Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Like i always say

Like i always say перевод на турецкий

261 параллельный перевод
Like I always say, nobody loves a fat man.
Hep derim ya, şişman adamları kimse sevmez.
Like I always say, let bygones be bygones and I hope you're
Her zaman dediğim gibi, geçmişi geçmişte bırak ve umarım sende her nerdeysen aynı şeyi söylersin.
Listen, lady, I don't know what he did to ya, but like I always say, "To err is human, and to forgive is humaner."
Dinleyin bayan, adamın size ne yaptığını bilmiyorum ama,... ben hep şunu derim, "Hata yapmak insanlara mahsustur, affetmek ise büyüklüktür."
But, like I always say, business before pleasure.
Ama, her zaman dediğim gibi iş zevkten önce gelir.
But, like I always say...
Ama her zaman dediğim gibi.
Live and learn, like I always say.
Yaşa ve gör, hep derim.
Well, like I always say, the more the merrier.
Her zaman söylediğim gibi, seyreyle cümbüşü.
Well, it's like I always say, Your Majesty, children got to be free to lead their own lives.
Hep söylediğim gibi, Majesteleri çocuklar hayatları konusunda serbest bırakılmalı.
It's like I always say, be careful what you want, you might just get it.
Her zaman derim ; ne dilediğine dikkat et, gerçekleşiverir.
It's like I always say we gotta blow it and we gotta blow it now.
Hep dediğim gibi... havaya uçurmalıyız... hem de bir an önce.
Well, it's like I always say...
Her zaman söylemişimdir beyler...
It's like I always say.
Ne derler bilirsin.
Like I always say...
Her zaman söylediğim gibi...
Well, it's like I always say... take my life... please.
Şaka bile değil. Her zaman söylediğim gibi- -... alın hayatımı... lütfen.
Say, I got an uncle who's an undertaker and with business like it is, he's always got an extra slab.
Dinleyin, cenaze levazımatçısı bir amcam var onların meslekte fazladan tabut bulundurmak adettendir.
Nothing like a nice, open fire, I always say.
Daima söylerim ateşi yakmakla başlamaktan daha iyi bir şey yoktur.
Always say to myself I don't like nervous people.
Her zaman gergin insanları sevmediğimi düşünmüşümdür.
I say, Brunton, does the wind always carry on like this here?
Diyorum, Brunton, rüzgar burada hep bu şekilde mi eser?
I always say, a childless home is like a homeless child.
Her zaman dediğim gibi çocuksuz bir ev, evsiz bir çocuğa benzer.
Like I say, I always do as I'm told.
Dediğim gibi, her zaman bana söyleneni yaparım.
Nothing like a change I always say.
- Ne dedin? Değişiklik gibisi yoktur derim her zaman.
I don't know how to say this, and I don't know if I have the right... But I've always thought maybe you're like my own kid.
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, buna hakkım var mı onu da bilmiyorum... seni her zaman kendi çocuğum gibi gördüm.
- Oh, you're all the same. I always say there's nobody like the Irish for manners.
Her zaman söylerim, kimse İrlandalılardan daha nazik olamaz.
I always say - and you can quote me on this one, boys - there's nothing succeeds like success.
Hep dediğim şu sözü yazabilirsiniz çocuklar : Başarı başarıyı getirir.
Mother always used to say I look like you.
Annem her zaman size benzediğimi söylerdi.
But I'm always one for the long chance... but that'd be like winning the Irish sweepstakes... six times running, with exactly the same draw.
Şahsen her şeyin mümkün olduğuna inanırım ama bu sayısal lotoyu altı hafta üst üste aynı rakamlarla kazanmak gibi bir şey olurdu.
Now men, in conclusion, I would like to say that in the two years I have been your commanding officer, - - I always expected your best, and you never gave me anything less.
Şimdi sonuç olarak, şunu söylemek istiyorum ki üs komutanınız olarak çalıştığım şu son iki senede, sizden herzaman en iyiyi bekledim ve siz asla daha azını vermediniz.
Yeah, I always say there's nothing like a good joke.
Hep, iyi bir espri gibisi yoktur derim.
And I always say buying a record is like owning a possession.
Her zaman plak almanın mal almak gibi olduğunu söylerim.
At a time like this, whatever kind of time it is, I always say that money serves to ease the pain.
Bu gibi bir zamanda, ne nazik bir zaman olursa, daima paranın ağrıyı hafifletmek için hizmet ettiğini söylerler.
I always say that the body of Christ in the host, is just like the rabbit in this pâté.
Ben hep, İsa'nın bedeni ekmeğin içindedir derim ;.. ... tıpkı tavşanın şu ezmenin içinde oluşu gibi.
In times of trial, I always say there's nothing like... cold beer.
Sıkıntılı zamanlarda, hep derim,... gibisi yoktur. soğuk bira.
Me and the boys are gonna be out at the Opry this week, and like my grandaddy always used to say, if you're down to the river I hope you'll drop in.
- Orkestram ile bu hafta Opry'ye gideceğiz ve dedemin söylediği gibi eğer nehre gelirsen, inşallah uğrarsın.
Bunker Hill is rich in ceremony, but this is an occasion I always like to keep rather private, when I say goodbye to one major and appoint another in his place.
Bilirsiniz, Bunker Hill tören yönünden zengindir... ama bu her zaman kişisel tutmak istediğim bir olaydır... bir binbaşıya hoşçakal der ve bir diğerini buraya atarken.
As your teacher Mr. Spock is fond to say, I like to think that there always are possibilities.
- Eğitmeniniz Bay Spock, her zaman bir olasılık olduğunu söyler.
I want you to go out to the jail... and say hi to Al, like you always do.
Hapisten çıkartmak ve... Al'e her zaman yaptığınız gibi, merhaba demek istiyorum.
I always say I look like my brother a lot.
Erkek kardeşime çok benzerim.
Madeline's always telling me to go for it... easy for her to say, I always end up feeling like a geek.
Annem "Her zaman şartları zorla." Derdi. Onun için söylemesi kolay. Sonunda kendini berbat hisseden benim.
" easy for her to say... i always end up feeling like a geek.
Sonunda kendimi aptal gibi hissediyorum.
I say is he always like this just before a production starts?
Baksana. Çekim başlamadan önce hep böyle mi olur?
And I like it always hearing'you say
Ve senin söylediklerini duymayı seviyorum
Um - Always feel like I should say something important when I call long-distance... but I don't really have anything to say right now.
Uzak mesafeden aradığımda sanki önemli bir şey söylemem gerek gibi hissediyorum... ama gerçekten şimdi söylecek bir şey yok.
Like I used to say, always burn your bridges behind you.
Eskiden dediğim gibi... geçtikten sonra bütün köprüleri yak.
Eddie, like my daddy always used to say and I live by it...
Eddie, babamın her zaman dediği gibi ve ben de onun izinden gidiyorum...
And I say "No" like I always do.
Ben de'Hayır'diyeceğim.
Some people don't like their friends to say "I told you so," but it's a quality in you I've always admired.
Bazı insanlar, arkadaşlarının "söylemiştim" demesini sevmez ama bu sen de hep takdir ettiğim bir özellik olmuştur.
You know, I always say that a day without an autopsy..... is like a day without sunshine. Great.
Harika.
My mum always used to say I could be anything I wanted, so long as I took my chances - and worked like a dog.
Annem her zaman, şansımı iyi kullanıp eşekler gibi çalıştıktan sonra, istediğim her şeyi becerebileceğimi söylerdi.
I just wanted to say, Johnnie... that I'm sure that we can find our way through this situation... if we stick together... like we've always stuck together on the island. ( thump )
Ben söylemek istiyorum Johnny bu adada her zaman olduğumuz gibi birlik olursak bu durumdan da bir çıkış yolu bulabiliriz.
I'm thinking you're about to say something more like, "I always could."
Sanki "ben bunu hep yapabilirdim" dediğini duyar gibiyim.
It's like I always say, Kevin.
Her zaman dediğim gibi, Kevin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]