Sayın tradutor Russo
18,728 parallel translation
Utanılacak şeyler mi yaptınız sayın Bakan?
Вам есть чего стыдиться, госпожа министр?
Sayın Başkan.
Господин президент?
Sayın Başkan, gün gelir bu kadar şanslı olamayabiliriz.
Господин президент, однажды нам перестанет везти.
Elimi kolumu bağlamayın Sayın Başkan.
Площадь Тяньаньмэнь... — Не связывайте мне руки, г-н президент.
Hazırız sayın başkan.
Будем, г-н президент.
Maço iyimserlik için artık biraz yaşlıyım sayın başkan.
Я староват для мальчишеского оптимизма, г-н президент.
- Sayın başkan...
— Г-н президент...
Sayın başkan, bu bir kazanım. Bunu bilmeniz lazım.
Г-н президент, это победа.
Sayın başkan.
Г-н президент.
Sayın başkan. Bunu duymak istemediğinizi biliyorum ama bir asker olarak söylemeliyim ki adamlarınızı ancak geri çekilmeyle sonuçlanabilecek bir savaşa ölmeye göndermek son derece tehlikeli ve sorumsuzca.
Г-н президент, вы не захотите это услышать, но как солдат я должен сказать, что опасно и безрассудно посылать людей на смерть в войне, которая закончится отступлением.
Savunmam için bir kanıt sunuyorum sayın hakim.
Я представляю экспонат для обороны,
- Yeniden beyan edeyim, sayın Yargıç.
- Я перефразирую, Ваша честь.
- İtiraz ediyorum, sayın hâkim.
- Протестую, Ваша честь.
Kürsünüze gelebilir miyiz, sayın hâkim?
На пару слов, Ваша честь.
- İtiraz ediyorum, sayın hâkim!
- Протестую, Ваша честь.
- İtiraz ediyorum, sayın hâkim!
- Протестую, Ваша честь!
Sanığın Snipcam'deki geçmiş dosyaları her zaman dava dosyalarındaydı, Sayın Yargıç.
Кэш ответчика всегда был в открытом доступе, ваша честь.
Sayın Yargıç, bu bizi çok büyük bir hataya götürür.
Ваша честь, это дает основание для отмены решения суда.
Sayın Yargıç, yalan söylüyor.
Это ложь, ваша честь.
Sayın Yargıç, benim itibarım bu adliye sarayında bir çok kez lekelendi, ben bununla yaşayabilirim.
Ваша честь, не секрет, что моя репутация пострадала в этом зале суда. Это я могу принять.
Yalan, Sayın Yargıç.
Это ложь, ваша честь.
Sayın Yargıç, lütfen Savcılıktan bu saygısızlığa bir son vermesini isteyin!
Ваша честь, прошу вас сделать выговор обвинению за этот грубый демонстративный шёпот!
Bay Millstone? İtiraz ediyorum sayın yargıç.
Неправильно, мистер Миллстоун?
Tanığı yalancı çıkarmaya yönelik hareket ediliyor, Sayın Yargıç.
Адвокат пытается надавить на свидетеля, ваша честь.
Yeni bir kanıt elde ettik, Sayın Yargıç. Bu sebeple odanızda görüşmek istiyorum.
Я только что получила новое доказательство, я прошу о встрече в вашем кабинете.
Acil bir durum, Sayın Yargıç.
Это срочно, ваша честь.
Böyle mi olsun isterdiniz, sayın Yargıç?
Это то, что вы предпочли бы, ваша честь?
Hatırlaması için zorluyorum, sayın Yargıç.
Спорные показания, ваша честь.
Avukat müvekkilimi yönlendiriyor, Sayın Yargıç.
Адвокат дает показания, ваша честь.
Lütfen sayın Yargıç...
Прошу, ваша честь,
Sözünüze güveniyorum Sayın Başkan.
Ловлю вас на слове.
Sayın Başkan, güvenlik konusunu biraz daha ciddiye almamız gerek.
Мистер мэр, мы должны серьёзно отнестись к вашей безопасности.
- Güveniniz için teşekkürler Sayın Başkan.
Я ценю ваше доверие, мистер мэр.
- Haksız sayılmazsın.
- Ты наполовину права.
Sayıca üstün olduğumuzda saldıracağız. Sonra da her biriniz yanımda yerinizi alacaksınız.
Когда преимущество будет на нашей стороне, мы ударим, и каждый из вас заслужит себе место рядом со мной.
Seçmenlerinin sayısını kurtardın.
Ты спасла свои голоса.
Güvenliklerin devriye sayılarını da arttırdık. Bunların yanında en iyi elemanlarımızı bu işe yönlendirdik.
Охрана кампуса усилила патрулирование, а также мы начали проверку психического здоровья всех сотрудников.
Borcunuzdan Jared'a düşeni üstüne almak ucuz olmazdı ama en değerli mülkünüzün tek sahibi olarak alacağın paranın yanında bir hiç sayılırdı.
Часть обязательств Джареда по вашим долгам была не из дешёвых, но она меркнет в сравнении с тем, что вы получите как единственный владелец наиболее ценной собственности.
Onu yapıyorsan, sayıyı da atacaksın.
Будешь так делать - тебя завалят.
- Bana yaptığın bir sayılsa...
- Одно дело поступать так со мной.
Ölümünü yakından tecrübe ettiğine ve adamının sana karaciğerinin bir parçasını verdiğinde bunun sizi daha da yakınlaştırdığını düşünüyorum. Ama bu sefer sayılmaz, ikiniz de hastanedeyken başka bir tekerlekli sandalye yarışını daha yapalım
Я думал, что после всего этого опыта, когда твой друг отдал тебе часть печени, вы станете немного ближе, но теперь, когда все подобные теории разбиты в пух и прах, мы решим эту ситуацию, устроив ещё одну гонку на колясках,
- Haksız sayılmazsın.
Не могу не согласиться.
Dünya Savaşı'na dalıyoruz ve sen de pek savaş zamanları konusunda uzman sayılmazsın.
Я лишь говорю, что сейчас разгар Второй Мировой, а ты не военный консультант.
Hayatımın aşina olmadığım süper güçlerime erişebilmeme bağlı olduğunu düşünürsek pek iyi sayılmam.
Учитывая, что моё выживание зависит от доступа к способностям, с чем у меня проблемы, я немного того.
Bunun örneklerini sayısız dünyada gördük bu yüzden sizin gezegeninizin sorunları bizim gezegenimizin sorunlarına dönüşmeden, ırkınızı yok etmeliyiz.
Мы много раз видели такое в других мирах, поэтому мы должны истребить ваш вид, до того, как эта беда станет и нашей.
Bu krizin başlangıcında Başkan'ın vefat etmesinin ardından çok sayıda sorumluluğu üstlenmek bana düştü.
У меня появилось множество обязанностей, с тех пор как в начале кризиса нас покинул президент.
- Çünkü zaman kutsaldır. Sayısız insanın hayatına zarar vermeden herhangi birinin arzularına göre şekillendirilemez.
Потому что время священно, и его нельзя изменить по желанию кого бы то ни было, не причинив вреда бесчисленному множеству других жизней.
- Takımımızın varoluş sebebi tarihi korumak ama sen tılsımı düşmanlarımızla takas ettin. Böyle bir tercihin tarihe sayısız etkisi olacağına hiç şüphe yok.
Долг нашей команды - защищать ход истории, а вы отдали амулет нашим врагам, выбор, который, несомненно, окажет влияние на ход истории.
Sen de fena sayılmazsın.
Ты и сама ничего.
İkizin kim olursa olsun, güçlerin olması ölüm fermanın sayılmaz.
Знаете, ваши силы - не приговор, кем бы ни был ваш двойник.
Biri füzeyi, ölü sayısını azaltmak için başka yere yönlendirdi.
Кто-то перенаправил ракету, чтобы сократить количество жертв.
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
sayın müdür 27
sayın vali 65
sayın bayım 28
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
sayın müdür 27
sayın vali 65
sayın bayım 28