Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / Time for what

Time for what перевод на турецкий

2,978 параллельный перевод
I served my time for what I did, and now I'm just trying to get on with my life.
Yaptığım şeyin bedelini ödedim, ve şimdi sadece hayatımı kazanmaya çalışıyorum.
The perfect time for what?
ne icin tam zamani?
In time for what?
- Ne zamanı?
I can wait a long time for what I want.
İstediğim şey için uzun bir süre bekleyebilirim.
It's just time for what?
Ne için zaman?
Time for what?
Ne için?
What do you have for me this time?
Bu sefer neyin var bakalım?
The next time that your heart goes out to poor, poor Herman Howards, I want you to take a minute and I want you to imagine that it was your child that he brutally murdered for no reason. And then I want you to imagine what you would want done to that little maniac.
Gelecek sefere içinizden zavallı Herman Howards için ağlamak geldiğinde, sizden, bir dakika durmanızı ve hiçbir sebep yokken acımasızca öldürdüğü çocuklardan birinin sizin çocuğunuz olduğunu hayal etmenizi ve sonra aklını kaçırmış bu çocuğa sizin ne yapacağınızı düşünmenizi istiyorum.
It's time for me to step up and show the big boys what the ultimate Spider-Man can do.
Bir adım öne çıkıp en üst düzey Örümcek Adam'ın neler yapabileceğini büyük adamlara gösterme vakti geldi.
I JUST WISH I HAD MORE TIME. FOR WHAT?
- Keşke daha fazla zamanım olsaydı.
Listen uh, I've been thinking about what you were saying. It's really time for me to go back.
Söylediklerini düşündüm ve sanırım gerçekten geri dönmemin vakti gelmiş.
I haven't been able to eat what I wanted for a long time.
Uzun bir süredir istediğim bir şeyi yiyememiştim.
Lola, maybe it's time for you to show Aidan what you're modeling tonight.
Lola, bu akşam neye mankenlik yapacağını Aidan'a göstermelisin.
What is important is that we get you to Bending State-Santa Cruz in time for registration.
Önemli olan, seni Santa Cruz Bükücülük Okulu'na kayıt için vaktinde yetiştirebilmek.
I do what I can for that boy, but I can't ben him all the time.
Bu çocuk için elinden geleni yaptım, ancak her zaman yanında olamam ki.
It's time we got payback for what he did to your father.
Babanıza yaptıklarının intikamını alma vakti geldi.
All of you.... for protecting what little time we have left with our son.
Hepinize. Oğlumuzla geçirebileceğimiz kalan kısa zamanımızı koruduğunuz için.
what can i do for you after all this time?
Bunca zaman sonra senin için ne yapabilirim?
This time, you are gonna pay for what you did.
Bu sefer yaptıklarının hesabını vereceksin.
What? I'm just saying if I had a dime for every time I woke up on a merry-go-round or in a park, I'd be rich.
Sadece söylüyorum, her uyanıp kendimi orada burada, parkta falan bulduğumda on sent bulsaydım şimdi köşeyi dönmüştüm.
But right now, they gotta do what's right for them. Because it's their time.
Ama şu an onlar için en iyi olanı yapmak zorundalar.
What I want is for time to stop. Okay?
- Zamanın durmasını istiyorum, tamam mı?
Now you'll have all the time in the world to have it out once I'm good and gone, but let's get at what I'm here for.
Şimdi dünyada sahip olduklarıma her zaman sahip olacağım bir kere ben, iyi ve gitmiş olurum, ama buradan bir şey almalıyım.
I want you to tell me what happened. For the last time.
Ne olduğunu anlatmanı istiyorum, son kez.
Now you tell me what happened. For the last time.
Ne olduğunu anlatmanı istiyorum, son kez.
And his alibi is what, for the time in question?
Peki bu sürede nerede olduğunu iddia ediyor?
We've been focused on what we lost for a long time.
Uzun zamandır kaybettiklerimize odaklandık.
Stan, what's that thing they say when a play runs for a really long time?
Stan, oyundan önce şeytanın nesini kırmanı söylerler?
What if he's living in those houses for days, maybe weeks, biding his time, waiting for the right moment?
Peki ya evin içinde günlerce belki haftalarca doğru zamanın gelmesini bekliyorsa?
Yes, I have a vital relationship with Gerry that I have had to mourn in silence for over a decade and that is what I want to spend the rest of my time exploring.
Evet, Gerry'le ciddi bir ilişkim var 10 yılı aşkın bir süre sessize yaşını tutmak zorunda kaldım ama şimdi kalan zamanımı onunla beraber bir şeyler keşfederek geçirmek istiyorum.
He read that the optimum pre-exam eating time for your neutrons and what-have-yous is in five minutes.
Sınavdan önce metabolizmanın düzgün çalışması için gerekli beslenme zamanlarını okudu ve beş dakika içinde yemeğini yemen gerekiyor.
I don't know what teenage drama you've got yourself embroiled in, but try for a bit more professionalism next time, OK?
İçine karıştığın bu çocuk draması nedir bilmiyorum ama bir dahaki sefere daha profesyonel olmaya çalış. Tamam mı?
♪ My time is too much for what it's costing ♪
Pahasına göre zamanım fazlasıyla fazla
'Cause, okay, everybody knows your gangster shit and what you did with snoop, but when we heard eminem for the first time, you know, hi. My name is, we like...
Yani, tamam, herkes senin gangster olayını biliyor ve Snoop ile neler yaptığınızı, ama Eminem'i ilk duyduğumuzda, bilirsin, Hi My name is biz...
Oh, yeah, it's just my mom, wondering what time I'll be home for dinner.
Sadece annem, akşam yemeği için evde olup olmayacağımı merak ediyor.
Got no time for people who can't even be honest about what they're looking for.
Ne kaybettiği hakkında bile dürüst olamayan insanlara ayıracak zamanım yok.
What was the shortest amount of time between abductions for them before they were caught?
Onlar yakalanmadan önce iki kaçırma arası en kısa süreleri neydi?
- Ohh, what time is it, hey? - You're late for your shift.
- Vardiyana geç kaldın.
So, what's your theory? The first time the lawyer mentioned a witness was right after he got a text, so I think he had his investigator go out and find somebody who was willing to lie for money.
Avukat mesaj aldıktan hemen sonra bir tanıktan bahsetmeye başladı bence araştırmacısı gidip para için yalan söyleyebilecek birisini buldu.
You know what, Rosen, I've enjoyed our little chat, but, um... It's time for the main event.
Rosen, sohbetimiz oldukça keyifliydi ama asıl olaya geçmenin vakti geldi de geçiyor.
I mean, I could go on for a long time about the symbolism of that with regard to what The Shining really is.
"The Shining" in aslında neyle ilgili olduğu ve içerdiği sembolizm hakkında uzun uzun konuşabilirim.
I had a hard time fitting in, and I'm gonna do for her what someone should've done for me.
Uyum sağlarken zor zamanlar yaşadım, kimsenin bana yapmadığı iyiliği ben ona yapacağım.
When I bought this gym, I told him, next time I see you, this place is going to be worth double what I paid for it.
Burayı aldığımda ona "Seni bir daha gördüğümde bu mekân sana ödediğimin iki katı edecek." dedim.
Person spends enough time lying for a living, gets to the point where you realize the only thing he doesn't mean is what he's actually saying.
Bir insan hayatını kazanmak için yeterince yalan söylerse sonunda hiçbir söylediğinin doğru olmadığını anlar.
Is it your intention to remain in this dark casket for the remainder of your time, or are you gonna say what you did?
Geri kalan zamanını bu karanlık tabutta geçirmeye mi niyetlisin? Yoksa ne yaptığını söyleyecek misin?
For the last time, Carrie, I am not what you think I am.
Son kez söylüyorum Carrie, düşündüğün gibi biri değilim.
What's in it for you this time?
Bu sefer ne istiyorsun?
You claim to be the only person who can make Ms. swan believe, that you could get her to do exactly what she was brought here to do, and yet, for a man who's running out of time,
Bayan Swan'ın buraya bir şey yapması için getirildiğine inandıracak tek kişi..... olduğunu iddia ediyorsun.. ... ama çok az zamanı kalmış birisi için..
But this is what we're going to be looking at for a long time.
Ama uzun süredir burada durup baktığımız şey bu
But if we leave it up to our lawyers, this case will go on for a long, long time and our lives will still never return to what they once were.
Ama eğer bunu avukatlara bırakırsak, bu dava çok çok uzun sürecek ve hayatlarımız asla önceki gibi olmayacak.
You know what? Time for you to go, dawg.
Artık gitme vaktin ahbap.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]