Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ H ] / Haydi canım

Haydi canım перевод на английский

696 параллельный перевод
Haydi canım.
Oh, come on.
Haydi canım.
Honey, come on.
Haydi canım, Loca A'yı aç.
Come, come, old dear, open Box A.
Hayata uyum sağlamak mı, haydi canım!
Readjustment my foot!
Haydi canım, bir öpücük ver ve şans dile.
Come on, lass, give us a kiss and wish me luck.
Haydi canım, aşağıya inelim.
Well, come on, dear. Let's go downstairs.
Araştırmaymış, haydi canım.
- Research, my eye.
- Haydi canım.
- Come on, darling.
Haydi canım.
Come on, darling.
- Haydi canım sen de!
- Oh, brother.
Haydi canım.
Come on.
İşte bu ilginç olurdu. - Haydi canım!
That would be quite something.
- Haydi canım.
- Come on, honey.
- Haydi canım.
- Here, dear.
- Haydi canım!
- Come on!
Haydi canım, fonografla değiştik işte.
Come on, we swapped it for the phonograph.
Haydi canım sen de.
Come on.
- Birinin boyu şu kadardı! - Haydi canım...
- Well, well, well!
- Haydi canım.
- You don't say!
- Haydi canım...
- Well, well...
- Haydi canım.
You're pulling my leg.
Haydi canım! Kendi adına konuş!
Speak for yourself, Leonida.
- Sanki gerekecek gibi. - Haydi canım sen de!
- Which is what we'll probably get.
- Haydi canım.
- Come, now.
Haydi, lütfen canım.
Now, please, dear.
- Çabuk tatlım, haydi çabuk ol canım.
- Go on, darling, buzz off.
Haydi, ısır elmayı canım ve bir dilek tut.
Now, take the apple, dearie, and make a wish.
Haydi gel, kendi kendimize oynayalım!
- Why can't you play now? Come on, we'll play it on our own!
Haydi onlara mantığım yatar da sen...
I can account for them, but you...
Haydi, zamanımı harcamayı bırak.
You can't come back as yourself!
Haydi gülmeyi yeniden öğrenelim, Çünkü herkes bize... elinden geldiği kadar yardım edecek, elbette biz de onlara.
Let's learn to smile again, because we know everybody's... gonna do all they can to help us, so we'll help too.
Haydi, canım.
Come on, dear.
Haydi, hemen hazırlan bakalım!
Now, see how fast you can get ready.
Haydi içeri gir, tatlım, sana bir bakayım.
Come on in, honey, where I can look at you.
Haydi gidip atı alalım!
Come on, let's go. Now we can go and buyourselves a horse.
Haydi canım!
No kidding.
Haydi, uyu canım uyandığında, tekrar yola koyulacağız.
Go to sleep, dear. When you wake up, we'll be on our way again.
Haydi. Bunu hemen yapabiliriz ama sana ihtiyacım var.
We can do it right now, but I need you.
- Haydi, gel canım.
- Come on, darling.
Haydi hayatım, acele edersek halen başarabiliriz.
Come on, honey, if we hurry we can still make it.
Haydi, canım.
Oh, come.
Eğleniyorum, görmüyor musun? Haydi.
Can't you see I'm having fun?
Haydi yapma ama ağlama, canım.
But don't do it now, don't cry, my dear.
Evet canım, haydi durma hiç.
Yes, dear. Go right ahead.
Haydi konuşalım, olmaz mı?
Let's talk it over, can't we.
Haydi, dans edelim canım.
Let's dance, honey.
Haydi, Baba, ortada sıçan oyunu oynayalım.
Come on, Dad, let's play monkey in the middle.
- Haydi, canım, yatıp uyu.
Come on now, turn over and go back to sleep.
Canım. Haydi.
Sweetheart.
Anlatırım, haydi yürüyelim hem biraz da konuşuruz.
I can explain. Let's go Somewhere where we can talk.
Haydi, Corey. Pierson'un cesedini nereye bıraktığını ne yaptığını bilmek istiyorum.
BUDDY, WHAT I'M GOING TO GIVE YOU CAN'T BE PINNED ON A UNIFORM.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]