Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / Come on down

Come on down перевод на турецкий

4,372 параллельный перевод
Hey, maybe I should come on down.
Hey, belki de oraya gelmeliyim.
Come on down, son.
Gel buraya evlat.
Tessa Altman, come on down!
Tessa Altman, gel bakalım!
- Come on down!
- Hadi Aşağıya bakk!
♪ Come on down
♪ aşağı gel.
It's going to come down to the wire on this one.
Bunda son dakikaya kadar her şey mümkün.
Look, tell them I'll come down on subsidies for charter schools.
Sözleşmeli okullara yapılacak para yardımını kısacağımı söyle.
Come on, put her down.
Yere bırak.
Come on. Sit down.
- Hadi ama, otursana.
Come on, we can go down here. - Come on.
Hadi, aşağıya inebiliriz.
Anyway, I just wanted to come down here and apologize... for forcing that snake on you.
Bu arada, yılanı sana sürdüğüm için... buraya gelip özür dilemek istedim.
- Come on, sit down.
- Tabii. Otursana.
Tell me one more time to calm down! Come on!
Bir kez daha bana sakin olmamı söyle!
Come on. Calm down.
Peki, peki gel biraz sakinleselim.
First time I come down here to old Mexico, I guess roughly on...
Buraya yani eski Meksika'ya ilk geldiğimde yeni bir koyboy sayılırdım.
I guess we'd just scoot on down a little miscontent where she come from.
Bu bayanın geldiği yerde bazı sevimsiz durumların olduğunu öğrendik.
Yeah, come on, there's still a wild and wooly country down here, you know, you just might like it.
Hakikaten gelsene, buralarda hala çılgın ve romantik yerler mevcut Belki buralar daha çok hoşuna gidebilir
- Come on, take him down, Jimmy.
Haydi, aşağı indir onu, Jimmy.
Um. And, if, at any time, you feel uncomfortable, then you just come on out here and, you know, sit down and chill.
Olur da, kendini rahatsız hissedersen, dışarı çık buraya gel ve sakinleş.
It's just a little stroll down the lane, come on.
Yolun aşağısında olan küçük bir yürüme alanı, hadi.
- Come on man, calm down.
- Hadi ama, sakin ol.
Anyway, we're waiting for his parents to come down and okay us to pull the plug on him.
Ailesinin gelip, fişini çekmeye izin vermesini bekliyoruz.
Are you gonna come down here and talk, or you just gonna keep knocking dirt on my boots?
Buraya gelip benimle konuşacakmısın, yada botlarımı kirletmeye mi devam edeceksin?
- Stay down. Come on. Come on.
- Durun, hadi, hadi!
Come on, get down, get down.
Hadi, uzanın, uzanın.
Can you please put that down on your little form, that there's people that are gonna come drown me?
Lütfen o formuna bunuda ekler misin, beni boğmaya gelecek insanların olduğunu?
No, no, no, you get'em back on the phone till they come down here.
Hayır, hayır, yok. Onlar buraya gelene kadar telefona çağır. Kim kime ne yapmış bilmiyorum.
No, no... he's not gonna talk if we all come down on him like this.
Hayır.. Hayır.. Hepimiz birden üzerine gidersek, konuşmayacaktır..
So, on behalf of I.A., I've come down here personally to apologize.
Bu yüzden IA adına bizzat ben özür dilemeye geldim.
Come on, sit down, the food's getting cold.
Gel otur haydi. Yemeğin soğuyor.
How come you're not coming down on her?
Nasıl onu durdurmazsın?
Come on, sit down.
Hadi otur.
Come on, calm down, Anna.
Biraz sakinleş, Anna.
Come on, come down, I'll be late.
Hadi ama, aşağı inin. Geç kalacağım.
Come on... you sleep up and Luci sleeps down.
hadi... sen yukarda uyu Luci aşağıda.
I just talked to my cop guy, and he usually gives me good dirt, and he said you FBI guys are totally locked down on the Vivian Bowers murder case, so I thought I'd come down here and see if maybe
- Polis dostumla konuştum, ve genellikle iyi dedikodu yapar, FBI'ın Vivian cinayet davasına tamamen odaklandığını söyledi, o yüzden buraya gelmeyi ve belki biribirimize yardım edersek, iyi olur diye düşündüm.
Come down to the country on Friday.
- Cuma günü gelin.
But before you come down on me, waking me up in my own home, you need to remember one thing.
Bana gelip, beni uyandırdınız Ama bişeyi unutmayın
On every side of that tank and wait for him to come down.
O tankın her tarafını kuşatın ve onun aşağı gelmesini bekleyin.
Let's get everybody on every side of that tank and wait for him to come down.
O tankın her tarafını kuşatın ve onun aşağı gelmesini bekleyin.
Come down hard on Laszlo.
Laszlo'nun tepesine binin.
Come on, sit down.
Gel, otur.
Come on. Evie, sit down.
Hadi Evie, otur.
Come on, let's go down to the water.
Hadi, suya doğru aşağı gidelim.
Come on, spin me round again. You should tell Ada to slow down.
- Ada'ya yavaşlamasını söylesen iyi olur.
All right, Ada, come on, have a rest, sit down.
- Tamam, Ada. Biraz dinlen, otur şöyle.
Is that supposed to intimidate my ass? - Come on, sit down.
Kıçımı korkutması mı gerekiyordu bunun?
At midnight, all the drunk college girls would come out on the stage and- - yes, yes- - and then I would hose them down.
Gece yarısı olunca, bütün sarhoş üniversiteli kızlar sahneye çıkar ve... Evet, evet. ... ve sonra ben onları hortumla ıslatırdım.
Mom, come on, sit down.
Anne, lütfen.
It's a toss-up, and when it's a toss-up, I like to come down on the side of less paperwork.
Çok arada kaldım ve arada kaldığım zaman daha az kağıt işi çıkacak yoldan gidiyorum.
All I'm asking is is can you wait till you get the blood gas test back before you come down on this, that's it.
Sadece kan testi sonuçlarını alana kadar davayı kapatmamanı ve beklemeni istiyorum. Bu kadar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]