Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / The post office

The post office перевод на турецкий

1,128 параллельный перевод
Please connect me with the post office.
Lütfen Postaneye bağlayın.
I could take them down to the post office for you. That would be terrific.
Senin için aşağı, postaneye bırakırım.
I have to whiz to the post office.
Ve postaneye.
- Just down to the post office.
- Postaneye kadar gideceğim.
Cherry dear, are the post office playing with the telephone lines again? Don't think so, ma'am.
Postane yine mi telefon hatlarıyla oynuyor?
I found someone, brother of a friend who works at the post office.
Birini buldum, postanede çalışan bir arkadaşımın erkek kardeşi.
This isn't the post office... You saw the card.
Kart gösterdi ne demek oluyor?
Do you want to know why I have my money at the post office?
Paramı neden postanede sakladığımı merak ediyor musun?
By 5 : 00 I'd finally made it to the post office... and mailed off several copies of my plays... meanwhile checking constantly with my answering service... to see if my agent had called with any acting work.
Saat 17.00'de, sonunda postaneye gidebildim... ve oyunumun birkaç kopyasını postaladım bu sırada da acaba menajerim bir rol için aramış mı diye devamlı çağrı cihazımı kontrol ediyordum.
Not tonight, Norm. I gotta be at the post office soon to pick up my bag.
Birkaç saat sonra postahaneye gidip çantamı almam gerek.
The Post Office is everybody's target.
Herkes posta servisini eleştiriyor.
Read it in the post office... underneath the mug shots.
- Hayır. Postane de okudum. Afişlerin altında yazıyordu.
I have to stop by the post office.
Postaneye uğramak zorundayım.
You know, he does the same thing down at the post office.
Aslında, aynı şeyi postanede de yapıyor.
Know how you stick your nose in people's business at the post office?
Postanede insanların işlerine burnunu ne kadar soktuğunu biliyor musun?
Do you work nights at the post office with Bernard? No.
Geceleri Bernard'la birlikte postanede mi çalışıyorsun?
He's at the post office!
Postanedeydi!
The post office!
Postane!
I work for the post office.
Ben postanede çalışıyorum.
I'll do the gutsy thing and call the post office and get Norm out of there.
Tamam dinleyin. Madem öyle yürek isteyen şeyi yapıp, postaneyi arayacak ve Norm'u oradan çıkartacağım.
They won't let Norm go unless the post office drops charges.
Postane şikayetinden vazgeçmediği sürece Norm'u bırakmayacaklarmış.
The post office or the railways... guarantees a pension.
Postahanede de, demiryollarında da... emekli olabilirsiniz.
I arranged for Nihad to replace me in the post office.
Nihad'ın postanede benim işimi devralmasını ayarladım.
Well it bounces off the post office tower George
Sinyalleri postane kulelerinden alıyor George.
The post office is closed.
Postane kapandı.
I understand you're employed by the post office.
Demek postanede çalışıyorsunuz.
Incidentally, next time you're at the post office,
Kazara, sen de mektuplarımın bir sonraki partisini yollarken postanedeydin ve,
Apart from loving me and working in the post office, what do you do?
Beni sevmekten ve postanede çalışmaktan başka, neler yapıyorsun?
I work at the post office.
Postanede çalışıyorum.
There was a sign up at the post office.
Postanade bir ilan vardı.
Because I love the post office more than my life itself.
Çünkü posta teşkilatını canımdan çok seviyorum.
The post office is in my blood ;
Posta teşkilatı benim kanımda var.
Ah, I went to the post office and bought these
Bugün postaneden aldım.
"No, I'm employed at the post office" I live in the neighborhood
- Hayır, postanede çalışıyorum. Ama bu bölgede oturuyorum.
The poles were given... their own post office... where Jan Bronski went to work.
Polonyalılara kendi postahanesi bahşedilmişti,... ki pul toplayıcısı Jan Bronski'nin çalıştığı yer burasıydı.
And in the middle of our beloved Old City... they've stuck a Polish post office- - something we can do without.
Ve dahası, aziz şehrimizin orta yerinde,... Polonyalı bir postahane kondurdular -... olmasa da olur tarzından bir hediye.
Don't do it with Bronski... who picked the Polish post office.
Hayır, Bronski'yle bu işe girişme. Polonya Postanesi ile bir olarak yanlış tarafa katılmış oldu.
I also dragged... my poor uncle and presumptuous father, Jan Bronski... to the Polish post office... so causing his death.
Aynı zamanda zavallı amcamı, ve tahminen babam olan, Jan Bronski'yi,... Polonya postanesine sürükleyerek,... ölümüne neden oldum.
They filmed us for a newsreel that was shown... in all the movie houses... because Oskar's experience in the Polish post office... went down in history... as the first battle of World War II.
Bütün sinemalarda gösterilecek bir haber bülteni için bizi filme aldılar,... zirâ Oskar'ın Danzig'teki Polonya postanesinde yaşadığı deneyim tarihe 2.Dünya Savaşı'nın ilk çatışması olarak geçti.
Everyone in my family works for the post office.
Bütün ailem postahanede çalışıyor.
So you're the post-office faggot?
Postanedeki nonoş musun?
The good old post office keeps my money for me.
Eski, güzel postane, paramı benim için koruyor.
It's the old post office.
Burası eski bir postane.
I'm going to the post-office!
Ben postaneye gidiyorum!
The statement inscribed in the US Post Office :
Postanelerdeki söz :
I took the green train of the Yamanote line and got off at Tokyo station, near the central post office.
Yamanote hattinin yesil trenine bindim ve Tokyo istasyonunda, merkez postanenin yaninda indim.
I hesitate to use the power vested in me by the Post Office and the Almighty, but I'll make an exception. You got a dime?
10 sentin var mı?
PO Box 51 at the central post office.
Merkez Postanesi, 51 no.lu Posta Kutusu.
There's no post office near, and I'm not running all the way... to Rockefeller Plaza to stand in line for a $ 3.88 money order.
Yakında postane yok, ben de 3,88 dolarlık ödeme emri için... ta Rockefeller Meydanı'na gidip kuyrukta bekleyemem.
We picked up the scent at Charring Cross Post-Office.
İzine Charring Cross posta ofisinde rastladık.
Well, as we say down at the post office, here's looking up your address.
Teşkilatta dedikleri gibi, bu kadehin adresi belli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]