Babam gibi перевод на английский
3,620 параллельный перевод
Babam gibi adamlar. Hayatları boyunca toprakla uğraşan ve toprağı boylayanlar.
Men like my father... who spent his whole life tilling the dirt... just to die facedown in it.
Patchi, dayan ve babam gibi cesur ol.
Patchi, try and be brave like Dad.
Babam gibi tıp eğitimi alarak başladım.
I began studying medicine like my father.
Adımı, babam gibi Sergey koymuş olsa bile... hep beş babam... olduğunu söylerdi.
And though she named me after my father, Sergey, she always said I had five fathers.
Hepsini de bitiyor. Babam gibi değil yani.
He finishes them all, not like Dad.
Onları annemle babam gibi düşünmeliyim.
Well, I have to think it was my mom and dad.
- Babam gibi mi?
- Like Dad?
İlk görüşte birbirimize aşık olduk aynen annem ve babam gibi.
It was love at first sight, just like when mom and dad got married.
O da benim babam gibi acımasız mıydı?
Is your father cruel like mine?
Şimdiden babam gibi iyi dövüşüyorum.
I'm already a good fighter, like my father was.
Hepsi annem ve babam gibi hummadan öldü.
They all died of a fever, like my mother and father.
Evet, benim... Yüzde 20-30 ihtimalle babam gibi olma ihtimalim varmış.
Yeah, I have, like, a... 20 to 30 % chance of...
Kendine bir bak, babam gibi görünüyorsun.
Look at yourself. You look like my father.
Babam gibi.
Like Dad.
Dur da sana birşey söyleyeyim evlat, senin baban burada yetişti, tıpkı benim gibi, benim babam gibi ve diğer tüm sülalemiz gibi...
Let me tell you something boy, your daddy grew up in this place, same as mine, same as my daddy before me and my granddaddy before him.
Umarım babam gibi bir koca bulurum.
I hope I find a husband like Pa.
Babam hâlâ çocukmuşum gibi davranıyor.
Father still treats me like a child.
Tıpkı babamın beni sevdiği gibi.
Just like my daddy loved me.
İrlandalı adamlar babamın belinin ağrımasına bakıp gülüyorlardı sonra ağabeyim sandığı tuttuğu gibi Labelle ve Tanguay ile birlikte yerden kaldırıyorlardı.
The Irish guys were laughing at Father and his bad back, so big bro'grabs the crate and takes off with Labelle and Tanguay.
Telefonda söylediğim gibi, sana babamı soracaktım.
So, like I was talking on the phone, I wanted to ask you about Dad.
Babamın benden arkadaşının oğluyla buluşmaya gitmemi istediği gibi mi.
It's like daddy wanted me to go on a date with his friend's son.
Eğer benim Matthew gibi bir babam olsaydı, ben çok mutlu olurdum...
You know, if I had a father like Matthew, I would be very happy...
Babamın teknesi gibi
And this is called "Treasure Island". It's got a bit like my doodah.
Sevgili babamın bana her zaman söylediği gibi "Hiçbir hayal çok büyük değildir ve hiçbir hayalperest çok küçük değildir."
Well, as my dear father always told me, "No dream is too big, and no dreamer -" too small. "
Sevgili babamın dediği gibi "Hiçbir hayal çok büyük değildir ve hiçbir hayalperest çok küçük değildir."
In the words of my dear father, "No dream is too big, and no dreamer, too small."
Babam buradayken, annem bir mesleği varmış gibi davranmaz.
Mom pretends she doesn't have a job when dad's here.
Yani, bildiğim kadarıyla endişe duyuyorum gibi, o benim babam olduğunu ve evet, olmasıdır.
So, as far as I'm concerned, he's my father and that's that, yeah.
Çoğunuzun bildiği gibi babam ve ben çok yakındık.
As many of you know my father and I were extremely close.
Babamın hapiste geçirdiği her saniye gerçekleşmeyi bekleyen bir PR felaketi gibi.
Every second my dad sits in jail, it's a PR disaster waiting to happen.
Babam, beni yeni doğan bir bebek gibi, yeni karısı ile olan ailesinden sayabileceğini söyledi.
He said I should count the new baby he had with his new wife, Marjorie, as part of my family, too. Plus Richard, Marjorie's son.
Hey Profesör, madem gemin o kadar iyi neden o zaman polisler babamın ruhuma işlemiş kötü sözleri gibi peşindeler.
Yo, Professor, if your ship's so dope, why are those cops on your tail like my dad's verbal abuse on my psyche.
Tıpkı babam dediğin kişinin yaptığı gibi mi?
You mean like your so-called Papa has?
Babam zamanla sana ve çocuğa içerleyeceğimi söyledi, kendisi gibi.
The old man said I'd end up resenting you and the kid the way he resented having me.
Ama babam herşeyi halletmiş gibi.
But Dad seems to have it all worked out.
- Babam orada istediği gibi davranabilirdi.
- There, my dad could do as he pleased.
Bir çocukla yatıyorsun ve babamızın karısı gibi davranıyorsun, Laurel. Bu çok anormal. Hunter neredeyse 18 yaşında.
You're screwing a minor... and you act like Dad's wife, Laurel.
Ve babamızın karısı gibi davranmıyorum.
And I don't act like Dad's wife.
Polisler babam bir şeyler yapmış gibi davranıyorlar.
The police are acting like they think my dad's done something.
Savaşı kaybeder ve babamın öldüğü gibi ölürüz.
We'll lose the war and die the way Father died.
Babam, kahraman gibi öldüğünü söyledi.
Father said he died a hero.
Evet, babamın Amy Winehouse gibi aşırı dozdan öleceğini söylüyorlar.
Yeah, they say dad's gonna O.D. like Amy Winehouse.
Babam dedi ki, gerçekleştiği zaman yerküre bir portakalın kabuğu gibi soyulacakmış, ama kabuğu ateşten olacakmış.
You know, Dad says when it happens, the earth's gonna peel like an orange but the peel is made out of fire.
Annem gibi görünmeye çalışıyordum...... böylece babam anlayacaktı.
I try to look like her, so he understands.
Takım taklavat babamın ağzına girdin kanka. " der gibi.
Your dick's in my dad's mouth, man. "
Babamın eskiden dediği gibi "Balığı oltaya getirmek kolay, ondan sonra onu bota çekmen gerekir."
Like me father used to say, "Jiggin'the fish is easy. After that, you have to pull him in."
Senin gibi bir babam olduğu için dünyanın en şanslı kızıyım.
I'm the luckiest girl in the whole world to have you for my Pa.
Babamı benim odamda yakalamışsın gibi görünüyordu.
It sounded like you caught my dad in my room.
Babam güveniyor gibi.
Dad seems to.
"Babam Bambi'yi vurdu" gibi geliyordu.
Like, "my dad just shot bambi."
Çünkü babamın evinde dolaptan çıkmışlar gibi oldu.
It was funnier than hell that they did that, Because it's like they came out of the closet at my dad's house.
Ve Pierce o hiçliğe bakıp duruyor... Onun yerine, benim gibi, geleceğe bakabilir ve "babamın kim olduğunun artık ne önemi var?" diyebilir.
Pierce can keep staring into that void or he can turn around, face his future like I did, and say :
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
babam 1009
babama 39
babamın 68
babamı 46
babam nerede 162
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
babam 1009
babama 39
babamın 68
babamı 46
babam nerede 162
babam geldi 53
babamla 21
babam dedi ki 23
babamız 55
babamı istiyorum 35
babam da 18
babam nasıl 37
babamdan 21
babam öldü 106
babam mı 100
babamla 21
babam dedi ki 23
babamız 55
babamı istiyorum 35
babam da 18
babam nasıl 37
babamdan 21
babam öldü 106
babam mı 100