Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Aslında hayır

Aslında hayır перевод на французский

3,560 параллельный перевод
- Aslında hayır.
En fait, non.
Aslında hayır.
Vraiment pas.
Aslında hayır. Seninle aynı yerdeyim.
Et bien non, je suis exactement ou tu es.
Aslında hayır, Matt'in fikri.
En fait, non, ça vient de Matt.
Aslında hayır, yapmadım.
En fait, non.
Aslında hayır efendim.
Pas vraiment, monsieur, non.
Yok, hayır. Aslında, ablam...
Bon, non, j'veux dire, c'est ma soeur... ouais.
- Hayır, aslında sanırım İngilizce.
Non, en fait je crois que c'est en Anglais.
Hayır, aslında bu berbar bir fikir, çünkü eğer bunu yapar ve herkese senin fikrini çaldığımı anlatırsan - ki çaldın. - ki çaldım, herkes senin duygusal bir ezik ve inek olduğunu düşünecek.
Si, elle l'est, en fait, car si vous dites que je l'ai volée, ce que j'ai fait, on se dira que vous êtes une ratée, une vraie niaise.
Hayır, aslında yapamayız.
Non, en fait, on ne doit pas.
Hayır, aslında ben seni arıyordum.
Non, non, en fait c'est toi que je cherche.
Hayır, aslında o bize söyledi. Seni duştan çıkarken görmüş.
Non, elle nous a dit qu'elle t'avait vu dans la salle de bain sortant de la douche.
Aslında... Hayır. Hayır.
En fait, j'ai raison de le faire.
- Sam, sorun değil. - Hayır, aslında sorun.
Tu as disparu pendant ma douche.
Hayır, istemiyorum. Ama aslında senin demeni istiyorum.
Mais je veux que tu le fasses.
Hayır, biz daha yeni tanıştık, aslında.
Uh, non, nous- - nous venons juste de nous rencontrer.
- Hayır, aslında, ben düşünüyordum.
- Non, en fait, j'ai réfléchi.
Hayır, aslında Cortland.
Non, Cortland en fait.
Evet, Hayır, aslında pek iyi hissetmiyorum.
Ouais. Non, tu sais, je ne me sens pas très bien.
Hayır, hayır, Aslında bu sayede yakaladık.
Non, non, non. C'est la raison pour laquelle on peut
Hayır, aslında, son 24 saattir sizin alışveriş yeteneğinizi... konuşmak dışında hiçbir şey yapmadık. Neden herkes bana bakıyor?
Pourquoi on me regarde?
Hayır, aslında, teke tek konuşsak daha iyi.
Je l'appelle? En fait, on préfère vous voir un par un.
- Hayır, hayır aslında sen...
- Non, non, en fait...
Onu dışarı çıkarıp unutmadın değil mi? Hayır, hayır aslında bu birkaç gündür onu dışarı çıkarmakta zorlanıyordum.
Non, non, en fait, ça a été dur de le sortir ces deux derniers jours.
Hayır, her gün aslında aynı "sana güvenmiyorum" günü oluyor.
Non, tous les jours c'est le même "Je ne te fais pas confiance."
Hayır, aslında değil.
Non, non. En fait, non ça ne l'est pas.
Hayır, aslında bakarsan sana yardım etmeye çalışıyorlardı.
Non, ils allaient justement essayer de t'aider.
Aslında, hayır.
En fait, non.
Jim bazen hayır dediğinde aslında "oda arkadaşınla yatıyordur".
Parfois, quand Jim dit non, c'est qu'il couche avec ta coloc.
Hayır, aslında burası, güzel kadın - - Rebecca Wambach'a ait.
Non, en fait, cette terre, appartient à une magnifique créature du nom de Rebecca Wambach.
Hayır, aslında, öyle demek olmuyor.
Non, pas du tout.
- Hayır, aslında hoşuma gitti.
Non, en fait, c'était parfait.
Hayır, aslında ben Jim'in kampanya fonuna bağış yapan bağışçılarla birlikteydim.
En fait non, j'étais à une collecte de fonds organisée par des donneurs pour financer la campagne de Jim.
Aslında, hayır.
- En fait, non.
Hayır, aslında tam tersi.
En faite, juste le contraire.
Aslında, hayır, bence o reankarnasyonun varlığını kanıtlıyor.
En fait, non, je pense qu'elle prouve que la réincarnation existe.
Claire, aslında "hayır" kelimesini çok sık kullanmamaya çalışıyoruz.
En fait, en fait, Claire, nous--nous essayons ne pas trop utiliser le mot "non".
Hayır, aslında aşçım için Manhattan'da bir yer bakıyordum.
Uh, non, en fait je cherchais comment avoir un endroit dans Manhattan pour ma cuisinière.
Hayır bayım, aslında çabuk kavrama kabiliyetinize büyük saygım var.
Non, monsieur, en fait, j'ai une grande estime pour la perspicacité dont vous faites preuve.
Hayır, aslında arabadaydım.
Non, en fait, je suis... dans la voiture.
Hayır, aslında ona yolda olduğumuzu söyledim.
Allons-y. Je propose qu'on reste ici pour résoudre ce meurtre.
Ona görevimiz çıktığı için oradan ayrıldığımızı söylemedin mi? Hayır, aslında, ona yolda olduğumuzu söyledim.
Tu lui as expliqué qu'on a été interrompus par ce qu'on appelle "notre boulot"?
Hayır, aslında Dixon Wilson'ı arıyorum.
En fait, je cherche Dixon Wilson.
Hayır aslında.
Non, pas vraiment.
Hayır, aslında biri onun arabasına çarpıp kaçmış.
Non, en fait quelqu'un a percuté sa voiture et a pris la fuite.
Hayır, hayır aslında ben çevre temizliği işindeyim.
Non, non, en fait je suis... du service nettoyage environnemental.
Aslında, hayır.
Tu sais quoi? Ça m'intéresse pas.
Hayır, aslında zamanımız kısıtlı.
Non, en fait, nous sommes en quelque sorte pressés par le temps.
Aslında bakarsan hayır, bilmiyorum.
Je sais pas.
- Aslında, hayır.
- En fait, non.
Hayır. Aslında, herkesin sana nasıl muamele etmesi için.
Sur comment les gens te traitent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]