Bu gerçekten iyi перевод на английский
1,746 параллельный перевод
Bu gerçekten iyi bir başlangıç oldu.
That's actually a pretty good start.
Bu gerçekten iyi niyetin suistimali.
This is a very serious breach of trust.
- Bu gerçekten iyi. Bildiğiniz kadarıyla, Melanie daha önce anlaşamadığı bir iş arkadaşıyla sorun yaşamış mıydı acaba?
To your knowledge, did Melanie ever have any incidents with disgruntled coworkers, maybe...
Belki de bu gerçekten iyi bir şeydir, Charlotte.
I saw him there and... VIOLET :
Bu iyi tatlım. Bu gerçekten iyi.
That's good, sweetie.
Bu gerçekten iyi.
That's really nice.
Bu testin sonuçlarının gerçekten iyi olacağını hissediyorum.
You know, I have a really good feeling about this test.
Aslında bu bizim gerçekten ne kadar iyi olduğumuzu öğrenebileceğimiz bir olay.
This is where we find out how good we really are.
Gerçekten bu kadar iyi kabul edileceğini beklemiyordum.
I don't thing I really anticipated it would be so well received.
Eh, gerçekten bu adamı iyi tanımıyorum, dolayısıyla diğer profesörleriyle ve bazı çocuklarla konuşup ne bildiklerini öğreneyim.
Well, we don't really know this guy, so I'll talk to some other professors he has and I'll ask some kids, to see what they know about him.
Matt bu konuda gerçekten iyi.
Matt's really good about it.
Bak Twon, Jamie'yi bu kadar çok sevmen ve ona bu kadar iyi davranman gerçekten harika, ama bana kalırsa Nathan ve Haley de bunun farkındalar.
You know, twon, I think it's pretty great how much you love jamie and how good you've been to him, but something tells me nathan and haley know it, too.
Bu kadar acayip. Çok iyi bir noktaya temas ettiniz bu sözlerle. - Gerçekten de öyle...
Who would try and invent something that was that unbelievable, that is so off the wall?
Bu gerçekten çok iyi.
Wow, that's really cool.
Hafta 28 Temmuz Kötü haber yarışma pek iyi gitmiyor, Yani bu hafta boyunca gerçekten aç kalmalıyız.
The bad news is, we're not doing very well, so we really had to starve ourselves this whole week.
Gerçekten çok iyi bu aralar.
Yeah, she's doing really well.
Evet, biliyorum ama aynı zamanda Harlem takımında * oynayıp, maaşımın şeker olarak ödenmesini de istiyordum, ama bu arada bir işe ihtiyacım var ve bu da gerçekten iyi bir iş.
Yeah, you know, and I also want to be a Harlem Globetrotter and get paid in candy, but... in the meantime, I need a job, and this is, this is a really good one.
Bu konuşma gerçekten çok iyi.
This speech is really good.
Gerçekten bu şekilde düşünüyorsan, sanırım düğüne gelmemeyi düşünmen daha iyi olmuş.
If you really feel that way... I guess it's a good thing you're not coming to the wedding after all.
Gerçekten, bu iyi olacak.
Honest, it's better that way.
Bu çocuk basketbol sahasında gerçekten iyi görünüyor.
That boy looks damn good on a basketball court.
Bu gerçekten çok iyi olur.
She'll really appreciate that.
Hey, bu çok kötü. Ama bazen senden hoşlanıyor gibi davranan iyi çocuklar... belki de gerçekten senden hoşlanıyorlardır.
hey, that's terrible, but sometimes a nice guy who acts like he likes you is just a nice guy who likes you.
Bunu duyduğuma çok sevindim ama bu duruma göre gerçekten iyi olduğuna dair, kafamda bazı problemler var.
i'm glad to hear that. but, given the situation i have trouble believing that you're really okay.
Bu gece gerçekten iyi iş çıkardın.
you did a really great job in my part tonight.
Pekala, bu gerçekten de zor, çünkü "eski" yeni kız Kansas'dan ve bundan daha iyi olamazsın.
Well, that's tough, because the old new girl is from kansas, and it just doesn't get any better than that.
Gerçekten de inan bana bu seni öptüğünden beri aklıma gelen en iyi fikir.
Yeah, believe me that's the nicest thing I've thought since she kissed you.
Bu gerçekten çok daha iyi.
This is so much better.
Bu gerçekten de iyi bir hikaye ama ben artık bu konuyla ilgilenmiyorum.
That's pretty good, but I'm not actually doing that story anymore.
BU şeyi gerçekten iyi yapacak müziğin var mı?
You got music that'll make this thing really good?
Bekar. O zaman, bu iyi. Gerçekten.
Well, in that case, you really should do something about your alarm system.
Bu işi gerçekten iyi yapıyorsun, beni inandırdın.
If you could bottle that I'd buy some.
Gerçekten atletik bir aktörünüz olduğunda, bu iş daha iyi olur.
We had a really athletic actor ; it's better.
Ve benim gibi, asla uzaydaki bu süper kahraman işlerini yapabilen ve atletik olmayan kişiler için bu gerçekten çok iyi bir şey. Normalde bunların hiçbirini yapamam.
And so it's really nice for someone like me... who's never been much of an athlete... to be able to do all these superhuman things in space... that I normally wouldn't get to do.
Bu akşam gerçekten iyi bir iş yaptın Wheeler.
You did a really good thing tonight, Wheeler.
Bu gerçekten bizim için çok daha iyi olurdu.
This could be really good for us.
Bu tür şeylerde gerçekten iyi değilimdir.
I'm not really good with these kinds of things.
Kendimi gerçekten adayacağım bu işe ve şimdiye kadar sahip olduğunuz en iyi hayvan terbiyecesi olmak için uğraşacağım.
I just want you to know I'm gonna apply myself and do the best I can to be the best animal handler you guys have ever had.
Bu zor olanı, sendeki gerçekten iyi.
You are Billy. This is a hard one, you have a really nice one.
Evet, gerçekten, bu iyi olacak!
Yes, indeed, that's gonna be good!
- Bu çok komik, gerçekten iyi.
Yeah. That's good stuff.
Sana şunu söylemeliyim ki, Ray, bu işi gerçekten iyi başardın.
I wanna tell you, Ray, you got it all.
Bu adamlar gerçekten iyi.
Wow, these guys are good.
- Bu gece gerçekten iyi vakit geçirdim.
- I had a great time tonight.
Bakın, bu yolculuk gerçekten iyi fikirdi.
Look, this road trip was a really cool idea.
Gülümsüyorum çünkü müdürümün ki onun gerçekten mutlu olduğunu düşünüyorum, benden beklediği bu ve ilerleyerek iyi bir kariyer yapmak istiyorum.
I'm smiling because I'm pretty sure my manager - who probably is actually happy - expected me to... and I want to advance and have a good career.
Bu yüzden, kasabaya geri viteste döndük ya da yürüyecektik ve yaşananlara bakınca en iyi seçenek gibi göründü, gerçekten.
So we drove back to town in reverse which was either that or walk and given everything that had happened it seemed like the better option, really.
Bu onun için gerçekten de pek iyi bir şey değil.
It's really not a good thing for him.
- Gerçekten iyi bir renk bu.
Really good color. Well, good.
Evet. Bu gerçekten çok iyi haber.
Well, that's... that's wonderful.
Gerçekten bu başıma gelmiş en iyi şey, ayrıca biraz acıkmış hissediyorum.
It's the best thing that ever happened to me. Mind you... I am feeling a bit peckish.
bu gerçekten çok güzel 20
bu gerçekten güzel 22
bu gerçekten inanılmaz 20
bu gerçekten gerekli mi 32
bu gerçekten önemli 17
bu gerçekten harika 82
bu gerçekten 52
gerçekten iyisin 22
gerçekten iyi 97
gerçekten iyiyim 36
bu gerçekten güzel 22
bu gerçekten inanılmaz 20
bu gerçekten gerekli mi 32
bu gerçekten önemli 17
bu gerçekten harika 82
bu gerçekten 52
gerçekten iyisin 22
gerçekten iyi 97
gerçekten iyiyim 36
gerçekten iyi misin 17
gerçekten iyiydi 26
iyi akşamlar 4224
iyi aksamlar 25
iyiyim 3981
iyi bayramlar 19
iyi şanslar 1942
iyi sanslar 16
iyi geceler canım 50
iyi geceler sevgilim 30
gerçekten iyiydi 26
iyi akşamlar 4224
iyi aksamlar 25
iyiyim 3981
iyi bayramlar 19
iyi şanslar 1942
iyi sanslar 16
iyi geceler canım 50
iyi geceler sevgilim 30
iyi günler dilerim 40
iyi eğlenceler 520
iyi günler 2648
iyi geceler tatlım 84
iyi geceler 8675
iyi uykular 287
iyi değilim 99
iyi seyirler 39
iyimisin 185
iyi geceler millet 19
iyi eğlenceler 520
iyi günler 2648
iyi geceler tatlım 84
iyi geceler 8675
iyi uykular 287
iyi değilim 99
iyi seyirler 39
iyimisin 185
iyi geceler millet 19
iyi günler hanımefendi 25
iyi misin 6507
iyi bakalım 18
iyi yolculuklar 414
iyi uyudun mu 167
iyiyiz 138
iyi birisin 30
iyi hafta sonları 22
iyi geceler hayatım 33
iyi geceler de 23
iyi misin 6507
iyi bakalım 18
iyi yolculuklar 414
iyi uyudun mu 167
iyiyiz 138
iyi birisin 30
iyi hafta sonları 22
iyi geceler hayatım 33
iyi geceler de 23