Söylememiş miydim перевод на английский
600 параллельный перевод
Sana bu adamdan uzak durmanı söylememiş miydim?
Didn't I order you to stay away from that guy?
Tekrar hatırlatıyorum ben sana söylememiş miydim dersen seni öldürürüm.
But i tell you again, If you say "i told you so," i'll strangle you i will, i swear i will.
Sana bunu söylememiş miydim?
Have I not told you that?
Tembeller sürüsü olduklarını söylememiş miydim sana?
Didn't I tell you they were a lazy bunch?
Size nişancı olduğumu söylememiş miydim, efendim?
Didn't I tell you I was a gunner, sir?
- Beni rahatsız etmemeni söylememiş miydim?
Didn't I tell you to leave me alone?
Size söylememiş miydim?
Did I not tell you?
Sana beklemeni söylememiş miydim?
Didn't I ask you to wait?
Blanche'in ona göz koyduğunu söylememiş miydim?
Didn't I tell you that Blanche had set her cap at him?
- Sana söylememiş miydim?
- Haven't I told you?
Zamanın var olmadığını sana söylememiş miydim?
Didn't I tell you time doesn't exist?
Sana söylememiş miydim?
Didn't I tell you?
Hiçbir soruya cevap vermemeni söylememiş miydim?
Didn't I tell you not to answer any questions?
Dilini ağzında sessizce tutmanı söylememiş miydim?
Didn't I tell you to keep a silent tongue in your mouth?
Lombard olmadığımı söylememiş miydim?
Didn't I tell you I wasn't Lombard?
İşte bakın, size söylememiş miydim? - Nerede o?
There you are what did I tell you?
Sana bu parktan uzak durmanı söylememiş miydim?
Haven't I told you to keep out of this park?
- Sana buna bakmamanı söylememiş miydim?
I told you not to read this, didn't I'? I can't help it.
Sana söylememiş miydim?
I told you, didn't I?
Bizden bir şey sakladığını söylememiş miydim sana?
Didn't I tell you he's been holding out on us?
Sana söylememiş miydim?
What did I say?
Bunun olacağını söylememiş miydim ben?
Isn't this what I said would happen?
Size söylememiş miydim kızlar?
Didn't I tell you, girls?
Sana şehirde kelle satmaya çalıştığını söylememiş miydim?
Didn't I tell you he was around the town selling heads?
Sana karnabaharı göndermeni söylememiş miydim?
Didn't I tell you to ship the cauliflower?
Onun gibi bir alına sahip olan birinin cinayeti çözeceğini size söylememiş miydim?
Didn't I tell you a man with a forehead like that would figure it out?
İnsanın siste her şeyle karşılaşabileceğini söylememiş miydim?
Didn't I tell you one might encounter anything in the fog?
Quick'in benim Clara'mda gözü olduğunu söylememiş miydim?
Didn't I say that fella Quick was made for my Clara?
Doğru yola gireceklerini söylememiş miydim?
Didn't I say they'd be right on?
Buranın harika bir yer olduğunu söylememiş miydim?
Didn't I tell you this was a lovely place?
Sana söylememiş miydim?
Didn't I say to you?
Pes etmemeni söylememiş miydim?
Eh? Didn't I tell you? Didn't I tell you don't give up?
Burada sigara içmemeni söylememiş miydim?
And I told you not to smoke.
- Kötü ruh olduklarını söylememiş miydim?
- Did I not say they that they were evil spirits?
Sana pisliğini Patron Keen'in fosseptiğinden çıkarmanı söylememiş miydim?
I told you to get your dirt out of Boss Keen's ditch, didn't I?
O kapıyı tamir etmeni söylememiş miydim?
Didn't I ask you to fix that gate?
Hemşire olduğumu söylememiş miydim sana?
Didn't I tell you I was a nurse?
Söylememiş miydim. işte Capuletler geliyor.
By my head, here come the Capulets.
Bunları kaldırmanızı söylememiş miydim?
Didn't I tell you to pack these things away?
- Söylememiş miydim?
- Didn't I tell you?
Bunu sana söylememiş miydim?
Havert I told you that, Jack?
Söylememiş miydim?
There you are, what did I tell you?
Sana söylememiş miydim?
What did I tell you?
Palm Springs mi? Sana söylememiş miydim?
I bet he did.
Sana bunlar için plastik dosya almanı söylememiş miydim ben?
I thought I told you to get plastic folders for this stuff.
Ben sana Meksika'nın büyük olduğunu söylememiş miydim?
My friend, didn't I tell you Mexico was big? Oh, shit.
O iki serserinin geri döneceğini söylememiş miydim?
Didn't I tell you them two gimpers would come back to me?
- Gelmemeni söylememiş miydim?
- Did I tell you you'd better not come?
Sana, güzel yemekler yeyip güzel giysiler giyerek lüks bir hayat süreceğimizi söylememiş miydim?
Haven't I told you that you'll eat well, wear beautiful clothes... having a life in luxury?
- Söylememiş miydim?
- Didn't I tell you? No.
Onları beklemeye değerdi diye söylememiş miydim?
- Would you care to sit?
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylemem gerek 33
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söylediğim gibi 241
söylemem gerek 33
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söylemedim mi 39