She can help перевод на турецкий
1,127 параллельный перевод
She can help you to find the path.
Yolu bulmana yardım edebilir.
I'm sure she can help us get back on the same side.
Aynı tarafta olmamıza yardımcı olabilir.
She can help you.
Yardım edebilir.
She can help me at home.
Evde bana yardım eder.
If she can help me find who killed my partner, I'll drop all charges against you, and I won't tell anybody about her.
Eğer ortağımı kimin öldürdüğünü bulmama yardım ederse, suçlamaları geri çekerim, ve kimseye onun cadı olduğunu söylemem.
I'm hoping that she can help.
Umarım bana yardım eder.
And I'll tell you the same thing I told her Which is, as far as I'm concerned the only way she can help you... is by her example By trying to be a model for you In the way she lives her life
Ve ona söylediklerimin aynısını sanada söyleyeceğim şu ki, sana yardım edebilmesinin tek yolu... yaşadığı hayat şekliyle sana örnek olması ile olabilir.
It's a friend, she can help get us out of here.
Bir arkadaş. Buradan çıkmamıza yardım edebilir.
How do you know that she can help us?
Yardım edebileceğini ne biliyorsunuz?
I'll see if she can help you.
Sanırım size yardımcı olacaktır.
If you think she can help you fight, why not?
Dövüşmende sana yardım edebileceğini düşünüyorsan, neden olmasın?
I'll talk to our A.D.A., Alex Cabot. Maybe she can help you.
Personel Dairesi Başkanı Alex Cabot'ın yardımı olabilir.
She knows someone who can help you.
Sana yardım edebilecek birini tanıyor.
- Please. She can't help herself.
- Lütfen o kendine yardımcı olabilir.
Can she help me put some toys away while you talk?
Dr. Ross ile konuşurken oyuncakları kaldırmama yardım edebilir.
If anyone can help, she can.
Sana sadece o yardım edebilir.
- Shh, I can't hear oh, this one must be one of yours some girl named Honey Labrador she sounds naked oops I deleted it hello, a little help!
- Daha fazla anlat, daha fazla anlat. - Onu Arcade'de bowling..... oynamaya götürdüm. Sonra biraz takılıp, limonata içtik.
I just can't help thinking that she was a child when she did all those things.
Ben sadece kendimi düşünmekten alıkoyamıyorum... şey, o bütün bu şeyleri yaptığı zaman bir çocuktu.
- "She can't help it."
- "O yardım etmiyor."
She'll get all pissed off... and, besides, I think the guy might actually be able to help. I can't do that.
Bunu yapamam.
She can emit no odor to help him.
Ona yardım etmek için niyetini belli edemez.
Right now, perhaps, she's filled with remorse at what she's done lf you help us at this juncture, then she can leave Prem'
Tam anlamadım - Kardeş... Eğer Rupali Premi bırakırsa Onu kabul eder misin?
I can't help it if she asks me questions.
Eğer bana soru sorarsa elimden bir şey gelmez.
Some days she can't get dressed without help.
Bazı günler yardım almadan giyinemiyor.
Rise, this is Ally McBeal, whatever it is, you can tell her, she'll help you out.
Bu Ally McBeal. Sorunun her neyse, ona anlatabilirsin. Sana yardım edecek.
She can't be smart. The idea that the celebrity of an editor could help sell magazines, well, that's just silly.
Bir editörün, şöhretinin dergiyi sattırma fikri...
And now that she needs my help there's not a damn thing I can do for her...
Şimdi yardıma ihtiyacı var ve onun için hiç bir şey yapamıyorum.
- She can use all the help she can.
- Ne kadar çok yardım olursa iyi olur.
She can't help it.
Yardımcı olamıyor.
She's leaving as soon as she has told you everything that can help.
Size yardımcı olacak herşeyi söyledikten sonra gidecek.
I killed her. Even dead she can still help to destroy you.
- Ölse bile sizin mahvınıza yardım edebilir.
She can't help it. Her mother....
Ona yardımcı olamaz, annesi...
- But I can't help it... because I feel she has been successful.
- Ama elimden bir şey gelmez... çünkü bunu başardığını hissediyorum.
I don't know where she is... but if it's about music, I can help you.
Nerde olduğunu bilmiyorum. Ama müzikle ilgili size yardımcı olabilirim.
You can laugh all you want but she is hurting and I can't help her.
tek istedigim mutlu olmasi ama uzgun ve yardimimi istemiyor.
Okay, you make a huge mess, you don't help me at all, you invite your friends over to drive me crazy all day and all you can think of is, " Oh, she must have PMS.
Evi dağıtıyor, hiç yardım etmiyorsun. Beni çıldırtmak için arkadaşlarını çağırıyorsun ve tek düşünebildiğin Regl Öncesi Sendromu.
After she's with your friend, I'll return and together we can help transport all the vials onto your ship.
Zhaan arkadaşınızın yanına vardığında, ben de döneceğim ve hep beraber bütün bu örnekleri sizin geminize taşıyabiliriz.
She wants me to test to see if I'm a match... see if I can help.
Uygun muyum diye test yaptırmamı istiyor ben yardım edebilir miyim diye.
She's found a way to evade your vessels, but I can help you.
Gemilerinizden korunmanın bir yolunu buldu, ama size yardım edebilirim.
She can't help it.
Kendine hakim olamıyor.
The only thing we can do is to help her, until she...
Bak, tek yapabileceğimiz ona destek olmak.
She is the only that can help you.
Sadece o sana yardım edebilir.
She can't help us... but if she ever finds her friend's number... who does this kind of cases, she's gonna call me.
Bize yardım edemez. Ama bu tip davalara bakan arkadaşının numarasını bulursa beni arayacak. Beni arayacak.
She can't help you.
Sana yardım edemez.
And if you do everything you can to make sure her life is a good one, she could become a healer - someone who will help millions.
İyi bir hayata sahip olması için elinden gelen her şeyi yaparsan ileride şifacı olabilir. Milyonlarca kişiye yardım eder.
Fred can help us. She knows a lot about the portals.
Fred bu konuda bize yardım edebilir.
I just can't help but wonder if she would have been better off without me.
Acaba ben olmasam daha iyi olabilir miydi diye düşünmeden edemiyorum.
Even though I know it happened, sometimes I can't help feeling that she's not really gone, that she's still out there.
Olayların gerçek olduğunu bilsemde, bazen onun gerçekte gitmediğini düşünüyorum, sanki hala dışarıda bir yerlerde.
She can't help it.
Buna bir şey yapamıyor.
And I told her that she should wallow... because that's supposed to help you get through the pain... and then you can accept it, and get over somebody... and you can move on with your life.
Çünkü bu acının dinmesine yardım eder. Sonra bunu kabullenirsin, o kişiyi unutabilirsin. Hayatına devam edersin.
She might be able to remember new details that can help us.
Bize yardımı olacak yeni ayrıntılar hatırlayabilir.
she can't 238
she can 125
she can't do that 47
she can't help it 16
she can't be 45
she can't hear you 51
she can stay 17
she can hear you 24
she can take care of herself 37
she can't stay here 16
she can 125
she can't do that 47
she can't help it 16
she can't be 45
she can't hear you 51
she can stay 17
she can hear you 24
she can take care of herself 37
she can't stay here 16
she can do it 31
she can't be trusted 16
she can be 16
she can't be dead 17
she can't breathe 50
she can handle it 25
she can wait 20
she can't die 19
help 8877
help me 6892
she can't be trusted 16
she can be 16
she can't be dead 17
she can't breathe 50
she can handle it 25
she can wait 20
she can't die 19
help 8877
help me 6892
helping 62
helped 17
helpless 96
helpful 64
help yourself 675
help me please 29
help me understand 34
help is on the way 77
help wanted 20
help you with what 18
helped 17
helpless 96
helpful 64
help yourself 675
help me please 29
help me understand 34
help is on the way 77
help wanted 20
help you with what 18
help me with this 60
help her 180
help me out 369
help people 28
help him 346
help me out here 204
help yourselves 81
helping me 31
help us 749
help a brother out 20
help her 180
help me out 369
help people 28
help him 346
help me out here 204
help yourselves 81
helping me 31
help us 749
help a brother out 20