Cas перевод на английский
1,146 параллельный перевод
Mingled Water kaplıcasına 3-4 saatlik bir kaçamak yapmaya ne dersin?
"Good for a three-hour getaway at the Mingled Waters Health Spa"?
Beynimin derinliklerinde, fışkırıcasına endorfin üretilmeye başlamıştı.
Deep in my brain, countless endorphins... were being produced at record rates.
Sevgili Tanrım, bu bayram günü sana birçok şey için minnettarız,... ki bunların başlıcası da, bizi kutsadığın bereket yağmurunu... başkalarıyla paylaşabilme gücümüzdür.
Dear Lord, we're grateful for so many things this holiday season... not the least of which is our ability to share with others... the abundance of blessings with which You have showered us.
- Cas!
Cas!
Cas.
Cas.
Tanrım Cas!
Jesus, Cas!
Eğer FBI senin burda olduğunu öğrenirse, oğlumu kaybederim.
Cas. If the FBI finds out that you were here, I'll lose my son.
Lütfen Cas. Gitmen gerek.
Please, Cas, you just gotta go.
- Cas.
Cas.
Cas, onu korkutuyorsun.
Cas, you're scaring him.
Cas!
Cas!
Cas, çocuğu bana ver!
Cas, give me the boy!
Cas, ona dikkat et!
Cas, be careful with him!
Rixx'in Zevk Tanrıçasına Ziyaret.
"A visit with the Pleasure Goddess of Rixx."
- Terreis'i Artemis'e, Ay Tanrıçası'na yollayacaklar.
They're going to send Terreis to Artemis, the moon goddess.
Su Tanrıçası Panope, olduğunu sandım.
I thought it was a water goddess, Panope.
İnsanın yaşam ipliğini eğiren Yunan Tanrıçası'ndan geliyor.
From the Greek goddess who spins the threads of life.
Arjantin başarı Tanrıçası
Italy's unconvinced
"Ben, dangalak dağlar tanrıçası seninle evlenmek istiyorum."
"This is me, klutz, asking you goddess of rock climbing, to marry me."
Emniyet kuvvetlerinde bir meslek sahibi olmak, şüphesiz baştan çıkarıcı olsa da, şans tanrıçasının bana ve kardeşime dağıttığı kartlarda pek mevcut değil.
A career in law and order, although indubitably enticing, was not inscribed on the cards Dame Fortuna dealt my brother and me.
Nerede çaşıltığım değil... kayaları patlatmak... ve dünyanın derinliklerine inmem önemliydi.
Not where I work... blasting the rock... going deeper into the earth.
Sen bir tanrıçasın. Bu anın bitmesini istemiyorum.
I don't ever want this moment to end!
Evet. "Sen bir tanrıçasın Daphne. Sana tapıyorum."
Yeah! "Daphne, you're a goddess, Daphne, I adore you..."
Halkıma yardım edecek misin Hava Tanrıçası?
It is only a last resort, Rogue.
Demeter'ın ( Toprak ve ürün Tanrıçası ) tapınağı söylediğin gibi orada. Elbette orada!
The temple of Demeter is there, like you said.
Neden, yeryüzünün annesine, çiftçiliğin Tanrıçası'na, Demeter'a saygı göstermek için.
Why, to pay homage to the Mother of the Earth... The goddess of the farm, Demeter.
- Ben geçmişin Fate'yim ( Kader Tanrıçası ).
- I am the Fate of the past.
Hestia... aile ocağı ve yuvanın Tanrıçası.
Hestia, goddess of hearth and home.
Ailelerin koruyucu Tanrıçası'nın bir mabedinden başka.
A shrine to the patron goddess of families.
Önümüzdeki birkaç gün, hayatlarınız Muse'e ( Şiir Tanrıçası ) teslim edilmiş olacak.
For the next few days, your lives will be given over to the Muse.
- Demek istediğim, o senin oğlun, Gaea'nın ( Yeryüzü Tanrıçası ) aşkına.
I mean, he's your son, for Gaea's sake.
Harika bir Savaş Tanrıçası olurdun.
You'd make a magnificent goddess of war.
Şehvet Tanrıçası olarak.
As goddess of desire.
Çok yazık...'Callisto, Savaş Tanrıçası'bunun için bir bileziğe sahip, yoksa Zeyna mı demeliydim?
Too bad. "Callisto, goddess of war", has a ring to it. Or should I say "Xena"?
Hatırlamaya çalış. Aztek tanrıçası olduğumuz zamanları.
Try to remember... when we were Aztec goddesses.
Sen yarasa tanrıçası Murcieloago'sın.
You are Murciéloago, the bat goddess.
Wanda gizem tanrıçası, alevlerden yükseliyor.
Wanda the goddess of mystery, rising from the flames - that's me.
Yani gerçekten. - İki Aztek tanrıçasıyız.
I mean, for real.
Kishorilal'ın mustakbel gelini, Bayan Kusum Ganga Hindistan'ın tanrıçası, kültürümüzün bir sembolü.
The would-be daughter-in-law of Kishorilal, Miss Kusum Ganga... is India's Goddess of knowledge, a symbol of our culture.
Mısır tanrıçası.
The Egyptian goddess.
Hathor Eski Mısır'da bereket, içki ve müzik tanrıçasıydı.
Hathor was the Egyptian goddess of fertility, inebriety and music.
O Amazonlar'ın Tanrıçası.
She's the goddess of the amazons.
Amazon Tanrıçası'nın tapınağında onun ne yaptığını ve söylediğini hatırla.
Remember what she did and said in the temple of the amazon goddess.
Ben Afroditim, Aşk Tanrıçası.
I'm Aphrodite, the goddess of love.
Peki, o zaman sanırım, Aşk Tanrıçası'nın sadece ne kadar güçlü olabileceğini oğluna ispatlamasının zamanı.
Well, then I guess it's time for the goddess of love to prove to her son just how powerful she can be.
- Kendine nasıl Aşk Tanrıçası diyebiliyorsun?
How can you call yourself the goddess of love?
Pekala Gabrielle, Aşk Tanrıçası önemsiz ve kinci birşey yapmaya karar verdiğinde, ikna etmek için azıcık zor biri olabiliyor.
Well, Gabrielle, when the goddess of love decides to do something petty and spiteful...,... she can be a tad difficult to reason with.
Sen Aşk Tanrıçası'sın.
You're the goddess of love.
Ama onurun çoğu Tanrıça Demeter ( Toprak ve Ürün Tanrıçası ) için...
But most of all honor the goddess, Demeter
Athena'nın nasıl Atina'nın Tanrıçası olduğunun hikayesini biliyor musun?
Do you know the story of how Athena became goddess of Athens?
Athena ( Zeka Tanrıçası )!
Athena...