Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ S ] / Senin yaşındayken

Senin yaşındayken перевод на испанский

787 параллельный перевод
Ve hata ben de çok uzun zaman önce senin gibi senin yaşındayken çok acı çekmiştim...
Incluso yo hace tiempo... Bueno. Cuando tenía tu edad también sufrí mucho.
Senin yaşındayken böyle bir köpek için bir bacağımı verirdim.
¿ Para mí? Cuando tenía tu edad, hubiera dado mi pierna derecha por uno como éste.
Ben senin yaşındayken, ben...
Cuando yo tenía tu edad- -
- Ben senin yaşındayken.
- Cuando tenía tu edad...
Senin yaşındayken üniformalıydım ve...
Cuando yo tenía tu edad llevaba uniforme y...
Senin yaşındayken Salzburg'a gitmiştim.
Cuando tenía tu edad, fui a Salzburgo.
Senin yaşındayken bebeklerim vardı ama bunun için ağlamazdım.
¿ Lo sabe él? A tu edad, ya tuve niños, no lloraba por tan poco.
- Senin yaşındayken, ben...
- Cuando yo tenía tu edad.. - ¡ Apá!
Senin yaşındayken bir dansçıya âşıktım.
Claro señor. Cuando tenía tu edad, me enamoré de una bailarina.
Senin yaşındayken arzuladığım her şeye sahip olacaksın.
Tendrás todas las cosas que yo deseaba cuando tenía tu edad.
Ben senin yaşındayken can atardım.
A tu edad habría estado encantada.
Elbette senin yaşındayken.
A tu edad, por supuesto.
Senin yaşındayken ben de parasızdım, böyle bir fiziğim de yoktu.
Yo también estaba pelado a su edad, pero no tenía una figura como la suya.
Senin yaşındayken hiçbir şeye inanmazdım.
A su edad no creía en nada.
Keşke senin yaşındayken yapsaydım bunu.
Ojalá yo hubiera hecho esto a su edad.
Senin yaşındayken olduğum kadar güzel olmasaydın kızardım sana.
Estaría furiosa si no fueras tan bonita como yo.
Muhtemelen ben de senin yaşındayken aynı şekilde hissediyordum.
Yo habría sentido lo mismo a tu edad.
Gerçekten. Ben senin yaşındayken kaçıncı sınıftaydım biliyor musun?
¿ Sabes en qué curso estaba yo a tu edad?
Senin yaşındayken ben de böyle hissetmiştim.
Yo habría pensado lo mismo a tu edad.
Dinle, Kyoko senin yaşındayken ben de böyle düşünürdüm.
Mira, Kyoko... A tu edad habría pensado lo mismo.
Senin yaşındayken kahvaltı niyetine içerdim.
En mi juventud, tomábamos champagne hasta para desayunar.
Senin yaşındayken beni de çok alan olmuştu.
Yo hice lo mismo muchas veces cuando tenía tu edad.
Senin yaşındayken, belki bir yaş büyükken, ben de bunu yaşadım.
Me pasó cuando tenía tu edad, tal vez un año más.
Biliyor musun, senin yaşındayken, kardeşlerim ve babamla balık tutmaya giderdik. Hep beraber.
Cuando tenía tu edad salía a pescar con mis hermanos mi padre y todo el mundo.
Ben senin yaşındayken, zaten 12 yaşında bir oğlum vardı.
A tu edad ya tenía un hijo de 12 años.
Senin yaşındayken, olağandışı olmaz.
A su edad no sería raro.
Ben senin yaşındayken.. .. yazılmıştı.. .. Raguvansha hakkında.
Cuando tenía tu edad estaba escrito entonces escuché acerca de Raguvansha.
- Senin yaşındayken...
- Cuando tenía vuestra edad...
Senin yaşındayken bir yerlere gitmeme babam asla izin vermezdi.
Yo le daba igual a mi padre, y nunca fui a ningún sitio.
Ben senin yaşındayken, hiçbir şeye doymazdım.
Cuando tenía tu edad, todo me parecía poco.
- Senin yaşındayken, kesinlikle.
A su edad, por supuesto.
Senin yaşındayken spor editörüm zenciler asla beysbol oynayamaz, demişti.
Cuando tenía su edad, mi editor de deportes me dijo que los negros nunca podrían jugar a béisbol.
Senin yaşındayken sokakta sutyenlerinde çengelli iğne olan Fransız yavrularını götürürdüm.
Bueno... A tu edad, comía patatas fritas por la calle, y cenaba con chicas de lo... más tirado, que se sujetaban el sostén con imperdible.
- Senin yaşındayken, ben işimi gününde yapardım...
Cuando yo tenía tu edad, trabajaba y me pagaban.
Ben de senin yaşındayken öyle hissediyordum.
Sentía lo mismo a tu edad. Vamos, vamos a tomar un café.
Senin yaşındayken borçlarım vardı.
A tu edad yo tenía deudas.
Senin yaşındayken aynı salaklar aynı lafları ediyordu.
Escuché los mismos rumores a tu edad.
Ben senin yaşındayken dayak yerdim.
A mí me pegaban.
Senin yaşındayken bana bu şans verilseydi, şimdiye kadar 2 milyonu kenara koymuştum.
Si hubiera sido posible cuando yo tenía tu edad, habría hecho unos millones.
Ben senin yaşındayken böyle şeyler söyleseydim ağzıma sabun doldurup yıkarlardı.
Me daban flor de paliza si hacía eso a tu edad.
Ben senin yaşındayken bir adam öldürmüştüm bile.
Cuando tenía tu edad, ya había matado a un hombre.
Genç bayan, ben senin yaşındayken- -
Jovencita, cuando yo tenía tu edad -
Biliyor musun, senin yaşındayken, kardeşlerim ve babamla balık tutmaya giderdik. Hep beraber. İçlerinde tek balık yakalayabilen bendim.
Yo, a tu edad salía a pescar con mis hermanos y mi padre.
Ben senin yaşındayken aşık olmuştum.
A tu edad ya me enamoraba...
Senin yaşındayken, ben de orduda olmak istemiştim.
Cuando tenía tu edad, también deseaba estar con el ejército.
Senin yaşındayken ahırları kontrol etmek için dörtte kalkardım
¡ Yo a tu edad, me despertaba a las cuatro para controlar las vacas!
Hey, ben senin yaşındayken.. .. mahallede böyle konuşan tek bir kız vardı, biliyor musun?
Oye, cuando yo tenía tu edad, había una chica en el barrio que hablaba así, ¿ sabes?
Ben senin yaşındayken, buz patenini severdim.
Cuando era chico, me encantaba patinar sobre hielo.
14 yaşındayken senin gibi kızlardan kaçardım.
Me topaba con chicas como tú a los 14.
18 yaşındayken bile senin ne tür bir adam olduğunu anlamıştım.
Cuando tenía 18 sabía qué clase de tipo eras...
Ben senin yaşındayken evlendim. Biliyorum.
A tu edad, yo ya estaba casada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]