Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ I ] / Iste burada

Iste burada перевод на английский

12,944 параллельный перевод
Yanılmıyorsam, işte burada.
And if I'm not mistaken... Here.
İşte burada.
Here.
İşte burada Çocuklar odaklanın..
There it is. Let's focus, guys.
İşte burada bekliyorum!
Hera I am, I'm waiting!
Ve... İşte burada.
And... there he is...
Evet, işte burada bu işte ses stüdyosu dediğimiz yer var.
So, uh, over here is what we in the biz call a sound stage.
İşte burada.
Here it is.
"Yürüyorum burada be!" Yani yürümüyorum da asansör boşluğunda çömelmiş duruyorum, ama işte, "yürüyorum burada be".
I'm walkin'here! I mean, I'm not. I'm crouched in the elevator shaft, but hey, I'm walkin'here!
Işte burada!
There he is!
Burada mevzubahis budur işte.
And that's what is at stake here.
İşte burada da fotoğrafı, herhangi bir şüpheyi aklamak adına.
Here it is in the photograph, absolving any question of authenticity.
İşte burada.
Here he is.
İşte burada ipleri ele alıyoruz.
This is where we take control of the situation.
İşte genç adamımız burada.
There's our young man.
İşte burada.
There he is.
İşte burada bütün duygularımlayım.
Well, here I am all full of emotions.
- Baba! Bahsettiğim velet işte burada.
Father, here is the boy I spoke of.
İşte tam burada yazıyor.
It is written, now, here.
İşte burada.
Oh, here she is.
İşte burada yanılıyorsun.
No, that's where you're wrong, huh?
Bence siz burada daha çok seks yapıyorsunuz ve bu sayede daha mutlusunuz ve işte daha başarılısınız.
I believe that you are having more sex here and because of that you are happier and you do better at work.
İşte gidiyoruz. Biliyorsun... Bütün bunlar başladığında burada oturduk ve sen gözlerimin içine bakıp benim bir çok insanın ölümünden sorumlu olduğumu söyledin.
You know... when this all started, we sat in here, and you looked me in the eye, and you told me that I was responsible for too many deaths.
Pekala, işte burada.
All right, right here.
İşte burada. Özel insan.
The Emissary.
İşte, burada.
Yeah, here it is.
- Evet, işte burada.
Yeah, there it is.
İşte burada, Katie Stanton.
There she is, Katie Stanton.
İşte burada.
And there she is.
İşte tam da burada.
You... just... did.
İşte burada.
THERE HE IS.
İşte burada.
It's... It's right over here.
Ah, işte burada.
Ah, there he is.
İşte belgen burada.
Okay, here you go. This is your voucher.
Şey, bilirsiniz işte çünkü burada her şey harika ve güzel şeylerimiz var falan.
Well, you know,'cause everything is great here, and we have cool stuff. Canada has everything.
Burada işte.
Look.
İşte burada, her Cumhuriyet üssünün koordinatları Ayrılıkçı tesis, korsan saklanma yerleri ve dış halkada bulunan kaçakçılar.
Here they are, the coordinates of every Republic base, Separatist installation, pirate hideout and smuggler's den in the Outer Rim.
- Tamam, işte burada.
Okay, there he is.
İşte burada.
Look at this. Here.
İşte burada.
Here we go.
- İşte hemen burada.
I mean right here.
İşte skafoid de burada.
And... There's the scaphoid.
Burada değil işte.
He's not here.
İşte burada!
Yes!
İşte burada duruyorum. Korumasız, korkulu ama yine de yapmak istediğim...
Now here I stand, vulnerable, afraid, and yet willing to do what the people of this...
Ama evet, işte burada.
But, yes, here it is.
İşte burada.
We have to earn money. How can we rest?
- Tamam Arthur işte burada.
It's okay. Arthur is right here.
İşte burada.
And there we go...
Evet. işte, burada.
Yeah. Yeah, right here.
İşte burada.
There she is.
İşte orada yanıldın. Birkaç gece önce burada deliler gibi yiyiştik.
You missed it, there was full on no-holds-barred kissing in here a couple nights ago.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]