Her şeyden önce перевод на английский
2,027 параллельный перевод
Bir insandı, her şeyden önce.
He was a man. Take him for all in all.
Her şeyden önce de kendi kendine doğru ol, o zaman, gece gündüze varır gibi, sen de aldatmaz olursun kimseyi.
This above all. To thine ownself be true, And it must follow, as the night the day, thou canst not then be false to any man.
Her şeyden önce, o büyük babalık.
First of all, it's "grandpops."
Her şeyden önce, Kont yaşlı biri ve...
After all, the count is an elderly gentleman
Hayır, her şeyden önce sen bir katilsin.
No, first of all you're a murderer.
Her şeyden önce Kitt,... Beni halletmedi, sarhoştum.
first of all, kitt, he did not "handle" me, i was hung over.
Hayat hikayeleri her şeyden önce sağlam bir düzenleme gerektirir.
Life story's needs organizing, first and foremost.
Hastalarından her şeyden önce ne istersin?
What do you demand from your patients, before anything else?
Her şeyden önce, müthiş bir endüstri dalının çocukça heyecanını açılmış çiçekler gibi yansıtan bu yüzleri görmenin ne kadar harika olduğunu söylemek isterim.
FIRST I NEED TO SAY HOW WONDERFUL IT IS TO SEE, ON ALL THE FACES HERE TODAY, THE CHILDLIKE EXUBERANCE OF A GREAT INDUSTRY
Her şeyden önce, beyinsiz misin sen?
First of all, do you have a brain?
Ona göre, müzik her şeyden önce gelir.
To Steve the music comes first.
Her şeyden önce, uçağın hiçbir şeyini eksik bırakmayacaksınız, çünkü lanet şey uçacak.
First of all, you leave out anything that ain't the plane... because the damn thing has got to fly.
Her şeyden önce oyalanacak pek bir şey yok.
There's not a hell of a lot to do, for one thing.
Her şeyden önce, o evde kalmanız çok önemli.
And first of all, it's very important for you to stay in that house.
Ama her şeyden önce, yeni bir isme ihtiyacımız vardı.
One thing I knew for sure... we needed a new name.
Aman ne güzel, her şeyden önce, Ben Franklin'e hesap vermem.
Well, first of all, I don't answer to Franklin.
Her şeyden önce kampüste böyle bir şey yapamam.
After all, I couldn't do it on campus.
Her şeyden önce senin en önemli ilacınım.
I'm your wonder drug, after all.
Her şeyden önce, senin yarattığın bir dünya.
After all, it's a world you made.
Her şeyden önce, Carolin'i görmeye asla gitmemeliydim.
It's just that I never should have gone to see Carol in the first place.
Ama bu, güvenliğin için... ve güvenliğin de benim için her şeyden önce gelir.
But this is for your safety, and that has to be my number one concern.
"Her şeyden önce barış"
"Peace at Last?"
her şeyden önce davet senin içindi.
After all, the invitation was for you.
Her şeyden önce bize ne aldın?
Why the hell did you buy us in the first place?
Her şeyden önce, git buradan. Ama ondan önce söyleyeyim, onu tamamen iyileştirdim.
But before you do that, just know I totally fixed her.
Pekala, Shawn, her şeyden önce iyi olacaksın.
First of all, you are going to be fine.
Her şeyden önce çok daha sıcak bir yer kökenli bu kadim insanları, Buzul çağı Sibiryası'nda hayata tutunurken düşünmek hayret verici.
It is amazing to think of those ancient people, who after all originated in a much warmer place, surviving in Ice Age Siberia.
Laboratuarımda ortaya çıkardığımız kanıtları gördükten sonra, hepimizin bundan memnun olması gerektiğini düşünüyorum, çünkü her şeyden önce, dünyanın farklı bölgelerinden modern insanlar birbirlerinden çok farklı olmadığı gibi hepimiz çok yakın akrabayız.
After I saw the evidences that we generate in my laboratory, I think we should all be happy with that, because after all, modern humans from different part of the world are not so different from each other and we are very close relatives.
Her şeyden önce, bu sabah yaşanan olayı bir kenara bırakıp, olmamışçasına devam edeceğimizden emin olalım.
First of all, let me assure you that the incident that happened this morning is being dealt with, so we might as well just let it go and keep it moving.
Her şeyden önce özür dilemeliyim.
Well, first and foremost, I must apologize.
Burada güvenlik her şeyden önce gelir.
Up here, safety comes first.
Her şeyden önce, Loretta, sana koyulan teşhis nedeniyle çok üzgün olduğumu belirtmek istiyorum ama sana bütün bunları atlatacağımızı bilmeni istiyorum...
First of all, loretta, i want to say How sorry i am to hear about your diagnosis, But i want you to know that we're gonna get you through this...
Kızımın sağlığı ve güvenliği her şeyden önce gelir.
The safety and well-being of my child must come first.
Sıhhiyeler bile her şeyden önce askerdir.
Even as medics, we're... we're soldiers first.
Her şeyden önce, ben söylemem gereken... Teşekkür ederim.
First of all, I... wanted to say thank you.
Çünkü her şeyden önce, onlar da insan.
Because they are human, after all.
Her şeyden önce bu berbat bir mazeret.
That is an awful excuse, first of all.
Babana olan sadakatin ve "Mossad her şeyden önce gelir."
Your loyalty to your father and Mossad predates anything else.
Her şeyden önce, onu yapan çingeneler değil.
Yeah. Well, first of all, it was not Gypsies ever that did that.
- Tamam, her şeyden önce o neden çekilmez biri olsun?
- All right, first of all, Why is he unappealing?
Tamam, her şeyden önce, onu sıkıştırmadım.
Okay, first of all, i didn't really grill her.
Bizim kültürümüzde onur ve ailemizi korumak her şeyden önce gelir.
In our culture, we honor and protect our family above all else.
Belki de her şeyden önce sana dadanan kendi şüphelerindir.
You're being haunted by your own doubts more than anything else.
Her şeyden önce, o bizden.
After all, she's like me.
" Her şeyden önce, tek yapmanız gereken şey ;
" Above all, what you need to do
- Her şeyden önce, ben yapmadım.
- Well, first of all, I didn't do it.
Her şeyden önce...
First of all...
Daha önce yaptığımız her şeyden daha şoke edici olmalıydı.
IT WOULD HAVE TO BE MORE SHOCKING THAN ANYTHING WE'D DONE BEFORE.
"Yüzünü sadece bir kez görmek için her şeyden vazgeçerim. İmza A.K."
" I would yield everything just to have the means to see your face just once.
Çünkü, senin bile arada sırada molaya ihtiyacın var. Özellikle de başına gelen her şeyden sonra.
Because even you need some time off once in a while, especially after everything you've been through.
NasıI becerdin bunu? Her şeyden önce iyimserim ben.
- Well, for one, I'm an optimist.
her şeyden çok 20
her şeyden 36
her şeyden öte 22
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
her şeyden 36
her şeyden öte 22
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce sen git 20
önce siz 62
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey için teşekkürler 136
önce ben geldim 22
önce sen git 20
önce siz 62
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey için teşekkürler 136
her şey bitti 278
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey yoluna girecek 538
her şeye rağmen 118
her şey 525
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey yoluna girecek 538
her şeye rağmen 118
her şey 525