How about me перевод на турецкий
5,308 параллельный перевод
I don't need to talk about how my mom's boyfriends messed with me when I was just a kid.
Daha çocukken annemin sevgililerinin benimle uğraşmalarını anlatmak zorunda değilim.
Well, it's not awesome for me either, hearing guys talk about how hot my sister is.
Benim için de oğlanlardan kardeşimin ne kadar çekici olduğunu duymak harika sayılmaz.
And I'd appreciate it if you'd stop telling me how I should feel about it.
Bu konuda nasıl düşünmem gerektiğini bana söylemeyi kesersen minnettar olurum.
You know how I feel about violence, or do you not remember me screaming at you the last time that you picked a fight with Liam.
Şiddet hakkında neler düşündüğümü biliyorsun. Ya da Liam ile en son kavga ettiğinizde sana bağırdığımı hatırlamıyor musun?
Well, I don't plan on hurting myself, Ms. Neal, so how about you let me out?
Kendime zarar vermeyi planlamiyorum, Bayan Neal yani beni çikarmaya ne dersiniz?
How about me?
Ya ben?
Nothing I can say to you is going to change how you feel about me.
Söyleyeceğim hiçbirşey benimle ilgili hissettiğin şeyleri değiştirmeyecek.
Virginia, God bless her, tried... tried to give me some baloney story about how they're publishing the study, working out of the hotel.
Virginia, Tanrı yardımcısı olsun, bana otelde çalışmayla uğraştıkları hakkında bir palavra uydurmaya çalıştı.
Well, I suppose, I would like to know how to put what happened to me in its proper place, to not think about it all the time, every day.
Sanırım başıma gelenleri ait oldukları yere nasıl koyacağımı bilmek için. Her zaman, tüm gün boyunca düşünmemek için.
Speaking of which, if you need me to stay another night, how would you feel about me having a friend over?
Söz açılmışken, burada kalmamı istediğin zamanlarda zamanlarda, misafir ağırlamam senin için sorun olur mu?
I don't know how to feel about this. No, me either.
- Bu konuda nasil hissedecegimi bilemiyorum.
How do you feel about me?
Benim hakkımdaki hislerin ne?
And Emily obviously doesn't know about us- - our past, how you left me in Japan with a promise to return.
Ayrıca Emily'nin bizi bilmediği ortada geçmişimizi, dönme sözü vererek beni nasıl Japonya'da bıraktığını.
Glad you're here, because Josh was telling me how he really feels about vampires, about me.
İyi ki geldin. Josh bana vampirler ve benle ilgili ne hissettiğini açıklıyordu da.
I know how busy you all are with work and errands and snarking about me on your cellphone.
Hepinizin ne kadar işi gücü olduğunu biliyorum. Bir de cep telefonlarınızdan benim dalga geçtiğinizi tabii.
I don't know how you heard about me. It must've been good, right?
Nereden duydunuz bilmem ama umarım hakkımda iyi şeyler demişlerdir.
He keeps telling me about you too... what you taught him, how close y'all were.
Bana sürekli senin ona öğrettiğin şeyleri anlatıyor, sizin ne kadar yakın olduğunuzu.
I mean, but I was talking to Chick about... you know, how I wanted to move to New York to follow my dream, and he told me to imagine my life exactly how I wanted it, and then picture it without you.
Chick'le konuştuğumda yani New York'a taşınıp hayallerimin peşinden koşmamı falan bana istediğimi tam olarak hayal etmemi söyledi sonra da sensiz halini hayal ettim.
How about we just cut out the middleman, which is me, and you can fuck your brother?
Arada kalanı, yani beni ortadan kaldırsak ; sen de kardeşini siksen nasıl olur?
How about just for a second you pretend like you're not four times smarter than me, and that I might actually know what I'm talking about.
Nasıl sadece iddia, bir saniye için yaklaşık gibi, benden dört kat daha akıllı değilsin ve ben olabilir aslında Ben neden bahsettiğimi biliyorum.
How dare you talk to me about trust?
Benimle güven hakkında konuşmaya nasıl cüret edersin?
How about you trade him for me? No.
- Onu benimle değiştirmeye ne dersin?
She's doing it to protect me, but how am I supposed to feel anything about him being gone if I don't know what he was like while he was here?
Beni korumak için yapıyor. Ama buradayken nasıl biri olduğunu bilmezsem ölümü hakkında nasıl bir şeyler hissedebilirim ki?
How about "please don't kill me"?
"Lütfen beni öldürmeye" ne dersin?
Or how about you just getting arrested, and it was me who had to bail you out?
Ya da benim seni kurtardığım, hapishanede olduğu gibi mi?
It's like, everything that I tolerated about you for the past 15 years just started to drive me insane again, like how stubborn you are.
Son 15 yıldır tolere ettiğim şeyler beni tekrar delirtmeye başladı. - Ne kadar inatçı olduğun gibi.
Or would you rather hear about how the man you loved followed me around like a dog hear of his touch, his kiss, the look in his eyes when I...
Yoksa sevdiğin adamın köpek gibi peşimden geldiğini mi duymak istersin ya da onun dokunuşlarını, öpüşlerini bana bakışlarını...
How about, "My boyfriend gave it to me"?
Peki ya "erkek arkadaşım" verdi nasıl?
How about a date to teach me!
Bir ara bunu bana öğretebilirsin!
But the first thing he told me about was his family and how you would welcome me.
Ama bana anlattığı ilk şey ailesi ve beni ne kadar memnuniyetle karşılayacağınızdı.
Maura, Hope knows how I feel about her, and she swallowed her pride and she came to see me anyway.
Maura, Hope kendisini nasıl gördüğümü biliyor, yine de gururunu bir yana bırakıp beni görmeye geldi.
It's just, um, me and the men were talking about how we haven't seen much of you since we all ended up back here.
Sadece ekiptekilerle konuşuyorduk da, buraya döndüğümüzden beri sizi doğru dürüst hiç göremiyoruz.
Trust me, this is the perfect way to see how Karma feels about you.
Karma'nın sana karşı ne hissettiğini öğrenmenin en iyi yolu bu.
I've had about a hundred boyfriends die on me over the years, but I remember how painful those first ones were.
Yıllar boyunca bir yığın erkek arkadaşım öldü ama ilklerin ne kadar acı verdiğini hatırlıyorum.
The night we met, remember that story you told me about how you was turned?
Tanıştığımız gece, vampir olmanla ilgili bana anlattığın hikayeyi hatırlıyor musun?
And-and I won't get into the whole thing about how watching Kurt and Mercedes sing got me all sentimental because I know you'll just make fun of me for it.
Ve Kurt ve Mercedes'in şarkısının beni ne kadar duygulandırdığından bahsetmeyeceğim bile çünkü dalga geçeceğini biliyorum.
How about we start again, you and me?
Baştan başlamaya ne dersin?
How about instead of assuming I failed, you ask me how it went?
Direkt olmadığını varsaymak yerine, nasıl gittiğini sorsanız?
How about you let me go deal with that stupid shit before I deal with your stupid shit?
Senin saçmalıklarınla ilgilenmeden önce bahsettiğim saçmalıkla ilgilensem olur mu?
How dare you tell me about my problems and patterns when I don't see you any more connected to somebody than you were when we were together?
Birlikte olduğumuzda olduğundan daha fazla ilgili biri olmadığın halde ne cüretle benim ideallerimden, sorunlarımdan bahsediyorsun?
How about just telling me what's coming to me?
Elime ne geçeceğini söylesene.
How about you just go away and let me grieve in peace?
Gitsene, huzur içinde yas tutayım.
So how about you call me later?
- Beni daha sonra aramaya ne dersin? - Tabii.
Well, how about you guys take me along, then?
Beni de yanınızda götürseniz nasıl olur?
If you won't let me save you, how about we save everybody else?
Madem seni kurtarmama izin vermiyorsun diğerlerini kurtarmaya ne dersin?
Hey, uh, Coach, you know how you're always getting on me about my pizza baby?
Koç, hani hep benim pizza yavrusu yüzünden bana yüklenip duruyorsun ya?
Hey, me dad wrote to me talking about how we haven't killed anyone yet.
Babam mektubunda hala nasıl bir kimseyi öldürmediğimizi soruyor.
How do you think about me?
Hocam... Benim hakkımda ne düşünüyorsunuz söyler misiniz?
How about you let me put it to good use, huh?
Şunları iyi bir işte kullanayım ha?
I hope you don't mind me sharing, but the other day you were talking about how important music is to you.
Geçen gün, müziğin senin için ne kadar önemli olduğundan bahsetmiştin.
Well, how's about you jump on a whaleboat with me, Major?
Benimle bir filikaya atlamaya ne dersiniz Binbaşı?
how about you 1902
how about that 1165
how about 1055
how about this 1088
how about yours 27
how about yourself 26
how about lunch 22
how about tomorrow 70
how about now 231
how about some coffee 28
how about that 1165
how about 1055
how about this 1088
how about yours 27
how about yourself 26
how about lunch 22
how about tomorrow 70
how about now 231
how about some coffee 28