Belki de öyle перевод на испанский
1,365 параллельный перевод
Belki de öyle olduğundandır.
Quizás sea porque lo eres.
Belki de öyle olduğu iyi olmuş.
Tal vez fue lo mejor.
- Belki de öyle görünseydin burada Richard'la birlikte olurdun.
Quizá de ser así, estarías aquí con Richard. !
Belki de öyle ama eğer çabucak bir şeyler yapmazsak 50 hatta 60 kişi yarın akşam yemeğinde et yiyemeyecek.
Tal vez, pero si no hacemos algo pronto, habrá 50, tal vez 60 personas que no desayunarán ternera.
Belki de öyle. Lakin daha katılacak çok savaş olacak, Jonas Quinn.
Quizás sea así... pero hay muchas batallas todavía por luchar, Jonas Quinn.
Belki de öyle ama buranınkraliçe Mary'ekadar uzanan bir geçmişi var.
¿ Cuántos espejos necesita una dama? - En Europa nunca se ha alojado en un sitio que no fuera un hotel.
- Belki de öyle!
- Sí pudo ser así.
Belki de öyle.
Quizás la tiene.
Belki de öyle değildir.
Quizás no.
Ben o kadar emin değilim bu iyi bir fikir olduğu için Biliyor musun, belki de öyle.
Quizá sea porque no estoy segura de que sea buena idea.
Belki de öyle harika bir kadınsın ki onların daha iyi erkekler olmalarını istiyorsun.
Quizás seas una mujer tan asombrosa que haces que los hombres quieran ser mejores.
Belki de öyle değil.
O quizá no.
Şey, belki de öyle, çünkü romantik değil.
Pues, tal vez sea romántica porque no es una situación romántica.
Ama yine de... belki öyle değildir.
Pero, pensándolo bien, quizás no
Belki. Meşgul sesi de kulağa öyle gelir.
Puede ser, y así suena el tono de discar.
Belki öyle çok harika sayılmayabilir ama iyi olduğunu söyleyebilirim.
No está de lo mejor, pero está bien.
Öyle mi? Belki de değildir. Altı ay önce merdivenden düşmüş ve göz çukuru fraktürü... yüzünden gelmiş.
Hace seis meses vino con una fractura obitaria por caída.
- Belki de değil. Öyle mi?
- Tal vez no. ¿ O sí?
Belki öyle ama kendimden büyük bir şeyin parçası olduğumu anladım.
Quizá, pero sé que soy parte de algo superior a mí.
Belki de çoktan kararını verdin, öyle değil mi?
Tal vez ya has tomado alguna decisión. ¿ Verdad?
Neden öyle dedin evleri 7 bin dönümde veyeterince özgürdür belki. Ama o bunu umamaz.
Eres dueño de Scony Hall, 7.000 acres y su casa.
Öyle mi? Belki de girmeyecek birinden. Aramıza katılmayacak birinden.
El que veo difícil que entre.
Belki öyle, belki de değil.
Tal vez, tal vez no.
Belki de bana öyle geliyor.
Quizá lo estoy imaginando todo.
Belki öyle, ama ölmesine de ihtiyacım yok.
Quizá no, pero no necesito matarlo.
Belki sen de bir gün öyle bir ölüm yaşarsın.
Quizá Ud. pueda tener una parecida.
Belki öyle doğmuştur ya da burada o hale gelmiştir belki de o da dayak yemiştir.
¿ Nació así o es que ha vivido aquí toda su vida? ...
Öyle zaman oldu ki, başka çocuklarımın olduğunu neredeyse unuttum, Paris... ... belki de çok vefakar çocuklardı.
Hubo un tiempo en que casi olvidé que tenía otros hijos, Paris otros para morir, quizá.
Affedilebilirsin... belki baban yaptığını affedebilir, ama öyle olmanı...
Debes olvidarte de todo... quizás Dios pueda olvidar lo que has hecho, quien eres...
sana ne olduğunu söyleyeceğim her zaman ailenin bizim evliliğimizden dolayı mutlu olmadıklarını hissediyordum öyle hissediyorum onlara göre belki de Sameer'le evlenmiş olsaydın benim veremediğimi o verebilirdi bu doğru, konu sadece itibar meselesi değil
Te diré de qué se trata. Se trata de que creo que tus amigos... no están muy felices con nuestro matrimonio. Eso es lo que creo.
sanırım kavga çıkacak öyle hissediyorum günlerdir görüşmediklerine göre belki sakin olurlar her şey hallolacak, güven bana
Creo que va a pelear. Pero también tengo el sentimiento de que... intimarán. Todo se resolverá.
Öyle mi Bewar? Belki de artık çalışma zamanı gelmiştir.
Eh, Beaver, quizás es hora que busques un mapa.
Belki baskı altındaki bir CIA ajanı öyle bir kartı alabilir.
Posiblemente un agente de la CIA, bajo coacción podría obtener tal llave de acceso.
- Belki de bunu tekrar incelemeliyiz. - Öyle mi düşünüyorsun?
Tal vez deberíamos reconsiderarlo.
- Belki de öyle bir geçmişi vardır.
Quizá porque tiene una historia de hacerlo.
Belki de babanın bu zayıf noktası hep başına bela oluyordur. Öyle mi?
Entonces no debes de tener el gran núcleo de moralidad que tenía tu padre, no?
Ya, belki öyle olmuştur, belki de olmamıştır, ama sen, dostum, senin bir düzüşmeye ihtiyacın var.
Quizá sí, quizá no, pero tú, viejo... Tú necesitas revolcarte.
Belki de Al'ın okuma ihtimaline karşı öyle yazmış olabilir.
Lo escribió probablemente así y por si acaso Al alguna vez lo leyera. ¿ Quién es Heidi?
Öyle mi? Kim bilir belki yeni Ryan Seacrest sen olursun. Onun erkek gömleklerinden birini ödünç alabilirsin.
Podrías ser la próxima Ryan Seacrest y pedirle prestada una de sus blusas de hombre.
- Belki de dinlemeliydin - Öyle mi?
- Debiste poner atención.
- Belki hiç çıkmadım, ama sen de öyle.
Vale, puede que no haya tenido citas, pero tú tampoco.
Belki de yerimiz burası. Siz öyle düşünmüyor musunuz?
¿ No piensan que éste quizá sea nuestro lugar?
Belki de öyle olur.
Bueno quizás acabe así.
- Belki, efendim, ama öyle olsa bile, Tagrean'lıların nereden geldiği konusunda bir fikrimiz olmazsa, geçidi bulamayız.
Puede ser, señor, pero aún asi Sin una idea de donde vienen los Tegreans, no tenemos forma de encontrar el Stargate
Demek istiyorum ki Judith hayatını devam ettiriyor. Belki senin de öyle yapmanın vakti gelmiştir.
Lo que digo es que Judith ha rehecho su vida y quizás tú debas hacer lo mismo.
Belki de öyle.
Tal vez.
Öyle ise belki de belki de vedalaşmalıyız artık sevgili İskender.
Entonces quizá... Tal vez esto es una despedida mi Alejandro.
Belki de kendini barışa adamışındır. Bizim öyle yapmamız gerekir.
Es una vergüenza que te hayas vendido a la amistad y que nosotros tengamos que hacer el trabajo.
Beni düşündürüyor, eğer öyle, o çapta bir kadın benim gibi birini fark ediyorsa, o zaman, belki...
Me hace pensar, si una mujer como esa, de ese calibre se fija en un tipo como yo, entonces, tal vez...
Belki kendimi korumaya çalışıyorum bir bunalımla veya öyle bir şeyle tecrit etmeye.
No sé, noto que de algún modo me protejo con la depresión o algo, como queriéndome aislar.
Sizinle şimdi bir yerlere açılmak, egzotik ya da heyecan verici bir yer bile olsa... belki de bir balo, bana öyle geliyor ki bu bir kaçınma olacaktır.
Si ahora me llevara a algún sitio, incluso a un destino exótico o fabuloso... quizás nos divertiríamos, pero sería como un intento de evasión.
belki de öyleyim 25
belki de öyledir 60
belki de 1259
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de öyledir 60
belki de 1259
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de bu 32
belki de vardır 18
belki de değildir 39
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
de öyle 26
öyle mi 14811
oyle mi 19
belki de vardır 18
belki de değildir 39
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
de öyle 26
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyleymiş 51
öylesin 305
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öylesin 305
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öylece 26
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119
öylesiniz 29
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öylece 26
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119
öylesiniz 29