Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I'll just say

I'll just say перевод на турецкий

1,073 параллельный перевод
If you don't do just as I say, I promise you'll regret it.
Dediğimi yapmazsan, yemin ediyorum olacaklardan ben sorumlu değilim.
Just a moment, Charlotte, and I'll try to explain how I see my wife.
Charlotte, izin ver de sana karımı kendi gözümden açıklamaya çalışayım.
When I'm too ashamed to say any more, you can explain, and I'll listen and understand, just as I've always done.
Utancımdan daha fazla konuşacak cesaretim kalmadığında açıklamalarını yaparsın ki her zaman olduğu gibi dinler ve anlayışla karşılarım.
I just wanted to say a few words, then we'll go.
Sadece bir iki şey söyleyip gideceğiz.
Just say I'll return before dark
Gün batımında döneceğimi söylersin!
This kid is and I'm just saying this because I don't know what the hell else to say he's a very smart....... you know, an ingenious guy that I think is one of the greatest guys I ever slept with, you know what I mean?
Bu çocuk... bunu söylüyorum, çünkü söyleyecek başka bir şey bulamıyorum... çok akıllı... ve marifetli bir çocuk... sanırım, yanında yattığım en mükemmel erkeklerden biri, anlıyor musun?
I'm sure it'll cheer their souls just to hear you say that.
Bunu duymalarının ruhlarını teselli ettiğinden eminim.
I'll just say that line again.
Bu repliği bir daha söyleyeceğim.
And if you need anything, just say so, and I'll get it for you. Okay?
Bir ihtiyacınız olursa seslenin.
Well, I've just got this bulldozer to lie in front of, or it'll knock my house down, but otherwise... no, not especially.
Önünde yatmam gereken bu dozer var, yoksa evimi yıkacak. Bunun dışında pek meşgul sayılmam. Niye sordun?
- I'll just say goodbye.
- Sadece hoşça kal diyeceğim.
I can't just sit like this, they'll say I was passive.
Boş boş oturamam. Beni pasif görmemeleri lazım.
Let me just say that I have a feeling you'll do the right thing at the right time.
Senin doğru zamanda doğru şeyi yapacağına inandığımı söylememe izin ver.
I'm not a specialist in that? So, I'll just do what you say.
Bol miktarda içki içtikten sonra, sen "My Darling Clementine" şarkısını söylerken ben de hiçbir şey yokmuş gibi seni tedavi edeceğim.
On behalf of the intelligent women around the world, may I just say...
Dünyadaki tüm akıllı kadınlar adına, diyebilir miyim ki...
Striker, we don't have much time, but I'll say this... you pull this off, and a lot of people just might forget that Macho Grande ever happened.
Striker, fazla vaktimiz yok. Şunu söylemeliyim ki bunu başarırsan pek çok insan Macho Grande'yi tümüyle unutacak.
All right, I'll just have the girls say their goodbyes, okay?
Tamam, ben kızları çağırayım babalarına güle güle desinler, tamam mı?
If he just kills me, I'll be lucky.
Beni öldürmekle kalırsa, şanslı sayılırım.
All right, my lord and master, I'll do just as you say.
Pekala loerdum ve efendim, siz ne derseniz onu yapacağım.
See, when you're a father, you censor yourself. You try not to curse. You get just as angry with a child and you don't want to say " What the filth and I'll bust your filth
Baba olduğun için ne kadar kızarsan kız, küfür etmemeye çalışırsın.
I'll just say good night.
Sadece iyi geceler diyecektim.
Well, I'll just say good-bye to you now, then. Expect it to be for the last time.
O halde size hoşçakalın diyorum, üstelik son kez.
You say, "Just let me get this foot moving... and I'll make it to this fuckin'bed."
Durmadan şöyle dersiniz. "Hele şu ayağım bir hareket etsin. O kahrolası yatağa varırım."
I'll just be like right now, not knowing what to say.
Ne diyeceğimi bilemiyorum.
I just wanted to shake your hand, but if you don't want to shake my hand, I'll just say congratulations.
Sadece elini sıkmak istemiştim ama elimi sıkmak istemezsen, tebrikler diyeyim bari.
And you'll see, your Worship just how I accompany my dance!
Göreceksiniz, sayın yargıç dansıma nasıl eşlik ettiğimi!
Okay, I'll just come up to say hello and give her a kiss.
Tamam, sadece merhaba deyip onu öpeceğim.
Okay, I'll just say hello and good-bye.
Tamam yalnızca merhaba ve güle güle diyeceğim.
If you say no, I'll just leave now.
Eğer hayır dersen, seni şimdi burada bırakırım.
So I just wanna say thank you and I'll never forget this birthday as long as I live.
Teşekkür etmek istiyorum ve bu doğum günümü hayatım boyunca unutmayacağım.
I'll make an exception just to say this.
Bir ayrıcalık yapıp sana şunu diyeceğim.
I say, we'll hold a feast I your honour, prepare all our specialities, boars... with mint sauce and we'll have mounds of beer all heated till it is just right.
Şerefinize bir ziyafet vereceğiz, bütün özel yemeklerimizden, domuzlardan... nane soslu hazırlatacağız, ve biraları kıvamına gelene kadar ısıtacağız.
Just want to say something, I'll be back.
Bir şeyler konuşup geri döneceğim.
I'll say you just took off.
O halde sadece gittiğini söylerim.
I won't say anything, I'll just look.
Hiç konuşmam, bakarım sadece.
You're just trying to say all great stuff so I'll feel even worse that you're not around.
Bu güzel şeyleri, sen yokken kendimi daha kötü hissedeyim diye söylüyorsun.
Half dead, I just don't believe you'll kill me.
Sayılır. Sadece senin beni öldüreceğine inanmıyorum.
Can we just say we'll be married when I get back?
Evleneceğimizi geri döndüğümde söyleyebilir miyiz?
Maybe I'll just say hi, then I'll be on my way.
Bir merhaba der, sonra yola koyulurum.
I'll, uh... what? I just wanted to say hi.
Sadece selam demek istedim.
But you're such a good chap, there's no need for any of that. So I'll just say cheery-bye.
Ama açıkçası, öyle iyi birisin ki, sana o tür şeyler yapmama hiç gerek yok, bu yüzden sadece'esen kal'diyeceğim.
Ladies and gentlemen, I'll save any unnecessary words, just say his name.
Bayanlar, baylar, onu anons ederken fazla söze gerek yok.
I don't know how to say this so I'll just say it.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum en iyisi söyleyeyim gitsin.
I'll just come home and I'll say, " Hi, honey.
Ben sadece, " Selam, tatlım,
Just say one sentence I like l`ll release him
Bir cümle söylemen yeter, onu hemen bırakırım.
Oops. Well, let's just fry him up, and we'll say next time I get a pet, you can let him starve to death.
Peg, çok bişeyimiz yok, ama en azından birbirimizden sır saklamıyoruz.
It's too much to remember I'll just say you're...
Söyleyecek çok şey var Sen sadece...
Just say the word if you can't take it - and I'll try to get some replacements.
Eğer başa çıkamayacaksanız, söylemeniz yeter. Ben yerinize başkalarını bulmaya çalışırım.
Maybe I'll say just this.
Sana söyleyeceklerim.
I'll just say we made a mistake.
Yalnızca hata yaptığımızı söyleyeceğim.
I'll do anything you say, just name your price.
Ne istersen yaparım, yeter ki söyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]