Sen biliyorsun tradutor Russo
4,795 parallel translation
O kadar insanın içinde en iyi sen biliyorsun ne olacağını.
- Окажись на его месте кто-то другой, ты бы всё поняла.
Sen biliyorsun diye, bu herkesin bilmesi gerektiği anlamına gelmiyor.
Только потому что знаешь ты, не значит, что должны знать все.
Kaza olmadığını sen de biliyorsun.
Ты знаешь, что это не было случайностью.
O atari makinesini başka kimse durduramazdı, bunu sen de biliyorsun.
Ќикто в этом отделе не остановил бы тот игровой автомат, и ты это знаешь.
Bunu sen de biliyorsun, ben de, tamam mı?
Ты это знаешь. Я знаю это. Все верно.
Söyler misin, Tanrı hakkında ne Biliyorsun sen?
Так скажи мне, что ты знаешь о Боге?
Başka şansın yok, sen de biliyorsun.
Нет, будешь. У тебя нет выбора. И ты это знаешь.
Biliyorsun, eğer benim gerçekten iyi dinlenmemi isteseydin sen... programın. suçlamaları düşürmesini sağlayabilirdin.
Если бы ты хотела, чтобы я отдохнула, ты бы могла заставить шоу снять обвинения.
- Sen nereden biliyorsun?
- Откуда вы знаете?
Gelecek sezonda terfi almak istiyordum ve sen de bunu adın gibi biliyorsun.
- Я и так стала бы ею в следующем сезоне, и ты это отлично знаешь.
Sen de biliyorsun yapabileceğini.
Ты знаешь смог бы.
Lassen, biliyorsun ki buradaki en iyi silah kullanan sen değilsin.
Лассен, ты точно не лучший стрелок здесь, верно?
- 225, sen buraları biliyorsun, değil mi?
- 225-й, ты из области Аре, не так ли?
Bunun anlaşmanın bir parçası olmadığını sen de biliyorsun.
Так мы не договаривались.
Sen ne yaptığını biliyorsun.
Ты знаешь, что делаешь.
Ama sen bunu biliyorsun zaten.
Но ты уже знаешь об этом.
Onun yeri burası değil ayrıca, sen de biliyorsun.
И ему здесь не место, ты это знаешь.
Çünkü içten içe sen de bunu istediğini biliyorsun. Uzun zamandır ihtiyacı olduğunun farkındasın.
Я верю, что когда-то, как-то, ты догадывался, что она хотела этого... нуждалась в этом долгое время.
O arazinin tam Ulusal Park Hizmetleri'ne göre olduğunu sen de biliyorsun.
Ты же знаешь, что служба нац.парков заслуживает получить эту землю.
Ne kadar kılıksız sen de biliyorsun.
Ты знаешь, как глупо он выглядит.
Bunu kullanamam Vincent, sen de biliyorsun.
Мне это не годится, Винсент, и ты это знаешь.
Sen nereden biliyorsun?
Как Вы это узнали?
Sen nereden biliyorsun?
Стой, как ты узнал?
Sen Franların dilini biliyorsun.
Он говорит на языке франков.
Bak, sadece dallamalarla çıktığımı sen de biliyorsun.
Слушай... ты же знаешь, что я встречалась с мудаками.
Sen de biliyorsun ki Bayan Strange kendisini ziyaret ediyor.
Как вы знаете, её навещает миссис Стрендж.
Olabilir ama çocuklarla görüşmen yasaklandı, sen de biliyorsun.
Может и так, но тебе запрещено общаться с детьми, и ты это знаешь.
Haklı olduğumu sen de biliyorsun.
Ты знаешь, что я прав. Так чего ты ждешь?
Bunu yaparsan iyileşemem, sen de biliyorsun.
Я не вылечусь, ты знаешь, что это правда.
Her yaştan insan var aramızda, sen de biliyorsun.
- Вы знаете, мы бываем разных размеров.
- Çalışırken ne hale geldiğini sen de biliyorsun.
- Ты мог заработаться и перепутать.
Söylemek isterim ama Cadmus sinirlenince nasıl oluyor sen de biliyorsun.
Я бы с радостью, но... Вы же видели, какой Кадмус бывает, когда злится.
Fakat sen hangisinde olduğunu biliyorsun, değil mi?
Но ты ведь знаешь, где он прячется, да?
Sen de bana sonuna kadar güvenebileceğini biliyorsun.
Вы ведь знаете, что можете доверять мне на сто процентов, да?
Sen ailemin yerini biliyorsun ben de seninkini biliyorum.
Ты, пидор, знаешь, где моя семья, ну а я знаю, где твоя.
Onu öldürecekler, sen de biliyorsun.
* Они убьют его, и ты это знаешь.
- Bu doğru değil Kiko, sen de biliyorsun.
– Так нельзя, Кико, сам понимаешь.
Ama sen, nerede olduğunu biliyorsun değil mi?
Но вы знаете, где он, да?
Danny'nin babamı incitmediğini sen de biliyorsun.
Ты знаешь, что Дэнни не трогал отца.
Annemle babamın nasıl olduğunu sen de biliyorsun.
Ты знаешь, какими были родители.
Sen de biliyorsun, kardeşlerin senden nefret etmiyor.
Твои братья не испытывают к тебе ненависти.
Sen de farkındasın! Her şeyin saçmalık olduğunu biliyorsun!
Ты же знаешь... знаешь, что всё это чушь.
Jason'ın böyle bir şey yapacak yeteneği olmadığını sen de biliyorsun.
Ты же знаешь, Джейсон не способен сделать что-то подобное.
Orada olduğumu biliyorsun. Sen de gördün.
Вы же знаете, что был, я вас видел.
Bundan fazlasıyım, sen de biliyorsun.
Больше, чем человек, и вы это знаете.
Ama sen bunu biliyorsun sanırım.
Но, я думаю, вы и так это знаете.
Sen de benim neler yapabileceğimi biliyorsun Bay Chandler.
- А вы, мистер Чендлер, знаете, на что способна я.
Onları geride bıraktın, sen de biliyorsun.
Ты оставила их позади, ты знаешь это.
- Sen nereden biliyorsun?
Откуда ты знаешь?
Bu saçmalık ve sen de bunu biliyorsun!
Это полная чушь и ты знаешь это.
- Sen nereden biliyorsun yahu?
Откуда ты это знаешь?
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
sen benimsin 132
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
sen benimsin 132
sen bilirsin 301
sen beni sevmiyorsun 23
sen bir tanesin 30
sen benim her şeyimsin 20
sen bir 32
sen bana aitsin 27
sen benim 28
sen bir meleksin 58
sen benim karımsın 46
sen bir pisliksin 43
sen beni sevmiyorsun 23
sen bir tanesin 30
sen benim her şeyimsin 20
sen bir 32
sen bana aitsin 27
sen benim 28
sen bir meleksin 58
sen benim karımsın 46
sen bir pisliksin 43