Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ S ] / Sen de beni

Sen de beni перевод на испанский

6,148 параллельный перевод
Bana bir gün ver sana elle tutulur bir şeyler getireyim, sen de beni yolla.
tú me das un día, te traigo algo y me dejas marchar.
Ve sen de beni insanların hepsinin eşit olduğuna mı inandıracaksın?
Y quiere hacerme creer que todos los seres humanos somos iguales.
İmzayı atsaydın da, sen de beni rahat bıraksaydın.
Tú podrías haber firmado esos papeles y haberme liberado.
Sen de beni seviyorsun.
¿ No me quieres?
Hey, ben hislerimi yiyorum ve sen de beni direkt buzluğa yolladın şu an.
Oye, yo me como mis sentimientos, y me estás enviando de vuelta a la nevera.
Kendimi senin kollarına atmıştım da sen de beni herkesin içinde reddetmiştin ya?
¿ Cuándo me tiré encima de ti... y me rechazaste públicamente?
Tıpkı babam gibi sen de beni terk ediyorsun.
Me dejas como hizo mi padre.
Ve sen de beni ona götüreceksin.
Y me vas a llevar a él.
Artık sen de beni tanımıyorsun çünkü biz farklıyız.
Tú tampoco sabes quién soy, porque somos diferentes. ¿ Qué?
Sen de beni tanıyorsun.
Me conoces mejor que nadie nunca lo hizo o lo hará.
Sen de beni tanıyorsun, Amy.
Pero me conoces.
Sen de beni bir oda dolusu insanın önünde ağlatmıştın.
Y entonces me hiciste llorar frente a una habitación llena de gente.
- Evliyim. Ama hala seni öpmek istiyorum ve inan bana sen de beni öpmek istiyorsun.
- Yo estoy casado, pero aun así quiero besarte, y creo que tú quieres besarme.
Eğer ben seni yakarsam, sen de beni yakarsın. Ve ben aptal değilim.
Si yo me quemo, se quema conmigo, y no soy estúpido.
Sen de beni uyarmaya çalıştın.
E intentaste advertirme.
Kusura bakma ama sen de beni Jenna'ya bırakıp gitmeyecektin.
Bueno, lo siento, pero no deberías haberme abandonado con Jenna.
Sen beni arabanın altından çıkaran manga teğmenisin.
Tú eres el teniente de la brigada que me sacó de debajo de ese coche.
Beni bu hale sen getirdin, biliyor musun?
Tu me hiciste de esta manera, ¿ lo sabías?
Beni Lucas'tan kurtaran ölmüş olan sen.
El que mi yo muerta recuperó de Lucas.
Orada oturup bağırıp çağırıp beni yargılayabilirsin ya da sen de katılabilirsin.
Así que puedes sentarte aquí con tu quejumbrosa y fruncida cara, a juzgarme, o puedes subir a bordo.
Ve sen beni dipten bir kez bile kurtarmadın.
Y tú ni siquiera me sacabas de un agujero en el suelo.
- Ya ne yapsaydım? Sana o siktiğimin herifi beni öldürtmeye çalıştı diyorum, sen de bana adam silah taşıyor mu taşımıyor mu bir bak mı diyorsun?
Te digo que este pedazo de mierda... intentó matarme, y tú me preguntas... si debes ver, si casualmente lleva un arma?
Yalan söyledim çünkü senin beni desteklemeyeceğini biliyorum. Çünkü sen aslında içten içe benim de senin gibi yalnız ve mutsuz olmamı istiyorsun.
Te mentí porque sabía que no me apoyarías... porque en el fondo, creo que quieres que esté... tan sola e infeliz como lo estás tú.
Sen bunu düşünürken stres katsayımı yukarılara tırmandırıyorsun dik dik bakmadığında da beni yiyeceğini düşünüyorum.
Mientras lo piensas, sin duda mi nivel de ansiedad se recudiría notablemente si dejaras de mirarme como si intentaras comerme.
Sen kimsin de uyanıp beni sorguluyorsun?
¿ Quién eres tú para despertarme y interrogarme?
Sen harika bir babasın ama kumar hakkında hiçbir şey bilmemesi beni biraz şaşırttı.
Estoy algo sorprendido porque eres un buen padre, pero él parecía no saber nada de apuestas.
Sen beni kendinden uzaklaştırmaya devam ettin.
Pero no dejas de rechazarme, una y otra vez.
Beni ne tür bir politikacı sandın sen?
¿ Por qué clase de político me tomas?
Ve sen de beni işine nasıl geliyorsa o şekilde servis edebilirsin.
Y tú puedes servirme con la yema entera encima de tu plato principal.
Ben ülkelerin kaderlerini düşünüyorum. Sen beni misafirlerin haberleriyle Odamda olanlarla rahatsız ediyorsun.
Estoy preocupado por el destino de las naciones, y tú me interrumpes con noticias de invitados, líos en mis aposentos.
Neyin beni daha rahatsız ettiğini bilmiyorum... sen mi, oyuncak mı.
Bueno, no sé qué de me aterra más... ¿ O la muñeca?
Beni serbest bırakın. Sen prensesine kavuş, sen yüzüğüne al, ben de bir daha senin yakışıklı suratını görmek zorunda kalmayayım. Özür dilerim, bayan.
Así que bájame y tendrás a tu princesa, tú tendrás tu anillo, y yo nunca tendré que ver tu cara de encantador de nuevo.
Beni sen kollayacaksın.
CUIDA DE MÍ.
- Herkes beni korumaya çalışıyor. Ama sen o korumacılığı kazıdın ve altından bencillik çıktı.
Todo el mundo está tratando de protegerme, pero raspas esa protección y debajo hay interés propio.
Sen geçen hafta beni yatağıma bağlayan postallı nazilerden birisin.
Tú eres uno de esos Nazis Jack-booted que me ató a la cama la semana pasada.
Sen beni buraya tıkınca Hawaii Eyaleti el koydu.
Dimelo tú. El estado de Hawaii se convirtió en el orgulloso dueño de eso cuando me encerraste aquí.
Emma, sen doğmadan önce pekçok kişi beni bencil olarak tanımlardı...
Emma, antes de que llegaras... mucha gente me habría descrito como un egoísta...
Bu durum, kendisini öldürmeden önce gördüğü halüsinasyonları sen de görüyor musun diye beni endişelendiriyor.
Lo cual me hace pensar que estás padeciendo las mismas alucinaciones que él tuvo antes de suicidarse.
Benim zil sesim "Let It Go" sen de çok iyi biliyorsun çünkü her çalışında beni dövmekle tehtit ediyorsun.
Mi tono es "Let it go", y tú lo sabes porque tratas de golpearme cada vez que suena.
Beni görmezden gelmeye devam etmesen mazeretim sen olabilirdin. - Dean.
Al carajo, tú podrías haber sido mi coartada si dejaras de ahuyentarme.
Ben sana şefkatten başka hiçbir şey göstermemişken sen beni incitmeye çalışıyorsun.
Tratas de lastimarme cuando no he hecho nada más que mostrarte compasión sin límites.
Hadi ama. Ne olur beni affet diyen bir suratla çıkageliyorsun. Sen oraya gelmeden o gidiyor, demek ki duymak istememiş.
Vamos, fuiste con esa cara de "por favor, perdóname" se fue antes de que llegaras, así que no quería oírte.
Tabii sen beni boşadığın için bilmiyorsun.
Por supuesto, no lo sabías, porque te divorciaste de mí.
Ve ben çizgi dışına çıktı, sen beni disipline olur?
Y si yo me salgo de las lineas, me disciplinarías?
Beni öldürmeye çalışmadan hemen önce. Sen iyi misin?
Justo antes de que trató de matarme. ¿ Estás bien?
Sen gittikten sonra beni kaçırdılar.
Me cogieron anoche, justo después de que te fuiste.
Bir şeyle mi suçluyorsun sen beni?
¿ Me estás acusando de algo?
Beni analiz etmeyi bırak Psikiyatrist değilsin sen.
Deja de psicoanalizarme. No eres un psiquiatra.
Ama beni öldüresiye dövüp yatalak bıraktığında.. .. lazımlığımı sen değiştireceksin.
Pero cuando me deje al filo de la muerte tú me llevarás la bacinilla.
Aa, Alan.. .. beni sevmekten hiç vazgeçmedin ve sen de mi benimle evlenmek istiyorsun?
Alan ¿ nunca dejaste de amarme y también quieres casarte conmigo?
Başından beri planım ilişkimiz için samimi bir şanstı ama sen, belli ki, sadece beni kullanıyordun.
Mi único plan era que tú y yo tuviéramos una chance genuina de estar juntos pero tú, aparentemente, solo estabas usándome.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]