Konuşur перевод на английский
4,011 параллельный перевод
Dindar olan, pornografi hakkında, mastürbasyon hakkında, evlilik öncesi seks hakkında olumsuz şekilde konuşur. Ve bu, iyi bir şey değildir.
And religions preach against pornography, preachagainst masturbation, preach against premarital sex, and it does no good.
Güvenlik denen şeyi ancak korkaklar konuşur.
The only people that talk about safety are pussies.
Sesin bu kadar kalın olmasaydı seninle konuşur muydum merak ediyorum.
I wonder if I spoke to you, you did not have such a deep voice.
Benimle konuşur.
He'll talk to me.
Arbogast, Bayan Bates'le konuşur konuşmaz arayacağını söylemişti.
Arbogast said he'd call as soon as he spoke with Mrs. Bates.
Onları yalnız bıraktığında bazısı hâlâ konuşur.
When you get them alone, some still do.
İz sürücüdür, Kızılderili dili konuşur.
He's a tracker, speaks Indian.
Bunu istemeyeceksin ama annem ve babamla konuşur musun?
You're not gonna want to do this, but could you talk to Mom and Dad?
Benimle konuşur musun lütfen?
Will you talk to me, please?
Buraya gelip müzik hakkında konuşur, hepsi bu.
He comes in to talk about music and that is all.
Anlayacağım dilden konuşur musun?
Can you translate that for me, please?
Uzunca bir elbise ve güzelim saçlarıyla aklınıza gelecek bir hanımefendidir. Elindeki kadehle New Yorklu insanlarla konuşur.
She's just the kind of a lady you think with a long dress and a neat hairdo... and with a glass of wine in her hands talking with lots of New York people.
Bir baba onu kendisinden çok seven çocuğuyla nasıl böyle konuşur
How can Father speak so to a child who loves him better than she loves herself?
- Para konuşur.
Money talks.
Charles! Lütfen gelip bu beyefendilerle konuşur musun?
Charles, do please come and talk to these gentlemen.
İngilizce anlamaz yalnızca Danca konuşur ama onu da anladığından pek emin değilim.
He doesn't understand English. He only speaks Danish, and I'm not sure he understands Danish.
- Benim için onunla konuşur musun?
- Will you talk to her for me?
Belki sen bir konuşur, aklını başına getirirsin.
Maybe you can give him a shout and talk some sense into him.
Solundaki genç adam ki onun aksine sessiz duran, ve hep yumrukları ile konuşur, onu "Çocuk" diye çağırırlar.
quite unlike the young man to his left, who lets his fists do all the talking.
Agustin, onunla konuşur musun?
Hey, Agustin. Can you talk to her?
- Brezilyalılar, portekizce konuşur sersem
- Brazilians speak Portuguese, dumb-ass.
Lil, benimle konuşur musun?
Lil, would you talk to me?
- Evet. - İyi konuşur musun?
- Do you speak it well?
Kim böyle konuşur?
Who says that?
Earl, onunla konuşur musun?
Hey, Earl, would you talk to her?
Tamam, o konuda biraz konuşur musunuz?
OK, could you perhaps talk about some of that?
- Benim için onunla konuşur musunuz?
- Could you speak to him for me?
Sence Başbakan seninle konuşur mu?
Do you think that the Prime Minister be talking to you?
Oğlumla konuşur musun?
Can you talk to my boy?
Döner ve içeride onunla konuşur gibi yapar.
He turns and even pretends to speak to her inside.
Hercules Poirot konuşur.
Hercules Poirot speaks.
Blythe benle konuşur mu sence?
You think Blythe would talk to me?
Kokaini çekti mi sabaha kadar konuşur bok herif.
Asshole blows enough lines, he'll be talking all night.
O benimle konuşur.
He'll talk to me.
Freud demiş ki "herkes seks konuşur".
Freud said that's all people talk about.
Benimle konuşur muydun?
Would you start talking to me?
- Yani Roma'nın İsviçreli askerleri Almanca konuşuyor. Ne dediklerini Yahudi'nin anlayacağını düşünmüş olmalılar. Çünkü çoğu Yahudi İbranice konuşur.
- So, the Swiss mercenaries employed by Rome speak German, and they must have assumed the Jew understood it, since most Jews speak Yiddish, a form of German.
Kim böyle konuşur?
I mean, who talks like that?
Mithras'ın Oğulları'nın hepsi mii böyle gizemli konuşur?
Are all the Sons of Mithras unable to speak plainly?
Ona verecek bir bilgim olursa benimle daha çok konuşur.
She might be more talkative if I have information for her.
Neyse, onunla konuşur musun?
Anyway, I need you to talk to her.
- Biraz daha net konuşur musunuz?
Could you be more specific?
Tenzin'in kardeşi Amiral Bumi emekli oldu ve Hava Tapınağı Adası'na taşındı. Sonra Korra ve sevgilisi Mako'yu tüm kasaba halkı konuşur oldu.
Tenzin's brother, Commander Bumi, retired and moved to Air Temple Island and Korra and her boyfriend, Mako, have been the talk of the town.
Gerçekten çok hızlı konuşur
Talks real fast.
-... yerime konuşur musun? - Şaka mı yapıyorsun?
You must be joking.
Ruhlar benimle konuşur.
Spirit spoke to me!
- Bütün hayvanlar konuşur.
- All animals can talk.
Fakat, insanlar konuşur, biliyorsun.
But, uh, people talk, you know.
Bana yardım eder... aranızdaki ilişkiyi ve meth işinizi anlatırsan... emniyetteki dostlarımla konuşur... bu olayın üstünü kapatırım.
If you help me out here, tell me all about you and him and your little meth business, maybe I talk to my friends at the A.P.D. and make all this go away.
Anladığımız dilde konuşur musun lütfen dostum.
Can you speak in English please, mate?
Lütfen, ingilizce konuşur musunuz?
Please.
konuşuruz 96
konuşurum 24
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuyorum 38
konuşurum 24
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuş benimle 497
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşun 135
konuşmadım 21
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşun 135
konuşmadım 21
konuşmayın 43
konuşalım mı 16