Halime bak перевод на английский
583 параллельный перевод
Halime bak.
Look at me.
Şimdi halime bak.
Now look at me.
Şimdi şu halime bak.
Now look at me.
Halime bak, korkunç!
This is a sorry sight.
Phil, halime bak.
Phil, look at me.
Halime bak.
Look at me
Şu halime bak.
Look at me.
Bir şu halime bak.
Just look at me.
Gençken bayağı ilgi çekerdim, ama şimdi halime bak.
In my youth I excited some admiration, but look at me now.
Halime bak!
Look at me!
"Çocukken gazete satardım bir de şu halime bakın" tipinde biri.
He's the "I sold newspapers as a kid but look at me now" type.
Şu halime bak.
Well, look at me.
Şimdi şu halime bak!
Now look at me!
Ama şimdi halime bak.
But look at me now.
Ama şu halime bak.
But look at me.
Şimdi halime bak.
Look at me now.
Şu halime bak.
Look at me. Look at how I look.
Ve şu halime bak. Birisi, lütfen şu halime bakar mı?
I got oost into this old dame's life,
Halime bak, ya § ll bir tavugun civcivine davrandl § ; I gibi davranlyorum.
Look at me, behaving like an old hen with one of her chicks.
Şu halime bak.
Ooh, I say, look at that.
Kaç kere denedim, şu halime bak... hep ceza çektim, kolay bir iş değil.
Wait until we're out of disciplinary camp and we'll leave together.
Bir de benim halime bak.
Look what I've got.
Ama şimdi şu halime bak!
I'll take the first one who wants to marry me!
- Halime bakın, falcı bacılar gibiyim.
Shit. Is that fortune tellers affluent... Eh?
Bir de şimdiki halime bak!
Look at me now. Look at me now!
Tanrı âşkına halime bak.
What, in God's name, am I doing here?
Halime bak Vic.
Hey, look at me, Vic.
Halime bakın!
And look at me!
Şu halime bak, aşağılık herif.
Look at this, you bastard.
Siz asıl benim halime bakın.
What about me? I'm crapping my pants!
Halime bak, kağıt mendil ver.
Christ, get me a Kleenex.
Şimdi halime bak.
She'll kill me if I eat them. ANNABEL :
- Şimdi şu halime bak.
And now look at me.
Halime bak!
What a mess I am.
Şu halime bak.
What a mess I am.
halime bak!
Look at my condition!
Burada, dış dünyada halime bak.
Out here in the world, look at me.
Halime bak, yıllığı 25.000 dolardan bir dergiyle sözleşme yapmışım.
Here I am, I got $ 25,000 a year for a magazine contract.
Şu halime bak, muhtemelen ben çocuklardan daha gerginim.
Look at me. I'm probably more nervous than the kids are.
Halime bak Efendimiz.
Look at me, Lord.
Şu halime bakın!
Look at me now!
Yani, şu halime bakın.
I mean, look at me.
Şimdiyse şu halime bak.
Now I don't know what went wrong.
Şu halime bak! Oturmuş bir avuç kaplumbağayla konuşuyorum.
hey, i'm sitting here, talking to a bunch of turtles!
Halime bak.
- Look at me.
Bir de şu halime bak.
IT HAPPENS THAT WAY SOMETIME. I KNOW, BUT WHY?
Fakat şimdi şu halime bir bak.
But look at me now.
Halime bir bak!
Look at my condition!
- Şu halime bir bak, Adrienne.
This is like a Flemish painting.
Halime bakın.
I'm dry as a bone.
Şu halime bak!
Why am I doing this?
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
baktım 85
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
baktım 85
bakma 203
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakan 73
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakan 73
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50