Artık gitmem gerek перевод на английский
183 параллельный перевод
Benim artık gitmem gerek.
I've got to be toddling along now.
- Evet. Artık gitmem gerek.
Well, I must be running.
Artık gitmem gerek.
Well, now I've got to be off.
Artık gitmem gerek.
I must go now.
Evet, artık gitmem gerek.
Well, I'll be getting on.
Artık gitmem gerek.
I shall have to go now.
Artık gitmem gerek.
I should be getting home.
Artık gitmem gerek, Bavulumu hazırlamalıyım.
Well, I'll have to leave you now, I'm afraid, inspector, to go and pack.
Benim artık gitmem gerek.
Hey, I gotta be going.
Sanırım artık gitmem gerek.
I guess I'll be leaving now.
- Sağ olun ama artık gitmem gerek.
- Oh, no, I have to go.
Artık gitmem gerek.
I should go.
Artık gitmem gerek.
I must leave soon.
Oh, artık gitmem gerek.
Oh, really, I ought to be going now.
Artık gitmem gerek.
I have to go.
Artık gitmem gerek.
I'm afraid I really have to go now.
- Artık gitmem gerek.
- I gotta get going now.
Artık gitmem gerek.
I think I better head back.
Neyse, artık gitmem gerek.
Well, I really must be going now.
- Benim artık gitmem gerek.
- I have to go now.
- Benim artık gitmem gerek.
- I have to be going now.
Artık gitmem gerek Emily.
I have to go now, Emily.
- Evet, biliyorum. Artık gitmem gerek.
- Yeah, I know. I'm gonna go now.
Artık gitmem gerek, çocuklar.
Well, I've got to be moseying on, you guys.
Artık gitmem gerek.
I have to go now.
Artık gitmem gerek.
Well, I really have to get going.
Artık gitmem gerek.
I must take my leave now.
- Artık gitmem gerek.
- Well, I've gotta run.
Artık gitmem gerek.
Well, I have to go.
Artık gitmem gerek.
I must leave now.
Benim artık gitmem gerek.
All right. I should go now.
Benim artık gitmem gerek.
- I'd like to go now.
Artık gitmem gerek.
Now, I've got to go.
Artık gitmem gerek.
I must leave.
- Artık gitmem gerek.
Right. - Sorry if I'm annoying you.
İzninizle, artık gitmem gerek.
Excuse me, I have to go now.
Artık gitmem gerek.
You know what? I have to go.
Artık gitmem gerek.
I have to run.
Anne artık gitmem gerek.
Mum I've got to go now.
Aslında artık gitmem gerek.
You know, actually, I should get going.
- Canım, artık benim gitmem gerek.
- Darling, I'd better be running along.
Üzgünüm ama artık odama gitmem gerek.
I'm sorry, but I should go to my room now.
Benim artık buradan gitmem gerek.
I gotta get out of here.
Fakat artık gerçekten gitmem gerek, efendim.
But I really have to run now, sir.
Artık ofise gitmem gerek.
I better get back to the office.
Artık dinle gitmem gerek.
Now, uh... Listen, I got to go.
Haydi Leo, artık işe gitmem gerek.
Come off it, Leo. I have to get ready for work.
Artık çok geç. Gitmem gerek.
It's too late.
Artık yerleştiniz. Benim gitmem gerek.
Now you're settled in, I've got to run.
İhtiyacım olan her şey... burada. Artık gitmem gerek.
I must go.
Evet, artık benim gitmem gerek.
Well, I better get going.
gitmem gerek 808
gitmem gerekiyor 305
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerekmez 98
gitmem gerekiyor 305
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerekmez 98
gerek kalmadı 36
gerekirse 81
gerekli değil 44
gerektiği kadar 17
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
gerekirse 81
gerekli değil 44
gerektiği kadar 17
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık senin 35
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık senin 35