Bir tanrı перевод на испанский
22,375 параллельный перевод
- Ben bir tanrıyım.
Soy un dios.
O bir tanrı. Ama bizim tanrımız değil.
Es un dios... solo que no el nuestro.
O bir tanrı değil.
No es un dios.
Tanrı'nın olayları gizemli bir şekilde işlediği doğrudur,
Es cierto que los caminos de Dios son misteriosos,
Adamda nadide bir yetenek var. Hatta Tanrı vergisi.
Sabes, tiene esa extraña habilidad...
Tanrım, gerçekten çok başarılı bir oyuncu.
Dios, sí que es buena actriz.
O... İrlandalı bir avukat, Tanrı korusun.
Es un abogado irlandés, por todos los cielos.
Tanrım, sen bir aptalsın eski giymişbiri
Dios mío, eres un idiota chapado a la antigua
Tanrım, bir bozuk plak gibi.
Dios mío, suenas como un disco rayado.
Tanrım, tam bir akıl hastası olduğunu
Dios, eres un jodido lunático
Tanrım, çocuğuma Giving Tree'yi bir kez daha okumam gerekti. * * Beynimi patlatacağım.
Dios, si tengo que leerle a mi hijo The Giving Tree una vez más, me volaré los sesos.
Ama yine de kabul etmeliyiz ki tanrı'nın dayattığı bu korkunç yargılamaların kendince gizemli bir amacı olmalı.
Y sin embargo debemos aceptar que Dios ha impuesto Estas pruebas terribles sobre nosotros Por algún inescrutable propósito propio.
Tam da bu yüzden güçlü bir monarşi tanrı'nın iradesinin dünya üzerindeki fiziki manifestosu şu an her zamankinden daha önemli.
Que es exactamente por eso Una monarquía fuerte, La manifestación física de la voluntad de Dios en la tierra,
- Aman tanrım. Bir fahişe olduğunu mu söyledin?
¿ Dijiste que eras prostituta?
- Aman tanrım. Korkunç bir şey. - Evet.
Dios, qué horror.
Şimdi bu Tanrı'ya bir daha mı meydan okuyacaksın?
¿ Y ahora insistes en que desafiemos su Dios otra vez?
Elbette "gerçekten" bildiğiniz üzere biz Yahudiler'e Tanrı'nın görsel tasviri katı bir biçimde yasaktır.
Se da cuenta, claro, que para nosotros, los judíos cualquier representación visual del altísimo, está estrictamente prohibida.
- Başka bir çağın Tanrı'sına tapıyorsun.
Ustedes adoran al Dios de otra era.
Tanrım, burada bir erkeğin daha çalışması harika.
Dios, es genial que otro hombre trabaje aquí.
Tanrı'nın bize bir mucize yollamaya karar verdiğini düşünmüştük.
Nos imaginamos que Dios había decidido mandarnos un milagro.
I-66.'nın 3,5 km. aşağılarında "Tanrı Öldü" tabelası asılı geniş bir arazi var.
Hay un campo grande con un cartel que dice "Dios está muerto". Como a 3,5 km por la carretera 66.
Tanrım, bu ne boktan bir votka böyle, dostum?
Dios, ¿ qué clase de vodka mierdero es este, amigo?
- Tanrım, öyle bir şey yok ya.
Dios, no hay nada como eso.
# Küçükken, Tanrı'dan korktuğumda # # Annem bana bir şarkı söylerdi #
* Cuando era joven * * y le temía al Señor, * * mi madre me cantaba una canción *
Bunun, Tanrı'nın büyük bir lütfu olduğunu düşünürdüm.
Creía que era un gran regalo de Dios.
Tanrı oğlu çarmıhtan indirildiğinde eski bir fahişenin onun uzuvlarını yıkamasını uygun görmüştü.
Dios... creyó conveniente que una antigua prostituta lavara a su propio hijo cuando fue bajado de la cruz.
Bu kez de Tanrı onun iffetini korumak için kardan bir battaniye gönderdi.
Sin embargo, Dios envió un manto de nieve para proteger su pudor.
Kutsal bir adamın çocuğunu göndermeyi seçen Tanrı'nın kutsal eli...
Vaso sagrado de Dios, elegido para entregar el hijo del hombre santo.
Aman Tanrım, siz ikiniz bir çift büyüyecek misiniz?
Dios mío, ¿ chicos cuando tendrán un par de cojones?
Pekala Tanrı'nın hatırı için bana büyük bir kucak verir misin?
Bueno, por el amor de Dios, dale a tu madre un abrazo.
Ve Tanrı'ya şükür aynı şeyi bana söyleyen bir annem var.
Y gracias a Dios tengo a mi madre para decirme lo mismo.
Tanrım, istersen manyak olduğumu düşün ama öğrendiğim bir şey varsa o da... eğer sana birisi iyi bir şey veriyorsa çeneni kapayıp "teşekkürler" demektir.
Cielos, puedo ser loca, pero aprendí que si alguien te ofrece algo lindo, debes callarte y agradecer.
Bu Tanrısal bir şey mi?
¿ Es esto algo devoto?
İnançları ve Tanrı'sı uğruna ölen etrafını nasıl bir karanlık sararsa sarsın kendine karşı dürüst olan biri.
Morir por sus creencias y su Dios, fiel a sí misma, no importa la oscuridad que se reunieron'a su alrededor.
Tanrım. Siz bir de Tanrı diyemiyorsunuz değil mi?
Dios. ¿ No podéis decir Dios, verdad?
Aman tanrım, Bir şey ayağıma dokundu.
¡ Dios mío! ¡ Algo tocó mi pie!
Dinozorlardan evrimleşmiş bir türün döllenmemiş bebekleri bizi beslerken bu geri zekalılar Tanrı'yı niye reddeder ki?
¿ Cómo pueden los idiotas decir que no existe Dios cuando una especie que ha evolucionado de los dinosaurios nos alimenta con sus bebés no fertilizados?
Tanrım, başka bir adamın düdüğünü öttürdü.
Tocó el silbato de otro hombre.
Bir arkadaşım geldi ve bana "Aman Tanrım, Mia senin için harikulade bir adamla tanıştım." dedi.
Pero viene mi amiga y me dice : "Dios mío, Mia, conocí al tipo perfecto para ti".
Yüce Tanrımız merhamet etsin, günahlarımızı affetsin ve bizlere ebedi bir hayat bahşetsin.
Que Dios Todopoderoso tenga misericordia, perdone nuestros pecados y nos brinde la vida eterna.
Şu an, Tanrı'nın dünyadaki sesi olmuşum hâlâ ama hâlâ bir damla ya var ya yok.
Aquí estoy hoy, soy la voz de Dios en la Tierra y sigo sin poder orinar ni una gota.
Tanrı'nın en asil hizmetkarlarında aradığı bir fazilet.
Una que Dios busca en sus siervos más nobles.
Carter öldü, Kendra ölmeye yakın Vandal Savage'da hâlâ hayatta ve Tanrı bilir neler yapıyorlardır sizin de işiniz gücünüz bir elması çalmak mı yani?
Kendra está muy cerca de unirse a él, y Vandal Savage sigue vivo y por ahí haciendo Dios sabe qué, ¿ y lo único en lo que puedes pensar es en robar un diamante?
Aman ne güzel. Artık elimizde tamamen kafayı sıyırmış olan bir yarı tanrıça var.
Muy bien, maravilloso, tenemos una semidiosa que se ha vuelto completamente loca.
İçimde psikopat bir şahin Tanrıçasının olduğundan haberim yoktu sonra da Carter ile tanıştım ve kendimi bırakmamı söyledi, şimdi o gidince...
No tenía ni idea que tenía alguna diosa halcón psicótica dentro de mí, y entonces conocí a Carter, y me convenció que la dejara salir, y ahora que él se ha ido...
Tanrı olmaya başlamak için daha iyi bir yol var mı?
¿ Qué mejor comienzo para un dios?
Belki! Bunun gibi bir şeye sahip olmak... Tanrım!
Así que tener uno de ellos sería como poseer..., yo qué sé, ¿ un Picasso, digamos?
Hanımlar, bu Tanrı'nın bir mucizesi.
Señoritas, eso es un milagro de Dios.
Tanrı'nın da izniyle Hampton'ımızda... bir Ulusal Muhafız birliği kurmak için memleketine döndü.
De vuelta en casa, por la gracia de Dios para establecer una unidad de la Guardia Nacional en Hampton.
Bir kadının erkeğe yaptığı en ufak bir kur bile güçlü bir silahtır. - Evet, Tanrı o yollardan geçtiğimi bilir. - "Chili's" e hoş geldiniz.
es una cosa poderosa cuando una mujer te presta la mas pequeña atencion si, solo dios sabe lo que pase bienvenidos a Chili.
Bebek bezleri, tulumlar, sebze püreleri... Tanrı göstermesin bir de çocuk hasta olursa!
Están los pañales y los babis y las jarritas para los purés y, Dios no lo quiera, si el bebé se pone malo.
tanrım 20459
tanrim 140
tanrı 3726
tanri 18
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanrı seni korusun 268
tanrıça 25
tanrı seninle olsun 70
tanrıya 18
tanrim 140
tanrı 3726
tanri 18
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanrı seni korusun 268
tanrıça 25
tanrı seninle olsun 70
tanrıya 18
tanrı sizi korusun 208
tanrım bana yardım et 28
tanrı yardımcınız olsun 28
tanrıya şükürler olsun 81
tanrı bizi korusun 55
tanrı korusun 98
tanrı sizinle olsun 57
tanrı seni kutsasın 43
tanrım bize yardım et 16
tanrı yardımcın olsun 48
tanrım bana yardım et 28
tanrı yardımcınız olsun 28
tanrıya şükürler olsun 81
tanrı bizi korusun 55
tanrı korusun 98
tanrı sizinle olsun 57
tanrı seni kutsasın 43
tanrım bize yardım et 16
tanrı yardımcın olsun 48