Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Like i said

Like i said перевод на турецкий

9,896 параллельный перевод
Like I said, I'm both physically and mentally cleared for duty.
Dediğim gibi, hem zihinsel hem de fiziksel olarak göreve hazırım.
Like I said, it's not that I don't respect the choice you made, it's just... because of NZT,
Dediğim gibi. Aldığın karara saygı göstermiyorum değil. Sadece...
Like I said, I... I went to bat for you.
Dediğim gibi sana yardım etmek için konuştum.
Like I said,
Dediğim gibi, o makale her yerde.
So I mean, none of it, like I said, none of it really adds up.
yani demek istediğim, hiç biri, önceden de dediğim gibi hiç biri doğru gelmiyor.
- Mm... That's what it sounded like I said.
Ağzımdan öyle bir şey çıktı.
Look, like I said, We can't be the only survivors, right?
Bak söylediğim gibi tek hayatta kalanlar biz olamayız, değil mi?
Well, like I said, I just feel sorry for you.
Söylediğim gibi, senin için üzülüyorum.
This is... It doesn't usually work on the first time, like I said.
Genellikle ilk denemede işe yaramaz, dediğim gibi.
Like I said earlier...
Daha önce dediğim gibi...
Like I said, it was all static except for that bit when we upload it.
Dediğim gibi ta ki biz yükleyene kadar tamamen parazitliydi.
Like I said, all words.
Söylediğim gibi, hepsi laf.
Like I said at the beginning, this is the story of a man who fooled an entire country.
Başında söylediğim gibi... Bu, tüm ülkeyi kandıran adamın hikayesi.
Well, like I said... I'm sorry.
Daha önce de dediğim gibi özür dilerim.
This little fucking designer purse, like I said, and everything in it is mine, all right?
Bu küçük lanet tasarımcı çantası, Dediğim gibi, içindeki her şey benim, tamam mı?
Enoch usually does it but, like I said, he is sulking somewhere.
Bunu genellikle Enoch yapardı, ama dediğim gibi bir yerlerde surat asıyordur.
Actually, it's me having the baby, not you and so you are, like I said, off the hook.
Aslında, bebeği olacak olan benim, sen değilsin ve sen de böylece, dediğim gibi, bu işten sıyrılıyorsun.
- Like I said, Bernie, he's a good man.
- Dediğim gibi, Bernie iyi adamdır.
Like I said, two television stands.
Dediğim gibi, iki televizyon sehpası.
Like I said, Mr. West, I'd do anything to meet the King.
Dediğim gibi Bay West, Kral'la tanışmak için her şeyi yaparım.
Like I said, I don't want to get involved in this.
Dediğim gibi, bu işe bulaşmak istemiyorum.
I think right from the gunshot, you know, but, like I said, I was more interested in keeping him in the frame.
- Sanırım silah sesinden sonra. Ama dediğim gibi, daha çok çekim yapmakla ilgileniyordum.
Like I said, it's your call.
Dediğim gibi, seçim sizin.
Like I said, I ain't a gangster.
Söylediğim gibi, ben bir kanunsuz değilim.
- Well, like I said, he use different names.
- Dediğim gibi, farklı isimler kullanıyor.
Like I said, they don't know anything.
Dediğim gibi hiçbir şey bilmiyorlar.
Yeah, like I said, I can take care of myself.
Evet, dediğim gibi ben kendime bakabilirim.
Wasn't so much a promotion, like I said it was.
Söylediğim gibi bir terfi sayılmaz.
I mean, he said it more like, " Tell them they don't have to worry
Daha çok, "Onlara benim hakkımda endişelenecek bir şey kalmadığını..."
It's been four years. Well, I don't know what to do, because like the Sad Hatter said, time goes forward ; it doesn't go back.
Ne yapacağımı bilmiyorum çünkü üzgün şapkacının da dediği gibi zaman akar geri gelmez.
I offered her dessert, she said she's like some hot coitus.
O da ateşli bir birleşme istediğini söyledi.
I just said I didn't like it because I was worried that you got me something different, and I didn't want you to feel bad that you didn't get me the cat perfume that I love.
Beğenmiyorum dedim çünkü bana farklı bir şey almanızdan endişelendim ve bana sevdiğim kedi parfümünden almadığınız için üzülmenizi istemedim.
The gal at the store said I looked like Kris Kristofferson.
Mağazadaki kız Kris Kristofferson'a benzediğimi söyledi.
I'm sorry, it almost sounded like you said, "closet business."
Affedersin, "dolap sektöründeyiz" dedin gibi geldi.
When I saw the Justice Department report, it was like, they kind of said, " Well, yeah, they did these things that were wrong.
Adalet Bakanlığının raporunu okuduğumda sanki şöyle der gibiydiler... " Yani, evet. Yanlış işler yapmışlar.
And yeah, there was some murmuring "yes" but then she said, "No, I don't like lions", because a lion attacked her son last year.
Ağızlarının ucuyla "Evet" diyorlar ama sonra bir kadın diyor ki "Hayır, sevmiyorum", çünkü geçen sene oğluna bir aslan saldırmış.
And he said, " Yes, I like it.
"Evet, beğendim. Güzel!" dedi.
I said don't you wish you could paint like your husband?
Dedim ki'Nasıl onun kocası gibi resim yaptığını bilmek istemiyorum? '
I mean, like, if your son or whatever came to you and said, "hey, dad, I really want to marry all," like, wouldn't you be so stoked for that?
Oğlunuz veya bir şeyiniz size gelip "Baba ben Tüm ile evlenmek istiyorum" dese bu durumdan fena memnunluk duymaz mısınız dostlar?
I don't know. He said something like...
Bilmiyorum, şöyle bir şey dedi...
- I've been flossing like you said.
diş aralarımı diş ipiyle temizliyorum.
I thought that you said you sold, like, seized weapons to gun nuts on the Internet.
El konmuş silahları İnternet'ten silah manyaklarına sattığını söylemiştin.
Now, what I basicallyjust said is that I'm going to engage him in a fumikiri, which is like an upward thrust to the jaw followed by a high kick, which most likely in real life would render the recipient unconscious.
Şimdi, temelde ona fumikiri yapacağımı söyledim. Bu çeneye alttan bir vuruşun ardından yüksek tekmeye benzer ki gerçek hayatta muhtemelen rakibi bayıltır.
I said what's it like?
Nasıldı dedim?
I said that, you know, it's just like, whatever. If you want to, then...
Dedim ki almak istiyorsan...
He said, "I'll be back." Just like that. "I'll be back."
"Döneceğim" dedi. Aynen böyle. "Döneceğim."
Who the hell said I got to like you?
Seni sevmem gerektiğini kim dedi ki?
And I was like, "Warrior? No, I said I was a worrier!"
Sonra dedim ki "Savaşçı mı", ha, ha sadece endişeliyim dedim! "
But watch out. Cause I'm a fox, and like you said in your dumb little stage play, us predators used to eat prey.
Çünkü tilkiyim ben, o budala sahne oyununda dediğin gibi biz avcılar önceden avlanırdık.
I was just going to the whistle, like coach said.
Ben sadece boğuşuyorum, Koçun söylediği gibi.
I got him here, just like you said.
Onu buraya getirdim, söylediğin gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]