Işte buradasın перевод на английский
3,604 параллельный перевод
George işte buradasın.
George, there you...
Oh, Marty, işte buradasın, 15 yıl sonra Galweather sınırları içerisindesin, sevmediğin insanlar kucağına çekler bırakıyor, sen de : onların kafasına bir pat ve "akıllı çocuk" seni..
Oh, Marty, here you are, 15 years later into your stint at galweather, dropping checks into the laps of people you hate, eager for a pat on the head and a "good boy."
Alicia işte buradasın.
ELI : Alicia, there you are.
- Hey, işte buradasın.
Hey, there you are.
Edward işte buradasın!
Edward, there you are!
Evet. - Ve işte buradasın.
And yet here you are.
Seni aramayı düşünüyordum ve işte buradasın.
I was planning to call you, and now here you are.
Alicia, güzel, işte buradasın.
Alicia, good, there you are.
- Ve işte buradasın.
- And here you are.
Hiccup, işte buradasın.
Ah, Hiccup, there you are.
Ama, yine de, işte buradasın.
And yet, here you are.
İşte buradasın.
There you are.
İşte buradasınız.
There you are. Good news.
İşte buradasın.
here you are.
İşte buradasınız.
There you are.
İşte buradasınız, Peder!
There you are, Father!
İşte buradasın.
Here you are.
Viola, tatlım. İşte buradasın.
Oh, Viola, dear, there you are.
- İşte buradasın.
- You're here.
İşte buradasın, tamam.
There you are, okay.
İşte buradasın.
Ooh.
Seni bir alabalığın içini oyar gibi oyacağını sanıyordum ama buradasın işte.
I thought he would have gutted you like a trout, but here you are.
İşte buradasın kardeşim.
Cuidado. Oye, hermano.
Emin değilim--İşte buradasın.
Not sure what--oh, hello.
İşte buradasın.
Ah, there you are.
İşte buradasın.
Hey, there you are.
- İşte buradasın.
- Here she is.
- İşte buradasın.
- There you are.
- İşte buradasın, Dan.
Here you are, Dan.
İşte buradasınız.
Susie : There you are.
İşte buradasın, tatlım.
Oh, there you are, sweetie.
İşte buradasın, annecik.
... there you are, mommy.
Buradasın işte.
There we go.
İşte buradasın.
Oh! There she is.
İşte buradasın.
Oh, there you are.
İşte buradasın.
♪ to embrace a love unknown Oh! There you are.
- İşte buradasın! - Beklettiğim için özür dilerim.
Sorry to keep you waiting.
İşte buradasın.
Hey, there he is.
- İşte buradasınız.
Oh. - There you are.
Neden ona "dört dişli yaba" demiyorsun? İşte buradasınız.
Why don't you call it a "quadrident"? - Shh. - Ah!
İşte buradasınız!
There you are!
Buradasın işte.
Hey! There he is!
İşte buradasın Alan.
There you are, Alan.
- İşte buradasınız.
- Oh, there you are.
İşte buradasın.
There you go.
Kendimden şüphe ediyordum ama burada işte. Sen de buradasın.
I doubted myself... and here it is... and here you are.
Buradasın işte, yaşa gitsin.
You're here now, get on with it.
- İşte buradasın!
- There you are!
İşte buradasın Alfred.
Oh, there you are, Alfred.
İşte buradasın!
There you are.
Jeff, buradasın işte.
Hey, Jeff, there you are.
işte buradasınız 102
buradasın 260
buradasınız 63
buradasın demek 41
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
buradasın 260
buradasınız 63
buradasın demek 41
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
işte böyle 2360
işte buradayım 238
işte bu kadar 490
işte burdayım 25
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte buyrun 44
işte bu o 68
işte budur 84
işte bu yüzden 206
işte buradayım 238
işte bu kadar 490
işte burdayım 25
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte buyrun 44
işte bu o 68
işte budur 84
işte bu yüzden 206