Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ I ] / Işte al

Işte al перевод на английский

5,299 параллельный перевод
- Elinize geçeni alın işte, dostum.
Take what you can grab, man.
- İşte, al bakalım Sam.
- Here you go, Sam.
İşte, bunları alın. 4.Kanalı kullanın.
Here, take this, use Channel 4.
Bu işte zor kararlar alıyoruz.
This is a job of hard choices.
Al işte.
Just take it.
- Al dedim işte!
Just do it!
Al işte!
Here!
Al işte.
Voila.
İşte etki altına alınmak böyle bir şeydir canım.
Well, that's how compulsion works, love.
- İşte bu! ... ve bu iki masada oturan yapımcıdan biri bu bilgiyi alıyor.
As I said, they put the information into iNews, where it's picked up by one of our producers at these two desks.
Ve işte can alıcı nokta.
And here's the kicker.
İşte, şunu al...
Here, take it...
Evet, bilirsin işte biraz meşguldüm. 16 Bir başka cinayet soruşturması için sorguya alınmıştım.
Well, I was a little distracted you know.
Cüzdanımda. Al işte.
Just take it.
Al işte.
Here.
- İşte, kenara al.
Here, take the edge.
Kız kardeşimin oğlunu işe alırsam böyle olur işte.
That's what I get for hiring my sister's kid.
O derece alışmışım işte.
That's how used to it I've gotten.
Al işte.
There you go.
Kusura bakma ya, eski alışkanlıklar işte.
Ah, sorry. Old habits.
Alışkanlık işte.
It's just a habit.
Pekala, şimdi alıyorsun işte.
Well, something's happening now.
- Al işte.
And here we go.
Pantolonundan alıp bana ver gitsin işte.
Just get your pants and give it to me.
Al işte ya.
Just get it.
- Alın işte, gördünüz.
And it was so. " - There you have it.
Al bakalım işte böyle.
Here you go. That's it.
- Al buyur işte...
And there you go.
Alın işte size söz verdiğim gibi sağlam bir ipucu.
There you have it... a solid lead delivered exactly as promised.
Annemin de dediği gibi, iste iste alamazsın alınca da istemezsin.
As my mother used to say, "Wanti wanti can't get it, getti getti no want it."
- Al işte.
- Just take it.
Al işte, Burt ve Virginia kafayı yedi senin kirli çamaşırlarının peşine düştüler.
Look, and now Burt and Virginia are freaking out and they're looking for dirt on you.
Köşenin oradaki yere git ve ucuzlarından al işte.
Just go to the place around the corner and buy some cheap ones.
. İşte, Rosa Parks'a kenara kayamayacağımı söyledim. Çok fazla alışveriş poşetim vardı.
So I told Rosa Parks I couldn't move over because I had all these shopping bags.
Al işte, elektrikler yine gitti.
Oh, there go the lights again.
İşte bunu ciddiye alıyorum.
And that I take seriously.
Al işte...
Get me?
Al işte bir düğün hediyesi.
Get me a wedding present.
İşte, kalemi al ve katlanabilir yağmur pançosunu etiketle.
Here, take your marker and label his collapsible rain poncho.
4. Cadde'de var ya Al Tesisat? Ben Al'im işte.
You know, Al's plumbing on fourth?
Al işte, konuştuk.
There, we talked about it.
Al işte 40 dolar.
Here's $ 40.
- Al işte.
- There you go.
Al bakalım. İşte yıldız haritan.
Here it is, your star map.
Affedersin, kötü alışkanlık işte.
I know. I'm sorry. Bad habit.
Biz Xbox Oneları alıyoruz, çocuklar, işte bu kadar.
guys. And that is final.
Al iste.
- Here we go. - Ugh.
Al iste, asil sorun kendi sacmaliklariniza inanmaya baslamaniza sebep olan sahte fotograflariniz!
- See, the problem with having fake pictures of yourself Is that you start to believe in your own bullshit! This has gone way too far.
- Al işte, yine yapıyorsun!
You see, you're doing it again!
Sanki tüm renkleri alıp onlara "hadi s.kt.r.n oradan, işte yeni bir renk diyorsun."
It's like you took all the colors that exist and said, ", here's a new one. "
Bilirsin işte, zorla alıkonuldum, kafadan vuruldum şimdi de Elena'yı bulamıyorum.
Aw, you know, being held against my will, shot in the head, now I can't find Elena.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]