Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ A ] / Ama bakın

Ama bakın перевод на испанский

6,722 параллельный перевод
Evet olabilir ama bakın.
Podría haber sido eso, sí.
Bakın, size ne yapacağınızı söylemek istemiyorum, ama bu iki adamdan birini cinayetten tutuklasaydınız, önümüzdeki 48 saati meçhul tanığımızı daha güvenli sokaklarda aramak için harcayabilirdim.
No te diré qué hacer, pero si arrestas a uno de ellos por asesinato... podría buscar al testigo durante 48 horas en calles más seguras.
Ama tüm kayıtlarını bakıp başka bir şey değiştirmediğine emin olmalısın.
Pero deberías comprobar todos tus registros. Asegurarte de que no cambió nada más.
Bak Megan, seninle konuşmayı çok isterdim ama 480 bin metrekarelik bir ormanda 20 metrelik bir uçağın yerini bulmam lazım.
Mira, Megan, me encantaría hablar contigo, pero tengo que localizar un avión de 21 metros de largo en 777 kilómetros cuadrados de selva.
Ama bir bakıyorsunuz, lezbiyen çift Bush'a oy vermiş rodeocu kadın da aslında gizli lezbiyen.
Pero lo que no sabes es que las parejas de lesbianas votaron a Bush y la esposa del rodeo es una lesbiana tapada
Ama, bakın, kimsenin Paris uçuşumu beklerken bunu gördüğünü sanmıyorum zaten, yani unutalım gitsin.
Pero miren, no creo que nadie que espere mi vuelo para París lo haya visto, así que olvidémonos del tema.
Bakın, rötarlar yeterince kötü ama şimdi de tuvaletler mi?
Miren, los retrasos ya son un incordio,
Bakın, bu tarih harika ama bunu küçük adama yapamam.
Ves, esa historia es genial, pero no podría llamar así a mi hijo.
Bakın, kimse gerçeğine benzeyeceğini söylemiyor ama yapay ağaca ışıklar konunca çok gerçekçi görünebilir.
Mira, nadie esta diciendo que será lo mismo, pero cuando se ponen las luces en el árbol artificial, puede parecer muy real.
Bakın, yıllardır kendimi hırpaladım ama bu yıl Noel duvarına tosladım.
Mira, durante años, me destrocé a mi misma, Pero este año, simplemente me dí contra el muro de la Navidad.
Bakın, elimden gelen yardımı yaparım. Ama kardeşini oradan çıkartamayız tamam mı?
Chicos, haré lo que pueda para ayudar pero no vamos a dejar salir a su hermano, ¿ de acuerdo?
- Ama şuna bakın, sol iç cebi neredeyse nesli tükenmiş bir dikim şekli.
Pero mira esto... el dobladillo del lado izquierdo... una casi extinta puntada de modificación.
Bakın, beni deli zannedeceksiniz.. .. ama sanırım kardeşinizi ittiler.
Mire, le voy a decir una cosa que me va a tomar por loca, pero no creo que su hermano se haya tirado.
Bakın kendisiyle ilgili karmaşık düşünceleri vardı ve kocasıyla ilgili durumu hâlâ pek hoşuma gitmiyor ama... Ondan hoşlanıyorum.
Mira, he hablando mucho de ella, y sigue sin emocionarme que siga con su marido, pero me cae bien.
Re-Mose'un bakımını üstlendiğin zamanlara özgü bir şeydi ama artık ebelik becerilerini kullanmada özgürsün.
Una cosa era cuando tenias que cuidar a Re-Mose. pero ahora eres libre de usar tu talento como partera.
Bakın, Izzy'nin bana borcu vardı, ben de valizi teminat olarak aldım ama onu öldürmedim.
Mire, Izzy me debía dinero... y tomé el estuche como garantía... - pero yo no lo maté.
Bak, övünmek istemiyorum çünkü konuyu biraz tatsız buluyorum, ama bana, evime ve paramın yarısına mal olan kaçamak haricinde gerçekten, gerçekten iyi aldatan birisiyimdir.
Mira, no quiero alardear porque encuentro este tema desagradable pero aparte del traspié que me costó una casa y la mitad de mi dinero fui un infiel muy bueno.
Bak doktora gitmeye ihtiyacın olursa Florida'daki kuzenim çok iyidir ama tekrar söylüyorum, sarsıntılı otobüs yolculuğu seni öldürebilir.
Mira, si necesitas ver a un médico, mi primo de Florida es bueno, pero a lo mejor, el viaje movidito en autubús puede que te mate.
Ama hayatında biraz saçmalığa ihtiyacın var. Şu hale bakın. Millet, Ralph'in hediyesi de yan odada.
Necesitas algo de ridiculez en tu vida. ¡ Mira eso! Oigan, chicos, tenemos la presentación de Ralph en la otra habitación.
Yüzbaşı Holland'ın uçuş esnasında kriz geçirdiğini düşünmüştük ama hayati verilerine bak.
Pensábamos que el capitán Holland sufrió un ataque en mitad del vuelo, pero mira sus constantes.
Bak, gidip de morg soymanın sebebi olmak istemem ama bu gerçek bir insan değil.
Mira, no quiero ser la razón por la que robes una morgue, pero eso no es una persona de verdad.
Hala bakıyorum ama şimdiye dek çalınan haritaların olduğu çekmeceler bunlar.
Sigo revisándolos, pero hasta ahora... estos son los cajones de donde sacaron los mapas.
Bakın... Bu çok duygulu bir an ama gerçekten gitmeliyiz.
Sabéis, todo esto es muy conmovedor, pero en realidad nos tenemos que ir.
Telefondaki fotoğrafını göstermek istiyor ama gösteremiyor ve bir de bakıyoruz çocuk bugünün gazetesinde çıkıyor.
Quiere mostrar su foto en el celular, pero no puede, y, ¿ mágicamente está en el diario de hoy?
Bak, üzgünüm, Ed. Ama bu rüyada sıkışıp kaldım. - Rüyada mısın?
Lo siento, Ed, pero estoy atascado en este sueño.
Bu yavruya iyi bakıldı ve beslendi. Ama artık sıra, kendi avını kendi yakalamasını öğrenmede.
Este cachorro ha sido bien cuidado y alimentado, pero ahora es tiempo de que ella aprenda a atrapar su propia comida.
Bak, hikâyelerin anlamsız olduğunun farkındayım zırhı takım elbise giyen orman perisi olmadığımın da farkındayım ama bu beni rahatsız etti çünkü bazen bir saftirikten daha fazlası olabiliyorum.
Mira, sé que la historia es una tontería y no soy una ninfa del bosque que lleva trajes pantalón de armadura, pero creo que me molestó porque a veces puedo ser demasiado una pusilánime.
Ama bu bakışlarının neyin ne olduğunu anlatması için bütün bir hafta sonumuz var.
Pero tenemos el fin de semana para aquellos miradas tuyas para decirme qué es qué.
Kendine peder diyorsun ama başkasının kadınına yaptığın şeye bak.
Eres un padre. ¿ Qué haces con la mujer de alguien más?
Hadi ama. Şuna bir bakın şimdi.
- Lo voy a buscar ahora mismo.
Bütün bu bokların olmasını bekliyorduk, ama şu işe bakın hiçbiri olmadı.
esperando toda la mierda para volar por los cielos, pero sorpresa, sorpresa, Esto nunca ocurrio.
Kusura bakmayın, böyle durup dururken aradım ama oğlunuzun iyi bir bakım gördüğü konusunda endişelerim var.
Lo siento, esto es incómodo, la llamo repentinamente, pero me preocupa que no le estén dando el mejor cuidado.
Bak, bir sürü şey atlattığımızı biliyorum ben bir tuvalette uyandım, sen bir çocuk tarafından elinden çivilendin polisten kaçtın ve kısa süreliğine birini parçalara ayırmanın yollarını düşündün ama Noel'deyiz ve eğer şimdi pes edersek bu bebek İsa'nın o çarmıhta boşu boşuna öldüğünü gösterir.
Oye mira, yo sé que hemos pasado por muchas cosas, bien, me quede atascado en el baño y fuiste lastimado con una pistola de clavos por una niña, y huiste de ese policía, y trataste de averiguar diferentes formas para desmembrar a un transeúnte, pero es Navidad, y si renunciamos ahora, es como si el niño Jesús murió en la cruz por nada.
Ama boynuna bakın.
Pero echa un vistazo a su cuello.
Okul çocukları tüm dinozorların sonunu getiren yok oluş felaketini biliyorlar ama fosilbilimciler yani bu işlerin duayenleri Permiyen Yok Oluşu'na bakıyorlar.
Los chicos en la escuela saben de la extinción... que mató a los dinosaurios, pero los paleontólogos, los conocedores de esto, observan la extinción permiana.
Ama lisede arada bir öyle bir an olur ki her şeye bakışınızı değiştirir.
Pero de vez en cuando... sucede algo en la secundaria que te cambia la forma de verlo todo.
Bakın çocuklar, sizi severim bilirsiniz ama şu anda bahsettikleriniz sikimde değil.
Chicos, los amo, pero ahora, no me importa de qué hablan.
Ama istersen onu tamamen yeni, yetişkin bir adamın bakış açısıyla değerlendirebilirsin istersen.
Pero ahora lo puedes ver desde una nueva perspectiva... si quieres, desde la perspectiva... de un adulto, como un verdadero adulto.
Ama bak iş ilanı vermişler ve senin işletme lisansın var.
Pero están contratando, y tú tienes licencia para arreglar uñas.
Bak, sana bunu bu şekilde söylemek istemezdim ama evine gelmemden hoşlanmadığını biliyorum, o yüzden...
Mira, no quería tener que... decírtelo así. Pero, sé lo mucho que odias... que vaya allí, así que...
Bak, son zamanlarda iyi bir abi olamadığımın farkındayım ama...
Mira, sé que no he sido mucho... hermano últimamente, pero...
Bakın, sinir bozucu olduğunu biliyorum ama prosedür bu.
Mira, sé que esto puede ser muy frustrante, pero esto es procedimiento que se acaba.
Tiplerine bakıp aldanmayın, bu failler çok ama çok akıllıydılar.
Y no se equivoquen, estos delincuentes fueron muy astutos.
Bak... Bu seni rahatsız eder mi bilmem,.. ... ve orada hanginiz daha büyük pislik bilmiyorum ama ben sen olmadığın konusunda hesap yapıyorum.
Mira, no sé si este es un patrón tuyo y no sé cuál de los dos se portó más como un idiota pero cuento con que no hayas sido tú.
Bakın bir kanun kaçağı olabilirim... ama küçük çocukları öldürmem ben, Jane.
Sólo que mi hermano, siempre tuvo un problemático sentido del humor. Podré ser un forajido, pero no mató a niñitas Jane.
Dur, dur, dur, yavaş, ağır ol, hadi ama, hadi ama, dinle, kızım, tamam Bak nasıl soyunacaksın,
Vaya, vamos vamos, escucha, niña, esta bien mirar como te desvistes.
Onu seviyor, bundan kurtarmak istiyor, korktuğunu görmeyi seviyor kurbanının gözlerinde, babacığına bak.
El ama eso, se calienta, le gusta ver el miedo en la cara de sus victimas, mira a papi!
Ama sonuçlarına bakılırsa... bu aşamada, memenin alınmasını öneriyoruz.
Pero basado en tus resultados recomendamos, en esta etapa, una mastectomía.
Bak, beni tanımadığını biliyorum, benden hoşlandığından bile emin değilim ama benim erkek arkadaşım ol.
Sé que no me conoces ni estás seguro de si te caigo bien, pero... Sé mi novio.
Bak, mutlu olmaya hakkın var ama California eyaletinde artık paran yok.
Mira, tienes derecho a ser feliz, pero en el estado de California no tienes derecho a tener excedentes.
Çünkü bizim için küçük bir tatil bu. Parasını karşılayamıyoruz bile. Ama bakın neler oldu.
No podemos pagarlo, y mire lo que pasó valió mucho la pena me encanta esta canción...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]