Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / Thingy

Thingy перевод на турецкий

978 параллельный перевод
Hey, it's a thingy.
Hey, bu şey? !
( Hollers ) A fiendish thingy!
. Şeytani bir şey!
I hope that disembowelling thingy has gone, too.
l hope that disembowelling thingy has gone, too.
YOU'RE NOT SUGGESTING WE SHOULD TAX... THINGY.
Şeyi vergilendirmemiz gerektiğini söylemiyorsunuz ya?
NO, NO, NO, THINGY!
Hayır, hayır. Şey.
THINGY!
Şey.
They pinched my thingy.
Anne, cumartesi törende benim şeyimi çaldılar.
I've had a sort of report-thingy from Number One.
Bir Numara'dan rapor gibi bir şey aldım.
Our trajectory thingy was pre-set before we left Golgafrincham.
Rotamız Golgafrincham'dan ayrılmadan önce ayarlanmıştı.
Remember, you're cooking that Oscar Mayer thingy.
Evet, bu gece. Şu Oscar Mayer denen şeyi pişirecektin ya.
You have the thingy.
Kumanda sende.
As a thingy!
Aynı bir'zımbırtı'!
A thingy?
Zımbırtı...
A great big thingy!
Mükemmel ve iri bir zımbırtı!
Nothing stops an inheritance like a thingy-shaped turnip.
Bir mirasa engel olmakta,'zımbırtı'şeklindeki bir şalgamdan alası yoktur.
I found it particulary ironic,'cause I've got a thingy shaped like a turnip.
Bunu bilhassa ironik buluyorum, çünkü benim şalgam şeklinde zımbırtım var.
Exactly the same shape as a thingy!
Aynen'zımbırtı'biçiminde!
Right in the middle of a thingy..... you completely forget what it was you...
Her şeyin ortasında neyin ne olduğunu tamamen unutuverirsin...
Here's your thingy.
Al, senin zımbırtı.
The "rope thingy," skipper?
"Halatın suçu" mu?
That fox thingy went in through a window.
O tilki camdan girmişti.
It's the cream thingy there.
- Oradaki krem rengi araba.
That's why we gotta get that N-2 thingy back, right?
Bu yüzden mi o N-2 şeyini geri almak istiyorsun?
At least you got your N-2 thingy back.
En azından bu N-2 zımbırtısını geri aldın.
Somewhere there's a thingy... that tells you how to work this stuff.
Bu zamazingonun nasıl çalıştığını yazan birşeyler olduğunu söylemişlerdi.
I move for a bad court thingy.
Kötü mahkeme şeyi öneriyorum.
I'm the best mono-thingy guy there ever was.
Ben bugüne kadar gelmiş geçmiş en iyi raylı zımbırtı herifiyim.
Now, let's go back to that... building thingy... where our beds and TV... is.
Haydi artık, yataklarımız ve TV'mizin olduğu binaya gidelim.
And I was blowing my attack whistle thingy and three more cabs show up.
Ve ben de saldırı ıslığımı çaldım ve... üç taksi daha çıka geldi.
I was just trying my auto-focus thingy.
Sadece auto-focus zımbırtısını ayarlamaya çalışıyorum.
You forgot your thingy!
Şeyini unuttun!
On that review thingy.
Teftişe bağlı.
I think the turning point was when I got that tower-thingy.
Bence dönüm noktası o kule gibi şeyi aldığım zamandı.
Do you get to look through a periscope thingy?
Periskoptan bakacak mısın?
So, I just stand there and... I wave this fake chakram and give that yell-thingy of yours.
Öyleyse orada öylece duracağım ve ben... ben... bu sahte chakramı sallayacağım ve senin şu bağırma şeyini yapacağım.
- Well, nothing was stolen. They cut the... the thingy... off P.B.s statue. They...
- Birşey çalınmamış.
- I'll tell you that thingy on your head doesn't give you the right to be vicious.
Sana bir şey söyleyeceğim : Sırf kafana o zımbırtıyı takman ve kocaman bir eşarbının olması, sana ahlâksız davranma hakkı vermez.
She's given me the number of her beeper thingy, er, in case you need me..... for, erm, study help... suddenly. - He knows, Giles.
Bana o bipleyen şeyinin numarasını verdi, bana ihtiyacın olursa diye... çalışmak konusunda yardıma ihtiyacın olursa diye.
He wanted to tell me he's going to compete in some Ultimate Fighting Competition thingy.
Birileriyle katılacağı bazı En Büyük Dövüş şampiyonası... gibi birşeyden bahsetti.
- Not a thingy-dingy.
- Hiç bir zamazingo yok.
It's, uh, kind of a baldy, pinky, whitey thingy.
Bir tür dazlak, pembe, beyaz birşey.
Oh, little pink thingy, this is the city.
Oh, küçük pembe şey, burası bir şehir.
- Thank you, little thingy.
- Teşekkürler, ufaklık
My tummy... it feels all... thingy.
Karnım... Kendimi tuhaf hissediyorum.
- Thingy!
- Şeycik!
THINGY.
Ama şey değil.
OH! THINGY!
Şey.
It's thingy, innit.
Şey...
So if you don't mind have a nice thingy. - And you too, Your Honor.
- Size de efendim.
This arm thingy is way weird.
Bu silahimsi sey çok garip.
And can you give that yell-thingy?
Ve şu bağırma şeyini yapabiliyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]