Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ U ] / Up you come

Up you come перевод на турецкий

10,831 параллельный перевод
Yeah, so you're basically saying I should come up with my own move.
Yani ben de kendi hareketimi geliştireyim, öyle mi?
You come up here to think or to jump?
Buraya atlamaya mı düşünmeye mi geldin?
I'm sure you'll come up with plenty more once-in-a-lifetime ideas, Richard.
Eminim nadir bulunan bir sürü başka fikir daha aklına gelir Richard.
You know, someone should come up with something around the crotch that would just go "zip."
Birileri kasık bölümünü "zip" diye açabileceğimiz bir şey bulmalı.
It also means you could spend the rest of your life doing good deeds and not even come close to making up for it.
Ayrıca bu demek oluyor ki hayatının geri kalanını hayır işlerinde harcaman ve yaptıklarını telafi edecek şeyleri tekrar etmemen gerekiyor.
So how is it you come from such a religious family and you end up... not?
Böyle dindar bir aileden gelip nasıl onlar gibi olmadın.
But on the bright side, you've got time to come up with a new one... like how to start over when you get out.
Ama iyi yanından bakarsak yeni bir plan yapmak için vaktin olacak. Bu işi bıraktığında nasıl bir başlangıç yapacağına karar vermek gibi.
He's gonna come down here and fix you up, all right?
O buraya gelecek ve seni iyileştirecek, tamam?
Come on, 819, you're the last one up, buddy.
Hadi, 819, bir tek sen kaldın, dostum.
Do this job long enough, you come to understand that there are a lot of reasons someone gets zipped up in one of those nifty black bags.
Bu işi yeterince uzun yaparsanız birinin o şık siyah ceset torbalarından birine girmesinin pek çok nedeni olduğunu anlarsınız.
- Do you want to come in? - I'm going up...
- Sen de gelmek ister misin?
Do you never come up to a really high place and wonder what it would be like to fall?
Çok yüksek bir yere çıkıp düşmek nasıl olur diye merak eder misin?
Why do you do it? Come up here?
Sen neden gelip buraya çıkıyorsun?
I'm sorry, did you come up with a better process of elimination in your sleep?
Affedersin, uyurken aklına daha iyi bir eleme yöntemi mi geldi?
How did you take everything that I told you and come up with this?
Sana söylediklerimden bu sonuca nasıl ulaştın?
Yeah, good to see you too. All right, come on. Let's break it up here.
Tamam, ayrılalım hadi.
Come on. Do you think the Turks are just gonna stand there, while everything's going up in flames? Do...
Yapma be.
- You just come up with that?
-... şahane şeyler olabilir. - Bu cümle şimdi mi aklına geldi?
So you want us to come out, so that you can go back to hooking up with all the hot teachers?
Yani bizden geri dönüp tüm seksi hocalarla takılabilmek için, ortaya çıkmamızı istiyorsun?
You want to come up?
Gelmek ister misin?
What'd you come up with?
- Ne çözüm buldun?
You can come over, but you should know that Jed's here, and he's detoxing, and you cannot screw that up.
Gelebilirsin ama Jed'in burada olduğunu bilmelisin ve şu an detoksta, bunun içine edemezsin.
I would start things out with a deep-tissue massage, and once I'm totally relaxed, I come pick you up.
Başlangıcı doku masajıyla yaparım. Tamamen rahatladığımda seni almaya gelirim.
Hey, Les, can you do me a favor, wake up Candace, tell her to come down for work?
Leslie, Candace'i çalışması için uyandırabilir misin?
It was kinda funny,'cause sometimes he'd just sit there and watch TV for four hours. And you'd think he wasn't creating, but he'd be playing guitar while he was doing that or think up stuff later, and then you'd go out for a few hours, and you'd come back, and there was a painting on the wall, or there was a big comic strip or whatever.
Bu çok komik çünkü bazen orada öylece oturup dört saat TV izlerdi, bir şey üretmediğini düşünürsünüz ama bunu yaparken gitar çalıyor veya bir şeyler düşünüyor olurdu sonra birkaç saatliğine gidip geldiğimde duvara bir resim veya karikatür çizmiş olurdu, bir şarkı yazıp kaydetmiş olurdu.
Why don't you come up to the house for a cup of tea?
Bir fincan çay için eve gelmez misin?
You forced me to come up here.
Beni zorla buraya getirdin.
You do realize that that question puts it on me to come up with a task to occupy you with on top of having to deal with her?
- Bu sorunun beni onunla uğraşırken seni de meşgul edecek bir şey bulmak... -... zorunda bıraktığının farkındasın değil mi?
I used to lie awake in our bed when you'd be out doing whatever it was that you did, and... And I would get so worked up over thinking about if you were never gonna come home again and what I would do if that happened. And that seemed to me...
Sen işteyken ve her ne yapıyorsan onu yaparken benim yatakta gözüme uyku girmezdi ve ve bir daha eve dönmeyeceksin diye ve dönmezsen ne yaparım diye düşünerek öyle endişelenirdim ki ve bana katlanamayacağım bir durum gibi gelirdi.
But I got a top man operating behind the scenes, so frees me up to come here and help you find your balls.
Ama perde arkasından bana yardım eden çok sıkı bir adamım var bu yüzden de taşaklarını bulmak için yardım etmeye müsaidim.
Put me in mind how you come across a lot of guys who go heels like they're playing dress-up.
Kostüm partisindeymiş gibi, silah taşıyan sürü adamla karşılaştığın aklıma geldi.
You know, where I come from, when people are rounded up by the government... this isn't like that.
Bilirsin, benim geldiğim yerde insanlar devlet tarafından karantinaya alındığında... Bu öyle bir şey değil.
So please, I urge you, if you are someone like me, who believes in class unity, then don't come up here and accept this award!
Lütfen, size sesleniyorum benim gibi düşünenler, gelin birlik olalım ve ödüllerimizi kabul etmeyelim!
Come on. You got to toughen up, find out what the hell they're up to.
Hadi, kendini toplaman ve neyin peşinde olduklarını bulman lazım.
Either come with us now or we'll wait for your parents and talk to you with them present. It's up to you.
Ya şimdi bizimle gelirsin ya da aileni bekleriz ve seninle onların yanında konuşuruz.
You walk up three flights - every time you come in and out?
Eve gelip giderken her seferinde üç kat mı çıkıyorsun?
Quiet, you. Come on, get up.
Kes sesini, hadi kalk.
'cause you know how many entries come up?
Ne kadar sonuç çıkıyor biliyor musunuz?
You come up behind me, pull up my skirt, biting my ass so hard I scream, but you know how bad I want it so you bite me again...
Arkamdan yaklaşıp eteğimi sıyırıyorsun. Kıçımı o kadar sert ısırıyorsun ki çığlıklar atıyorum. Ama öyle fena bir şekilde istiyorum ki tekrar ısırıyorsun.
Ray needs to come up with $ 375,000, and then you win some kind of sister-of-the-year award.
Ray'in 375 bin dolar vermesi lazım. Böylece yılın kardeşi ödülünü hak etmiş olacaksın.
Varick, I know you didn't come up here to discuss art, so...
Varick buraya sanat konuşmaya gelmediğinin farkındayım.
What I can do is offer to pay you back for any inconvenience he might have caused you, so if you could come up with a number...
Ama size olan borçlarının tamamını ödemek istiyorum. Eğer gereken miktarı söyleyebilirseniz...
I'll come back to check up on you, okay?
Gelip sana bakacağım sonra, tamam mı?
Come on, we need to get you sewn up, man.
Sana dikiş attırmamız lazım.
Walk the entire Hudson River, search your hearts, and see if you can't come up with a reasonable, grown-up agreement outside of this courtroom.
Tüm Hudson Nehri'ni yürüyün, içinize dönün,... ve bakın bakalım bu mahkeme salonunun dışında makul, yetişkince bir anlaşmaya varamıyor musunuz.
Do you come up a lot?
Sık sık çıkageliyor musun?
we'd spare you the pressure of feeling like you need to come up to the house anymore.
Düşündük de artık eve gelmen gerektiğini hissetme baskısından seni kurtarmak istedik.
Sphinx, I challenge you to come up with a riddle so easy,
Sfenks, benim bile cevap verebileceğim çok basit bir bilmece sorman konusunda sana meydan okuyorum.
So why don't you come on up front?
Buraya çıkmaya ne dersin?
My daughter has said she didn't do it, so until you come up with some evidence to the contrary, that's how we'll proceed.
Kızım yapmadığını söyledi, siz kanıt gösterene kadar bu iş böyle gider. Mattie?
The hearings are in three days. Well, I think I can come up with something if... you both want me involved.
Eğer benim olaya dahil olmamı isterseniz bir şeyler düşünebilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]