu ; arkadaşımızla kulüpte buluşacağız, sonra da son sınıfların partisini bulacağız.
План такой, мы встречаемся с друзьями в клубе и пробуем найти, где проводится вечеринка.
Plan şu : ceketini kap, striptiz kulübüne gidiyoruz.
Вот мой план : хватай пальто, мы идем в стрип-клуб.
Plan şu ; sana koca bir bardak "kapat şu lanet çeneni" içkisinden içirmek.
План таков, что ты сидишь и не раскрываешь свой вонючий рот.
Kimse ne söylenmesi gerektiğini umursamıyor. Plan şu :
На самом деле никого не волнует, что ты хочешь сказать.
Plan su.
Расклад такой :
Bu aptalca planı uygulama diyor bence. Şu anda yaşadığımız zorluğun sorumlusu olduğunuzu bilmiyor da ondan.
Возможно, он не знает, до какой степени вы являетесь причиной нашей нынешней проблемы.
Şu aptal planınız yüzünden.
Вы в вашими дурацкими идеями.
Planım şu, suç gecesi ben ve planım, güzel bir kitapla şu yatakta uzanıyor olacağız.
в ночь похищения мы с моим планом и книгой завалимся в мою постель.
Planımız şu.
Сделаем вот как :
Planımız şu.
План такой.
Gerçek şu ki Charlie planımı gerçekleştirmek için bir rehber köpeğe ihtiyacım var.
По правде говоря, Чарли, - Мне нужен поводырь, чтобы провернуть задуманный план.
O bir yerlerde şu anda, plan yapıyor.
Наверное, он уже планирует его.
Plan şu.
Вот мой план.
Planımız şu.
Тогда...
- Data, şu an için planın var mı?
Дейта, у тебя в данный момент есть какие-то планы?
Daha iyi bir eş! - Evet! - O şu ana kadar ki en iyi planını uygulayacak.
- Я уверен, что сейчас он придет сюда с самым лучшим планом на свете..
Şu ulaşım planını tekrar gözden geçirelim Harry.
Давай еще раз пройдем через это, Гарри.
Şu an için böyle bir planımız yok.
- Пока не планируем.
Şu düşüncelerle boğuşmayı bırakıp planı düşünürsen hayatının geri kalanı daha da kolaylaşacak.
Делай, что тебе сказано! Т ак, как распланировал Монстр! Или жалеть всю жизнь будешь ты.
Şu azizlerin ne kadar yuvarlak suratları vardı hatırlıyor musun ve arka plan da ön planla aynı boyutlardaydı. - Perspektif.
Да, рама больше, но есть разница и в самих картинах, не так ли?
Sanki sen ve ben şu ana kadar yapılmış en güzel planın parçaları gibiydik.
Ты и я - это лучший план, который был составлен без меня!
Plan şu...
Пока.
Planımız şu inatçı bir biçimde destek sistemini kabul ettirmek.
Итак, наша стратегия... мы агрессивно добиваемся системы поддержки.
Planım şu :
Это мой план.
- Plan şu ; ben gidiyorum.
Так, план такой.
Sen Brenda'nın sutyenine bakacaksın. - Diğer plan da şu ;
Я сейчас уйду, а ты рассмотришь лифчик Бренды.
Tamam. Planımız şu.
Ну хорошо, у меня есть план.
Planımız şu. Kulaktan giriyoruz, boğazından aşağı süzüyoruz ve bağırsaklara geliyoruz.
Вот наш план : проникаем в организм через ухо, далее движемся вниз по носоглотке... и попадаем в кишечник.
- Planım şu.
Я откажусь от всего.
Söylediğim gibi, planım şu.
Что я хочу сказать. А? Вот мой план.
Şu da enstitünün planı.
Но что - неизвестно. Это план института.
Şu an serbest dolaşan şüphelileri gördüm. Ve garanti ederim bu adamların yedek planı var.
Я видел подозреваемых, которые еще на свободе наверняка у них есть запасной план.
Senin şu plan işin hayatına yön vermene... veya temelindeki çatlakları tamir etmene... yardımcı oluyorsa, buna çok sevindim.
Я счастлив, что твоя "Программа" помогает тебе перестраивать свою жизнь. и заделывать трещины в фундаменте.
Durum şu ki, eğer plan çalışsaydı çoğalıcıları bir yerde sıkıştırır ve Asgard'a da sorunu çözmesi için binlerce yıl sağlardı.
Смысл в том, что если бы план сработал, это бы заперло репликаторов в одном месте и дало бы Асгардам много лет на решение проблемы.
Hayır, durum şu ki, plan yürümedi.
Нет. Смысл в том, что это не сработало.
Evet, şimdi planımız şu.
План таков.
Evet, mesele şu ki iş plan yapmaya geldiğinde kendi planlarımı kendim yaparım.
Да, но дело в том, что у меня есть собственные планы.
Planım şu, filmi yazacağım, çekeceğim, festivallere göndereceğim.
мой план в том, чтобы написать этот сценарий, снять фильм, смонтировать его, разослать на фестивали.
Şu an için planım, ihtiyacı olan birine yardım eli uzatmak.
Я просто хочу знать, что ты собираешься делать. Сейчас я предлагаю руку помощи тому, кто в ней нуждается.
Planımız şu :
- Послушайте, вот план :
Benim sorum şu ; planınız nedir?
А какой у тебя план?
Şu çocukla ilgili planın olduğunu duydum. Onunla dövüşeceğini düşünmemiştim..
Слышал у тебя другие планы, думал, ты не придешь.
Tam, Ben... siyah bir arka plan yapmalıyım ve şu boncuklar...
Хорошо, а то мне уже пора. Как подумаю, что должна записать фон черным и добавить эти кретинские кораллы...
Planımız şu.
Вот как это будет.