I just need to перевод на турецкий
10,410 параллельный перевод
Now I just need to find out why I wanted to make it.
Neden yapmak istediğimi anlamam lazım.
Hey. I just need to rewire the firing mechanism, and we're good to go.
Ateşleme mekanizmasını da kabloladıktan sonra tamamız.
I just need to get it out of my system before we start.
Yalnızca başlamadan önce vücudumdan atmam gerekiyor.
I just need to shake it off.
Sadece atılması gerek.
Uh, I just need to light all this stuff on fire.
- Şunları yakıp gideceğim.
Truth of the matter is, I just need to get Bianca out of my system.
Gerçek şu ki Bianca'yı unutmam lazım.
You seem like a nice guy. I-I just need to keep the customers I got.
Elimdeki müşterileri tutmak istiyorum sadece.
I just need to keep her safe.
Onu güvende tutman gerekiyor.
I really think I'm onto something, I just need to get these people to trust me.
Galiba bir şey yakaladım ama bana güvenebilecek insanlara ihtiyacım var.
I just need to figure this out.
Neler olduğunu anlamalıyım.
I just need to get her back.
Onu geri istiyorum sadece.
I just need to look at the back of her neck.
Boynunun arkasına bakmam gerek sadece.
I just need to talk to him.
Dövüşmem gerekmiyor.
I just need to know that she's gonna stay locked away and never hurt Aria again.
Bilmem gereken tek sey sonsuza dek kapali kalip bir daha Aria'ya zarar verememesi.
Well, I just need to grab something, and I will show myself out, thank you.
Tamam. Eh, ben sadece şeyler kapmak gerekir Ve kendime dışarı gösterecek, teşekkür ederim.
I just need to figure this out on my own.
Bu işi kendi başıma çözmem gerek.
Though maybe I just need to make peace with it, you know what I'm saying?
Belki de böyle kabul etmem gerekiyor, anlıyor musun beni?
I just need to make it out of this little predicament if I'm going to keep that ball rolling.
Ancak eğer yoluma devam edeceksem bu badireden kurtulmam gerekiyor.
So, I know all about it, and now I just need you to stop pretending and be honest with me.
Yani her şeyi biliyorum, ve senin de rol yapmayı kesip bana karşı dürüst olmanı istiyorum.
You just need to read this thing I found.
Bu bulduğum şeyi okuman gerek.
It's just some people, if they knew exactly what I looked like, they wouldn't even show up, so adjustments... need to be made.
Evet benim. Bazı insanlar görünüşümü tam olarak bilince de, boy göstermiyorlar bile...... işte bu yüzden de düzenlemeler yaptım.
I just need willing others to help me.
Bana başkalarına yardım etmeye istekli olduğuma inanıyorum.
And I just need you to keep him there and I will...
Ve onu orada tutmalısın. Ben...
Despite what he just said, I'm gonna need you both to leave my side.
Söylediklerine rağmen ikinizin de yanımdan gitmesi lazım.
- I need you to just act fast, okay?
- Sadece hızlı davranmana ihtiyacım var, tamam mı?
anything else you need. I just need you to clear out.
Defolup gitmeni istiyorum sadece.
I just need someone to take the core offline, so I can remove it safely and shield it.
Bunu buradan çıkarıp güvence altına almam için birinin çekirdeği devre dışı bırakması gerekiyor.
I just need you to stay right where you are.
Sadece olduğun yerde kal.
I just need the money to save her and her mum.
Onu ve annesini kurtarmam için paraya ihtiyacım var.
I just, I need to know, for when that time comes, that I'd made a genuine attempt to talk things over, to try and avert the inevitable, just once.
Sadece bilmem gerekiyor, o zaman geldiğinde her şeyi konuşarak çözmek için cidden uğraştığımı bu kaçınılmaz sondan bir kerecik de olsa kaçınmaya çalıştığımı.
I just... I need to prove...
Benim... kanıtlamaya ihtiyacım var...
Look, you don't owe me anything, but for what it's worth, I'm just here to listen to whatever you need to say.
Bana bunu borçlu değilsin, ama önemli olan şu ki, ne söylersen dinlemeye hazırım.
I'm just going to need to numb the area before we begin.
Başlamadan önce bölgeyi uyuşturacağım.
Look, I just need you to promise me one thing.
Bak, bana bir sey için söz vermen gerekiyor.
Just.... I-I need a chance to explain.
Sadece anlatmak için bir fırsata ihtiyacım var.
I just don't think I'm ready to come back yet, and the last thing you need in a life-or-limb situation is me.
Sadece henüz dönmeye hazır değilim, ihtiyacın olan son şey benim gibi bir sakatla uğraşmak zorunda kalmandır.
I just need you to know one thing.
Tek bir şeyi bilmeni istiyorum.
I just need him to see.
Sadece anlaması gerektiğini düşünüyorum.
Because tonight it was just a reminder that... Anything can happen, which why I need you to promise me something.
Çünkü bu gece, her an her şeyin olabileceğinin bir hatırlatıcısıydı bu yüzden bana bir söz vermelisin.
So, I guess... we just both need to remember that what's important... is that you never... ever... touch my stuff.
Sanırım... ikimiz de neyin önemli olduğunu unutmamalıyız... asla... ama asla... eşyalarıma dokunmayacaksın.
I just need a couple of minutes to get my head round it.
İdrak etmek için bir iki dakikaya ihtiyacım var.
I need to process with him- - that I can't talk about- - but let's just say some shit is going down!
Onunla dava açmamız lazım... Bu konudan bahsedemem ama bazı şeylerin boka battığını söyleyebilirim!
I just need you to sign these informed-consent documents, Ms. McDowell.
Şu belgeleri imzalamanız gerekiyor Bayan McDowell.
I just may need the day to get back on my feet.
- Kendime gelmek için bir gün dinlenmem gerek.
I just need you to do something.
Sadece bir şeyler yapmanız gerekiyor.
Okay, I just need you to breathe.
Nefes almanı istiyorum.
It's just, I think you need to let me handle things from now on, okay?
Ama bundan sonra işleri benim halletmeme müsaade edeceksin, olur mu?
I just think... we need to work on ourselves before we can talk about us.
Ben düşündüm de... Bizden bahsetmeden önce kendimizi düzeltmemiz lazım.
I don't know why, but I just need you to sign them.
Bilmiyorum neden, ama ben onları sana imzalatmam lazım.
Now, Elliot, there are just a few questions that I need to ask you and anything you tell me will be between us...
Elliot sana sormam gereken birkaç soru var ve anlatacağın her şeyin...
I'm just saying if there's somebody that you need to be going after, it ain't Sizzle.
Sadece diyorum ki arkasından gitmen gereken biri var ve bu Sizzle değil.
i just need to talk to you 22
i just need to know 49
i just 13298
i just want to sleep 24
i just did it 38
i just want you to be happy 100
i just wanted to hear your voice 33
i just want to talk to you 112
i just want to say 190
i just want to be with you 40
i just need to know 49
i just 13298
i just want to sleep 24
i just did it 38
i just want you to be happy 100
i just wanted to hear your voice 33
i just want to talk to you 112
i just want to say 190
i just want to be with you 40
i just did 342
i just got here 258
i just want to say thank you 23
i just wanted to let you know 58
i just don't 165
i just wanted you to know that 44
i just wanted to check in 19
i just can't 470
i just wanted to introduce myself 20
i just wanted to say 268
i just got here 258
i just want to say thank you 23
i just wanted to let you know 58
i just don't 165
i just wanted you to know that 44
i just wanted to check in 19
i just can't 470
i just wanted to introduce myself 20
i just wanted to say 268