Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ B ] / Book an o

Book an o перевод на турецкий

144 параллельный перевод
Let's get a gram of ancef, and 1 50 gentamycin iv, book an O.R.
Tanrım, acıyor! Bir gram ancef ve 150 gentamycin verin, ameliyathane hazırlansın.
Let's get a gram of ancef, and 150 gentamycin IV, book an O.R.
Tanrım, acıyor! Bir gram ancef ve 150 gentamycin verin, ameliyathane hazırlansın.
- I'll take him. Call neuro, and book an O.R.
Nöroloji'yi ara, ameliyathane ayır.
Well, then go ahead and book an O.R.
O halde git ve bir ameliyat odası ayarla.
I'll book an O.R.
Ameliyathane ayarlayayım.
Lily, book an O.R. in my name.
Lily, ameliyathaneyi ayarla.
- Should I book an O.R.?
- Ameliyathane sırasına alayım mı?
- Book an O.R. Where's the Foley?
- Ameliyathaneyi arayın. Foley nerede?
- All right? Let's book an O.R.
- Ameliyathane ayarlayalım.
- Uh, stevens, page the cardio fellow, then book an O.R.
- Stevens, kardiyo ekibine haber ver ve ameliyasane ayarla.
We should book an O.R.Right away.
Hemen ameliyat etmeliyiz.
I'll book an O.R.
Ben bir ameliyathane ayarlayayım.
Uh, page hahn and the chief.Book an O.R.
sefe ve Hahn'a haber verin. Bir ameliyasane ayarlayin.
um, start her on pre-op antibiotics and book an O.R.
Ameliyat öncesi antibiyotiğe başla ve bir ameliyathane ayarla.
Cancel all my elective surgeries this afternoon and book an O.R.
Bu öğleden sonraki acil olmayan ameliyatlarımı iptal edip bir ameliyathane ayarla.
Then he disdains to shine... for by the book he should have braved the east an hour ago.
O zaman parlamaya tenezzül etmemiş çünkü takvime göre doğuyu şereflendireli bir saat olmuş.
Then let me suggest that my life is not an open book... to you, to any man, least of all to myself.
O halde size şu kadarını söyleyeyim hayatım açık bir kitap değildir... size, yada başka birine, hayatımın en küçük bir parçası bile.
- They evidently seized upon that one book as the blueprint for an entire society.
Belli ki o kitap bütün toplum için şablon görevini görmüş.
But what's a ranger going to do with an old book?
Peki ama korucunun o eski kitapla ne işi olur?
Now, I couldn't help noticing that a man with such an impressive library, isn't it funny what he did to that book?
Şimdi, istemeden gördüm ki, bu denli etkileyici bir kütüphanesi olan biri, o kitaba yaptığı şey garip değil mi?
The book implied an act of bloodshed was once committed in that house.
Kitap, o evde daha önce kanlı eylemler olmuş olabileceğini iddia ediyordu.
I'm sure now that it wasn't an accident that Laszlo left that book around for me to see.
Şimdi eminim Bu bir kaza değildi. Laszlo... O kitabı benim görmem için bıraktı.
But anyway, the book says that when we feel an argument coming on, we are supposed to stop and share a nice memory.
Herneyse, kitap ayrıca şunu diyor, eğer bir tartışmanın geldiğini hisedersek, o anda durup eski bir anıyı paylaşmamız gerekiyor.
You're dealing, then, with someone so obsessed... that he or she is willing to kill an irrelevant and innocent victim... in order to place the blame on the person who wrote that book.
O halde karşınızda, yazarı zan altında bırakmak için masum birini öldürecek kadar hasta ruhlu biri var demektir.
Book me a flight... rent me an igloo, and tell those dorks at the Kwik-E-Mart that, boom, I am out of here.
.. bir igloo kirala ve Kwik-E-Mart`teki o ahmaklara benim buradan ayrıldığımı söyle.
You see, you're not a person to me. You're an entry in my book, that's all.
Sen benim için bir insan değil hesabımdaki bir borçsun o kadar.
Yea from the table of my memory I'll wipe away all trivial fond records all saws of books, all forms, all pressures past that youth and observation copied there and thy commandment all alone shall live within the book and volume of my brain unmixed with baser matter.
Hafızamın kara tahtasından silerim de bütün boş anıları bütün kitaplarda yazılan, çizilenleri gençliğimden, gözlerimden kalanları yalnız senin buyruğun kalır. Beynimin defterinde, yapraklarında ıvır zıvır bütün bildiklerimin üstüne evet, yemin Allah'ıma, o kalır yalnız.
"He is like an open book."
O, açık bir kitap gibidir.
She's an extraterrestrial, a ghost, a myth, not a person in a phone book.
O bir uzaylı bir mit, fiıhristte adı yer alan biri değil.
But if you call every Monica Jones in the book, then your party must have an unlisted number.
Ama eğer telefon rehberindeki bütün numaraları aradıysanız, o zaman aradığınız kişi numarasını rehbere bildirmemiş demektir.
Well, then we'll just have to consult an etiquette book from 1 955.
O zaman 1955 basımı görgü kuralları kitabına başvurmamız gerekir.
Call the O.R. Book a room for an endoscopic discectomy.
Endoskopik diskektomi için ameliyathane ayırt.
As I saw her comb in her bun in majestic simplicity... I felt for a moment it was worth a history book.
Çok sade bir şekilde topuzuna geçirdiği tarağı gördüğümde bir anlığına o anın pek çok şeye değer olduğunu düşünmüştüm.
My fiancé gave me that book as an engagement gift.
Nişan hediyesi olarak, Nişanlım o kitabı vermişti.
I can't even keep an address book together.
O konuda berbatım. Adres defteri bile tutamıyorum.
That book is the reason I became an engineer.
Mühendis olmamın nedeni o kitap.
I don't know what book you were reading from then, and I don't know what book you're reading from now, but killing women and children is not permitted in the holy koran.
O zamanlar okuduğun kitabı bilmiyorum ve şimdi de okuduğun kitabı bilmiyorum ancak Kur'an-Kerim, kadın ve çocukları öldürmeye izin vermiyor.
I changed the phone message to tell people we'd be out of town, I put together a first aid kit I turned the fridge thermostat down, because it doesn't have to be cold I called the paper and stopped delivery and I erased an old Mad Libs book so we'd have something to entertain us in the car.
Telesekreter mesajını şehir dışında olacağımızı bildirecek şekilde değiştirdim. Küçük bir ilk yardım çantası hazırladım. Çünkü açıp kapamayınca içini o kadar soğutmaya gerek yok.
An unimaginative, by-the-book, low-level incompetent who will plod along, getting nowhere with the media watching his every step.
Yaratıcılıktan yoksun, kuralcı, düşük seviyeli bir beceriksiz. O boş yere uğraşıp didinirken medya her adımını izleyecek.
[Woman] This life is but a page in an enormous book... in which we will always be who we are.
Bu hayat kocaman bir kitapta sadece bir sayfa ve bu sayfada hep neysek o olacağız.
What's that, a scrap book?
O ne, anı defteri mi?
It's a matter of time before Magnus figures it out and beats us to the book.
O zaman Magnus'un bunu çözmesi ve kitaba ulaşması an meselesi.
But among my holdings is a tabloid newspaper with a dwindling circulation. What better way to drive up readership than to publish the sordid exploits of an errant C.E.O. In the form a little black book?
Şirketimin, tirajını kaybeden küçük gazetesini, maceraperest, bir yöneticinin aşağlık kahramanlığıyla daha çok okunur hale getirmek çok işe yarayacak.
And with a book about to be published, he has the most to gain by an attempt on his life.
Ve yayımlanmak üzere olan bir kitabı varken hayatına kastedilmesinden en kârlı o çıkacaktı.
So you're saying that whatever was on that plank is now in the President's Secret Book?
Yani diyorsun ki, o tahta parçasındaki her ne ise şu an Başkan'ın Sırlar Kitabı'nda.
"The Power Of An Educated Mind." Does anyone have any questions about that book?
O kitap hakkında sorusu olan var mı?
Phyllis, it might be an idea if they go through all the O's in the phone book.
Phyllis, telefon rehberindeki O ile başlayan... isimlerden başlamak bir fikir olabilir.
I remember when you were little you liked to look in the back of the math book because you knew even though it made no sense then, by the end of the year you'd understand it all.
Hatırlıyorum da, küçük bir çocukken o an bir anlamı olmadığını bilsen de matematik kitabının son sayfasına bakmaya bayılırdın. Çünkü, sene sonunda kitabın tamamını öğrenmiş olacaktın.
What's so beautiful about DNA is that it's turned biology into a kind of branch of computer science, that every animal and plant is carrying around, inside every one of its cells, an instruction book for making that animal and making its children.
DNA'nın güzel olan tarafı, biyolojiyi, bilgisayar biliminin bir çeşit dalı haline çevirmiş olması. Her hayvan ve bitkinin kendi her hücresinde taşıdığı, o hayvanı ve çocuklarını yapmak için komutların bulunduğu bir kitap.
Book us an O.R.
Ameliyathane ayarla.
If I were to buy a book about a girl named Bianca and an older guy where would I find it?
Eğer Bianca ve yaşlı bir adam diye bir kitap alacak olsaydım o kitap hangi bölümde olurdu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]