Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Y ] / Yapabileceğin hiçbir şey yok

Yapabileceğin hiçbir şey yok перевод на английский

375 параллельный перевод
Yapabileceğin hiçbir şey yok burada.
Oh, I got nothing to work with here.
Gördüğüm kadarıyla yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing for you to do that I can see.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing for you to do.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing you can do about it.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing you can do.
Bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok mu?
Can't you think of anything we can do about it?
Ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok. Hiçbir şey.
And there's nothing you can do about it.
sanırım koşmaya devam etmesi dışında yapabileceğin hiçbir şey yok.
No, I guess there's nothing a man like you can do, except keep on running. But no matter where you go, you're gonna run into that same fence, and it always has wire on it.
John, bu dinamite karşı yapabileceğin hiçbir şey yok.
John, you haven't got a prayer against that dynamite.
Burada yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing for you to do here.
Ve o konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
And there's nothing you can do about it.
Geri döneceğim ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
I'm going back and there's nothing you can do about it.
- Biz farkında değildik! - Ve bombanızı da aldık. Bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
- But we won, and we got your bomb.
Ben okula döneceğim ve bu konuda senin yapabileceğin hiçbir şey yok.
And I'm going back to school and there's nothing you can do about it.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
There is nothing that can.
Buna yapabileceğin hiçbir şey yok.
You can't do anything about it.
Bu kenar mahalle sürtüğüyle yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing you can do with this poor white trash.
Onlar için yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing you can do for them.
Demek istiyorum ki, eğer seni şimdi istiyorsam, söyleyebileceğin ya da yapabileceğin hiçbir şey yok.
I mean that if I wanted you right now, there is nothing that you could say or do about it.
Bu sorunla ilgili yapabileceğin hiçbir şey yok Louise.
There's nothing you can do about what's wrong with me, Louise.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing you can do, my friend.
Yapabileceğin hiçbir şey yok, dostum,... o, Beauregard Bennet'ın adamlarından biri.
You better not do anything rash, friend, that fellah's a gunman. He works for Beauregard Bennet.
Bu, Rusty'nin sonu ve senin yapabileceğin hiçbir şey yok.
End of the trail for Rusty, nothin'you can do more.
Yapabileceğin hiçbir şey yok kocacığım.
There is nothing you cannot do, my husband.
- Bella, yapabileceğin hiçbir şey yok.
- Bella, there's nothing you can do.
Senin yapabileceğin hiçbir şey yok!
Ain't nothing you can do about it!
Yapabileceğin hiçbir şey yok Cassiopeia.
There's nothing you can do, Cassiopeia.
Burda yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing that you can do here.
Senin yapabileceğin hiçbir şey yok mu?
And there's nothing you can do?
Bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing you can do about it
- Yapabileceğin hiçbir şey yok.
- There's nothing you can do.
Onlar için yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing you can do for them now.
Sen ve ben dövüşeceğiz... Saat 3'te, ve artık yapabileceğin hiçbir şey yok.
You and me are gonna fight... at 3 : 00, and there is nothing you can do about it.
Baba, gitmeliyim ve senin yapabileceğin hiçbir şey yok.
Dad, I gotta go, and there's nothing you can do about it.
Deli misin sen? Orada yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing you can do out there.
Bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothing you can do about it.
İçeride yapabileceğin hiçbir şey yok.
I tried to tell you, there's nothing you can do here.
Ve ben de onunla buradan gidip mutlu olacağım ve bununla ilgili yapabileceğin hiçbir şey yok!
And I'm going away with her, and I'm gonna be happy. And there's not a damn thing you can do about it!
Ama bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
In fact, right now I'm on my way to kill your girlfriend.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
Nothing much you can do about that.
Gitmekten başka yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's not a damn thing you can do here except get in the way.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
There is nothing you can do.
# Senin yapabileceğin hiçbir şey yok #
# There's nothing you can do #
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
There's nothin'you can do.
Yarın geçmişte kalmışçasına, yapabileceğin hiçbir şey yok.
As if tomorrow has already happened and there's nothing you can do about it.
Delikanlı, bu oyundan çıkmak için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Boy, you will do anything to get out of this play.
Masum olduğum gerçeğini değiştirmek için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Nothing you can do will change the fact that I'm innocent!
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
Ain't nothing you can do!
Ve işte bu yüzden 28 kişiyi nakledebiliyorum, senin el ve ayak parmaklarından daha fazla ülkede kredili hesabım var... istediğim zaman senin şehrine elimi kolumu sallaya sallaya gelebiliyorum, hem de sizin federal bürolarınızın birinin koruması altında, ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey de yok.
And that is why I can move 28 people, have trust accounts in more countries than you have fingers and toes... and why I am able to come into your city when I want to, under the protection of one of your federal agencies, and you can't do a thing about it.
Onun için yapabileceğin hiçbir şey yok Joe.
There's nothing more you can do for her, Joe. - [SHERRY] Aah!
\ \ Ve hiçbir şey yok / / \ \ Senin yapabileceğin / /
* * And there's nothin'* * * * You can do * *

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]