Hepsi doğru перевод на испанский
752 параллельный перевод
Anlattıklarınızın hepsi doğru.
Está bien que hablen.
Hepsi doğru.
Es la verdad.
Bunların hepsi doğru, Sir Joseph, ama eninde sonunda insanız.
Tiene mucha razón, sir Joseph, pero, al fin y al cabo, somos humanos.
Orada yazanların hepsi doğru.
Lo que dice allí es cierto.
Hepsi doğru.
Todo esto es cierto.
- Hepsi doğru, değil mi?
- Todo es cierto, ¿ verdad?
Hiçbir şeyi uydurmuyorum. Hepsini kitaplarımdan alıyorum. Hepsi doğru.
No me invento nada, todo lo aprendo en los libros, no mienten.
- Hepsi doğru.
- Correcto.
Hepsi doğru.
Todo eso es cierto.
Yalanım yok, hepsi doğru!
i Da igual, es verdad!
Ama bunların hepsi doğru ise...
Pero si todo esto es verdad...
Doğru muydu? Hepsi doğru.
Esta mañana, antes del intermedio, discutíamos sobre la mentira y la verdad.
Hepsi doğru.
Es todo cierto.
Göreceli olarak hepsi doğru.
Siendo relativa toda verdad.
Evet, hepsi doğru.
- Sí, es verdad.
Hepsi doğru Richard, her şey.
Todo es cierto, Richard.
Hepsi doğru.
Era cierto.
Düşüncelerinizin hepsi doğru.
Tus creencias están bien.
Hepsi doğru.
Todo bien.
Söylediklerinin hepsi doğru çıktı Herkez ona sırtını döndü, doğru ata oynadın
Todo lo que has dicho era completamente cierto la gente se volvió contra él Escogiste el lado bueno
Onu görünce "Nasılsın?" falan demişimdir. Ama hepsi bu teğmen. Doğru söylüyorum!
"Qué tal" o algo así cuando la veía, pero eso es todo, teniente. ¡ Es la verdad!
O zaman kılıcım ve tabancalarımla doğruca kasabaya doğru yelken açabilirim. Ve hepsi saklanıp şöyle derler :
Entonces podría navegar hasta la ciudad con mi machete y mis pistolas de arzón, y todos se esconderían diciendo
Hepsi cenazelerine doğru yol aldılar.
O'Connor, muerto. Todos viajando hacia su funeral. Menudo servicio, señor.
Paraların hepsi bulundukları oyuğun içinde sadece ileri ve geriye doğru kayarlar.
Todo el dinero debe entrar y salir por la ranura.
Hepsi doğru, Lemani.
Todo es verdad, Lemani.
Bunların hepsi can sıkıcı, bu doğru.
Toda clase de preocupaciones, es verdad.
Yani hepsi, herkes gibi... -... insan işte. - Doğru.
O sea, son todas personas... como las demás.
Ancak bunların hepsi kontrol edilebilir. Tıbbi tedavi, ameliyat, doğru beslenme, fiziksel rehabilitasyon ve öz bakım ile.
Aún así, estos síntomas se pueden controlar con terapia médica cirugía, una alimentación adecuada rehabilitación física y auto cuidado.
Hayatta bir sürü şey vardır. Kimisi güzel, kimisi çirkin ; doğru ama hepsi de çok önemlidir.
En la vida hay tantas cosas,... lindas y feas, de acuerdo, pero tantas importantes.
- Hepsi doğru.
- Todo es cierto.
Doğru değil. Yalan, hepsi yalan.
todo es mentira.
Hepsi de doğru.
Pero si es la verdad.
Dediğim doğru, hepsi bu.
Es verdad, eso es todo.
Doğru ifade edemedim, hepsi bu.
Simplemente me he expresado de manera incorrecta.
Hepsi aynı. Belki de doğru söylüyordur.
Puede que tenga razón.
Çünkü benimle doğru şekilde yaşıyorsun. Hepsi bu.
Porque conmigo vivirías como es debido.
Hepsi doğru.
Es todo es verdad.
- Hepsi doğru.
Descuida.
Söylediklerini dinliyorum ve doğru olduğunu biliyorum Ama kalbim Anita, kalbim diyor ki hepsi yalan
He oído tus palabras y, en mi cabeza, sé que son sensatas, pero mi corazón, Anita, mi corazón sabe que no son ciertas.
- Doğru, hepsi açılmış.
- Todas han sido abiertas.
Şu anda hepsi size doğru geliyor.
- Los dos van hacia su posición.
- Tekne hariç hepsi doğru çıktı.
Todos están colaborando con el departamento.
Bunların hepsi çok doğru sevgili Teddy.
Tienes toda la razón, mi querido Teddy.
Aniden hepsi ellerindeki aletleri bırakıp silahlarına doğru koştu ve 14 adamımızı öldürdüler.
- ¿ Considera eso una guerra partisana? - No. Para mí, los partisanos son gente que lleva brazaletes, cascos y así.
- Ama bunların hepsi doğru.
- Pero todo esto es cierto.
Eee, ilk ikisi sabah olmuş. ve diğer hepsi - 13 tane saydım - onların tümü öğleden sonra ortasında ya da gün sonuna doğru olmuş.
Las primeras dos fueron de mañana y el resto, que fueron 13 siempre a media tarde o a última hora.
Ve inan bana, hepsi de şeytandan daha beter. Evet, doğru söylüyor.
Y te aseguro que esos son tan sádicos como tus demonios.
Bütün bunların hepsi sizleri memnun etmek için... ve bebeklerin... doğru evlere verildiğine emin olmak için.
Todo lo que me preocupa es la satisfaccion del cliente y asegurarme de que los niños se acogen en buenas casa
İçimden bir ses, senin bütün bu küçük laflarının doğru olduğunu söylüyor. Fakat bunların hepsi büyük bir yalanla bağlantılı gibi gözüküyor.
Presiento que cada cosa que dijiste es verdad pero al sumarlo todo forma una gran mentira.
Hepsi de doğru!
Todo correcto.
Allonsanfàn, yani... bunların hepsi doğru mu?
Allonsanfan, entonces es verdad.
doğru 10892
dogru 95
doğru söylüyorsun 77
doğrudur 303
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
dogru 95
doğru söylüyorsun 77
doğrudur 303
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru mu söylüyorsun 24
doğru mu anladım 18
doğru söylüyorum 192
doğru değil 421
doğruyu söyle 121
doğru diyorsun 34
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru değil mi 315
doğrusu bu 47
doğru mu söylüyorsun 24
doğru mu anladım 18
doğru söylüyorum 192
doğru değil 421
doğruyu söyle 121
doğru diyorsun 34
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru değil mi 315
doğrusu bu 47