Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ B ] / Bir de şimdi bak

Bir de şimdi bak перевод на испанский

662 параллельный перевод
Beceriksiz küçük bir kızdı, bir de şimdi bak.
Era una jovencita desgarbada, pero mírala ahora.
Bir de şimdi bakın.
Fíjense ahora.
Bana bir de şimdi bak.
Y mírame ahora.
Bir de şimdi bak bana.
Pues fíjese ahora.
Bir de şimdi bak. Tamamen iyileştim.
Míreme ahora, estoy completamente curado.
- Mükemmel! Bir de şimdi bak.
- Perfecto, continúe.
Karnın aç mı? Bir de şimdi bak, seni nasıl insanların arasında buluyorum.
Ahora que te veo metido entre quien sabe que clase de gente...
Dünyadaki ilk şeker endüstrisine sahiptiler. Bir de şimdi bak : Yalınayak, hepsi zombiye dönüşmüş.
Tuvieron la primera industria azucarera del mundo antes de la revolución y míralos ahora, descalzos y convertidos en zombies.
Bir de şimdi bak ona.
Mírelo ahora.
Beş yıl boyunca kaydedecek tek bir veri olmamışken, bir de şimdi bak.
Cuando la zona se cerró no había nada que grabar, pero miren aquí.
"Bak, şimdi de beni yapmayı hiç istemeyeceğim bir şeye zorluyor."
"Mirad, ahora me obliga a hacer aquello que yo nunca querría"
Bak şimdi, bu bir ölüm kalım meselesi.
Es una cuestión de vida o muerte.
6 yıldır ona ben bakıyorum ama şimdi Frankfurt'ta bir iş buldum. - Zengin bir aile. - Ve artık onunla canımı sıkamam.
Llevo seis años cuidándola, pero obtuve un empleo en Frankfurt... con una familia rica y ya no puedo ocuparme de ella.
Şimdi bakınca inanmazsınız ama böyle bir çoban köpeği daha çıkmamıştır.
Era el mejor perro pastor que he visto en mi vida. No puedes cuidarlo. Sé de un muchacho que podría tenerlo.
Bak şimdi bir Hitler şakası daha hatırladım.
Yo también recuerdo otro chiste de Hitler.
Şimdi, buraya bak, benim sevgili Bone'um. Bir iki gün içinde herşey düzelecek.
Escucha, estimado Bone, se te pasará en un par de días.
Kendine bir bak Dr. Petersen, ümit vadeden psikanalist şimdi birden bir oyuncuya aşık olan bir lise kızına dönmüşsün.
Mírate... Ia Dra. Petersen, la prometedora psicoanalista... ahora no es más que una colegiala... enamorado de un actor.
Bir de şimdi bir bak.
Eso ha terminado ahora.
- Şu resme bak şimdi, bir de şuna.
Y éste otro.
Şimdi bir de ötekine bak.
Ved ahora quién le sucede.
Şimdi olaya mantıklı bir bakış açısıyla bakıp Bayan McCormick'in ziyaret haklarına saygı duyarsanız.
Ahora, si sólo tomase un punto de vista más sensible... en cuanto a los derechos de visita de la Sra. McCormick.
Söylentilere göre katliamdan kurtulan bebek, bu tahtın varisidir, ve maalesef Roderick tacı için bir tehdittir. Ve hatta şimdi ormandaki bir grup tarafından bakılıyor.
Pero la corona de Roderick no está segura, pues hay un rumor de que un infante, el legítimo heredero al trono, ha sobrevivido la masacre, y en estos momentos está siendo criado en el bosque.
Bak şimdi bu dergilerden birinin arasında mavi bir kağıda yazılmış bir mektup olacak.
Mire, en una de las revistas había una nota escrita en papel azul.
Alışılmışın dışında bir karaktere sahiptir. Şimdi ona bakmanı istiyorum ama yakından bak.
Es una chica con un carácter fuera de lo común... y me gustaría que le dieses una mirada, bien de cerca, y me digas que piensas.
Şimdi bir de bana bak.
Y mírame ahora,
- Size diyeceğim, Teğmen şimdi durumu öğrendiğimiz için, tepenin etrafında bir daire çizerek birkaç gün daha onu arıyormuş gibi etrafa bakınırız.
- Mire, teniente ahora que conocemos la situación, nos moveremos en círculos durante unos días como si buscáramos de verdad.
Bak şimdi, bir avcı kuş var.
Aquello sí es un ave de presa.
Şimdi bak şerif, buradan bir şey olmamış gibi çıkacağız.
Oiga, sheriff, saldremos de aquí como si nada.
Bir de şimdi haline bak!
Y ahora, mírate aquí...
Görünüşe bakılırsa, şimdi de elimizde Parkinson hastalığının klasik bir örneği var.
Y aquí vean, a todos los efectos, un clásico ejemplo de parálisis agitante.
Şimdi başka bir işin var, Dırdır etmeyi bırakta, etrafa bak biraz.
- Ahora tienes otro empleo. Deja ya de lamentarte y empieza a buscar.
şimdi, abiler artık geri bakıyor, fena oyunlarını bir an durduruyorlar, insafsiz eğlencelerinden çıkıyor ve kendilerine soruyor :
Ahora, los hermanos mayores, finalmente vuelven y detienen por un momento sus juegos diabólicos extraen de ellos mismos una inexorable distracción y se preguntan :
Bak, şimdi onu oradan çıkarsam bile, bir çeşit depresif psikoz yüzünden acı çekecektir... çünkü diğer görgü tanıklarıyla yeterli süre bir arada kalması durumunda... nelerin olabileceğini asla bilemeyecek...
- Vas demasiado deprisa. Si lo saca ahora de allí, sufriría una psicosis depresiva. porque nunca sabría lo que podría haber descubierto.
Şimdi bana bak,... Orville, evlat... Bir kopya televizyon yapımcım için, bir tane orkestra şefim için, bir tane de aranjörüm için ve bir tane de ajanstaki çocuklar için istiyorum.
Ahora, Orville... necesitaré una copia para mi productor, para mi director, para mi arreglista... y para los chicos de la agencia.
Şimdi bir ona bak, bir de kendine.
Mírale a él. Y mírate a ti.
Şimdi Mussolini'den ayılalım onun bir kaç heykeline bakıp,
Ahora dejemos a Mussolini y pasemos a sus esculturas de piedra.
Şimdi bak sana bir şişe şampanya, bir paket Sultana sigarası ve iki margarita aldım. - Ne zaman birlikte olacağız?
Mira, te compré una botella de champaña un paquete de cigarrillos Sultana y dos margaritas.
Bak, bu yer bir zamanlar bizimdi ve şimdi de sizin.
Este rancho era nuestro antes y ahora es vuestro.
Şimdi, beni Amerikalının hangarına bırak... sonra Yamamoto'nunkine sıvış ve bununla ne yapabileceğine bir bak.
Déjame en el hangar del americano... luego ve al de Yamamoto y fíjate qué puedes hacer con esto.
Şu adama bak. Bir zamanlar çok zengindi. Şimdi züğürdün teki.
Mire : tuvo un montón de dinero hace tiempo y ahora... está arruinado, y no saldrá del país hasta que pueda hacer algo.
Resme bir bakışı yetti, ve şimdi kendini...
Apenas vio esa foto y me di cuenta de que...
- Demek şimdi de birbirinizi koruyorsunuz. - Ona bir bak, Laura. Güçten düşmeye başlıyor.
Mírale, está a punto de perder la paciencia.
Bak şimdi, evlilik Tanrı'nın buyurduğu kutsal bir kurumdur. Bu da demektir ki, nikah kıyıldı mı beni de, seni de, Charles'ı da aşar. İkinizden biri ölene dek geçerliliğini korur.
Bueno... el matrimonio es un sacramento otorgado por Dios.
Şimdi de uyanıp, yemyeşil, soluk bir suratla, neler yaptığına mı bakıyor?
¿ Y se despierta ahora para mirar, pálida, lo que hizo tan fácilmente?
Şimdi, bakın, ben size bir şey açıklayacağım ve de anlamadığınız bir ayrıntıyı, beni istediğiniz an durdurabilirsiniz.
Mire, voy a explicarle algo y, cuando haya algo que no entienda, avíseme.
Bak Penelope, şimdi iyi bir küçük kız olmanı ve annenin odasına girmeyeceğine söz vermeni istiyorum.
Penélope, quiero que seas una buena chica, y me prometas que no entrarás en la habitación de tu madre.
- Şimdi, buraya bak. Bir daha tıslarsan...
Escucha, uno más de tus siseos...
Bak şimdi, bir kimlik birimini arıyorum.
Escucha. Busco a una unidad de identidad.
Bak, şimdi de televizyona çıktı... Bir grup gazeteci onunla sesli röportaj yapıyorlar.
Bueno, ahora está en la televisión y un comité de periodista está entrevistando su voz.
Baksana şimdi gelmişler bize bakıyorlar bir de.
Mira, ahora se fijan en nosotros.
Onu en son gördüğümde, boyu dizime geliyordu ama bir de, şimdi bakın.
La última vez que la vi me llegaba a las rodillas... pero mírenla ahora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]