Yürüyüs перевод на английский
3,335 параллельный перевод
Senin kulağın kesiktir yarın yürüyüş, miting filan var mı?
You're good at sniffing out news Are there any protests tomorrow?
- Uzun bir yürüyüş olacak desenize.
- That's a hike, huh?
Belki de yürüyüş yapmaya dışarı çıkarız. - Nerede?
Maybe we'll get you up for a... for a walk later.
Yürüyüş, kayak... barlara takılmak.
There's hiking, skiing... hitting up bars.
Yürüyüş düzenleyecek tiplerdenim.
I'm the organize-the-march type.
Siz ikiniz yürüyüş yapın.
You two go for a walk.
- Evet.. Bisiklet.. yürüyüş.. balık
I, uh, I... you know, I bike, I hike, I fish...
- Biraz da yürüyüş yaptım.
- Took a walk.
Kesin manasız bir yürüyüş falan vardır!
There must be some stupid parade or other!
O yürüyüş ne öyle?
look... at that guy strut.
Yürüyüş mü diyorsun buna?
Oh, you call this a walk?
Yürüyüş demek.
A walk.
Ryan, hayatım boyunca pek çok yürüyüş yaptım ama bu en önemlisi olacak. Ve en kısası.
Ryan, I've been on a lot of walks in my life, but this is the most important, and the shortest.
Elbisen yırtılmamış olsaydı, askerlerin önünde yürüyüş yapmayı mı düşünüyordun?
Even if your clothes weren't torn, Would you really want to parade in front of the soldiers?
Köpeğiyle yürüyüş yapan adamın biri kurbanı görmüş.
A bloke walking his dog saw the victim.
Ne yapacağımızı bilmediğim için, bir yağmur ceketi, bir yürüyüş ceketi, bir araç ceketi, ve bir pelerin aldım, her ihtimale karşı opera izlersek diye.
Since I didn't know what we were doing, I brought a raincoat, a walking coat, a car coat, and a cape, in case we see opera.
Uzun bir yürüyüş olacak ama rahip yardımcı olacaktır.
It's a hike but the priest, she'll help.
Hafif bir öğle yemeği yiyip kısa bir yürüyüş daha yapacağız.
A light lunch, then another short walk.
Kayıkhanede onunla yürüyüş yapacağıma söz vermiştim.
I promised to hike up with him to the old boat house.
Bay Miller'ın bürosuyla yürüyüş mesafesi yirmi dakika.
It's hardly a 20-minute walk to Mr. Miller's office.
- Bahçede bir yürüyüş yapıp...
A walk in the garden and then a little nap, I think.
-... sonra da bir kestiririm. - Yürüyüş güzel fikir.
A walk is a good idea.
Franz Lang, yürüyüş yapan bir Alman.
Franzl Lang, a German guy who's into marches.
Duygusuz'un köpeğinin aç olduğunu düşünnüp, bir yürüyüş için dışarıya çıkardım!
Emotionless thought your dog was hungry, so she told us to take it out for a walk!
Yürüyüş iyidir hoştur da ben daha ziyade, çalışma arkadaşı olduğunuza göre bu ilişkiyi ilerletip başka tür bir arkadaşlığa yelken açabilirsiniz diye düşündüm.
Walks are good. Walks are nice. I was thinking, since you're already study buddies, you could extend that relationship... become the other kind of buddies.
Hayır, güzel, uzun ve yalnız bir yürüyüş.
Hmm. No. This a nice, Long, solitary walk that's what I'm thinking of.
Hayır, yürüyüş yaparken buraya girdiğini gördüm.
No, I was out walking, I saw you come in.
Beni oraya gönderinceye kadar, yılda en az bir defa o bölgede yürüyüş yapardım.
Until they transferred me, I used to go hiking up there at least once a year.
İşte bu yüzden her gece güvenli yürüyüş düzenliyoruz.
I did not like the answer. That's why we're organizing nightly safety walks.
Bana ay ışığında yürüyüş teklif etti golf sahasında.
He asked me to go for a moonlight walk on the golf course.
Yürüyüş çok eğlenceliydi.
I enjoyed our walk.
Aslında sadece yürüyüş ama bu evet mi demek?
Well, it's just a walk really, but, um... is that a yes?
Galiba yeni bir çift yürüyüş ayakkabısına ihtiyacım var.
I think I need a new pair of hiking boots.
- Bir günde on saat yürüyüş mü?
- Ten hours of hiking a day?
Aylarca burada kamp kurup yürüyüş yaptılar.
Camped out for months, hiding.
- Anne ve babayla yapılan bir yürüyüş işte.
- Like hiking with mom and dad, okay?
Sanırım bir yürüyüş yapmalıyız.
I think I'll go for a walk.
Yürüyüş güzeldi.
Nice walk.
117 yürüyüş.
117 walk shifts.
Yürüyüş ayakkabılarını getir.
'Bring walking boots.'
Yürüyüş yapan birileri bulmuş onu.
Some hikers found her.
Onlar bile % 20 şans var demek Yine güçlü bir yürüyüş olacak ki.
They say there's even a 20 % chance that you'll be able walk again.
Pekala, sağlığına tamamen kavuşuncaya kadar kırda yürüyüş filan yok.
All right, well, no hiking until this has healed completely.
.. sonuç olarak yürüyüş için evrimleşme olanağı sağladı. Şempanzeleri geniş otlaklarda gururlu ve vahşi duruşlarıyla görmek inanılmaz. Evet, evet.
It allowed them to keep an eye out for predators and prey and eventually to evolve walking.
İşte burada ikisi yürüyüş yapıyor. Sanırım, bir çeşit arkadaşı.
Here's the two of them taking a hike.
aynı yürüyüş tarzı aynı gurur o babası gibi görünüyor.
Same walking style! Same pride! I feel like I'm seeing your father.
Yürüyüş var mı?
- Is there hiking?
Yürüyüş?
- Hiking?
- Uzun bir yürüyüş olmalı.
Must have been a long walk.
Harika bir yürüyüş yaptım.
I went for a great hike.
Buna "Yürüyüş çoklayıcı" deniyor.
! It's called the Gait Replicator.
yürüyüşe 21
yürüyüşe çıktım 16
yürüyüşe çıkalım 19
yürüyüşe çık 16
yürüyüşe çıkıyorum 22
yürüyüşe çıkmıştım 20
yürüyorum 69
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyüşe çıktım 16
yürüyüşe çıkalım 19
yürüyüşe çık 16
yürüyüşe çıkıyorum 22
yürüyüşe çıkmıştım 20
yürüyorum 69
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyün 829
yürüyemiyorum 22
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17
yürüyeceğiz 19
yürüyoruz 17
yürüyebilir misin 61
yürüyün hadi 26
yürüyebilirim 41
yürüyemiyorum 22
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17
yürüyeceğiz 19
yürüyoruz 17
yürüyebilir misin 61
yürüyün hadi 26
yürüyebilirim 41