Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ M ] / Maybe it's true

Maybe it's true перевод на турецкий

154 параллельный перевод
Maybe it's because Christmas is like people really are and the other part ain't true.
Belki, Noel'de insanlar gerçek hallerine bürünüyorlar diğer zamanlarda ise kılık değiştiriyorlar.
It's true, I haven't been a churchgoing man, and maybe that's a bad thing.
Doğru, kiliseye giden birisi değilim, ve belki bu kötü bir şey.
But maybe it's better in the long run. You suffer less. - That's true.
- Ama belki de, daha az acı çekerler.
Maybe it's true.
Belki doğrudur.
Or maybe it's that they all feel like they're true.
Yada yaptıklarımın hepsi artık bana gerçek gibi geliyor.
Maybe it's true, maybe not, but this chump's not gonna say any more.
Doğru söylediğine emin değilim ama tek bildiğim bu ahmağın daha fazla konuşamayacak olduğu.
Yet you all seem so convinced I am, so maybe it's true.
Buna rağmen o olduğuma öyle ikna olmuşsunuz ki, belki de öyleyimdir.
Maybe it's true.
Belki de öyleyimdir.
Maybe it's true... lies, dirt and all.
Belki de doğru. Yalanlar, pislik ve gerisi.
Maybe it's true...
Hakikat olabilir...
Maybe it's true?
Belki doğrudur.
Maybe it's true.
Belki doğru olabilir.
Maybe it's true.
Belki de doğrudur.
I read once - maybe it's not true, I wasn't there - but when Van Gogh died -
Bir yerlerde okumuştum, bilmiyorum belki de doğru değildir ama Van Gogh öldüğü zaman... - Kes şunu!
T kis me to be the one to have to tell you this but maybe it's true. - No.
- Hayır.
Maybe it's true love.
Belki de bu gerçek aşk.
Then maybe it's true.
Belki de öyledir.
Maybe it's true. Maybe there is no chance.
Belki de kaçış şansının olmadığı doğrudur.
Somebody said something to me, and maybe it's true.
Biri bana bir şey dedi ve galiba haklıydı da.
Maybe it's true, maybe not, but this chump's not gonna say any more.
Doğru söylediğine emin değilim, ama tek bildiğim bu ahmağın daha fazla konuşamayacak olduğu.
Well maybe that's true, but it is also true that one day this industry will turn.
Belki bu doğru. Ama şu da doğru ki, bir gün bu endüstri düzelecek.
What you say maybe true of the lady's resources but the surely the occasion of her marriage is it not a proper time for her friends and relations to make some little effort on her behalf?
Leydi'nin olanakları konusunda söylediklerinizde haklı olabilirsiniz, fakat muhakkak ki, evliliği arkadaşları ve akrabalarının onun adına biraz gayret göstermeleri için uygun bir zaman değil mi?
Maybe it's true.
Belki de doğru.
Maybe it's true, maybe it isn't.
Belki doğruydu, belki de değildi.
It's true, I've only been in Japan on business, and, maybe I thought you and I could do a little sightseeing, or...
Gerçekten, Japonya'ya hep iş için geldim, belki bu kez, sen ve ben etrafı gezebiliriz diye düşünüyorum, ya da...
Maybe it's true.
Bekli de doğrudur.
I have been skeptical about this scientific theory, so-called, about "global cooling", but I don't know, maybe it's true.
Ben bu "küresel soğuma" denilen bilimsel teori konusuna hep kuşkuyla yaklaştım ama bilmiyorum. Belki doğrudur.
Maybe it's true.
Belki de gerçektir.
Maybe it's true.
Doğrudur belki.
Of course, that's all true, but in the end, maybe it's worth it.
Tabi, bunlarin hepsi dogru, ama sonucta, belki bunu hakediyordur.
Maybe that's true, maybe it isn't.
Doğru olabilir de, olmayabilir de.
Okay, well, maybe sometimes it's true, but there's always a perfectly good reason.
Tamam, peki, belki bazen doğru, Fakat her zaman iyi bir nedeni oluyor.
Look, maybe it's just me but if you gotta dress it up like that, it just doesn't ring true.
Belki ben yanlış düşünüyorum ama eğer öyle giyinip bunu yapacaksan, bilemiyorum.
All right, so maybe it's sometimes true.
Tamam, belki bazen doğru olabilir.
No it's true, it was like... well maybe just a couple of seconds, but I..
Hayır, doğru. Sanırım... Pekala, belki birkaç saniye, ama ben.. zaman durmuştu o anda!
Maybe it's true, we're going to war.
Afrika konusunda haklı olabilirsin.
Maybe on some level I've always known it's true.
Ama bir açıdan her zaman doğru olduğunu biliyordum.
Maybe the prophecy's true, maybe it's not.
Kehanet belki doğru, belki de yanlıştır.
But you say them anyways because... you want it to be true, you know, maybe... maybe that's good enough.
Ama hiç gerçekleşmezler. Belki böyle olması gerekiyor.
Sure. Maybe you did. But it's all come true.
- Evet, belki..... Ama olanlara bakılırsa, uydurmadın..
"Maybe it's true I love you, but not that I think we'll meet again."
Belki benim gerçek aşkımsındır ama bir daha görüşebileceğimizi sanmıyorum.
Maybe it's true I love you, but not that I think we'll meet again.
Belki benim gerçek aşkımsındır ama bir daha görüşebileceğimizi sanmıyorum.
Okay, maybe it's a little true.
Tamam belki biraz haklısındır.
Maybe it's true but he'd never say that.
Belki de doğru ama bunu hiç söylemedi.
Maybe we're just too cynical to believe it to be true.
Belki bunun olamayacağına kendimizi çok inandırmışızdır.
Maybe it's true that people are only truly happy once in their lives
Belki de insanın hayatta sadece bir kere mutlu olduğu doğrudur.
Maybe it's true what they say.
Belki dedikleri doğrudur.
Maybe that's true, but it can't hurt ya if it don't hit ya, right?
Peki, her neyse... Vuramazsa hiçbirşey de yapamaz, değil mi?
Well, maybe it's a little bit true.
Şey, belki birazcık.
Well, maybe it's not true.
Belki doğru değildir.
Maybe it's true that it wasn't Claire that I loved so much... but I loved how it felt to see the world with another person... to be the two of us.
Belki de aslında Claire'i o kadar sevmediğim, dünyayı bir başkasıyla görmeyi sevdiğim doğrudur. Sadece ikimiz olmayı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]