Başka bir şey перевод на французский
24,721 параллельный перевод
Bir dakika, başka bir şey daha var.. ... bir atasözü.
Autre précepte issu de la même tradition ancestrale.
Gri araba, başka bir şey?
Autre chose? Non.
- Başka bir şey?
- Autre chose?
Saray işleriyle ilgili görüşecek başka bir şey var mı yoksa işime edeyim mi?
Y a-t-il d'autres affaires de court à discuter, ou dois-je être sur mon chemin?
Bunlara da başka bir şey söylemiyorlar.
et elles ne connaissent guère mieux.
"Başka bir şey arzulamam."
"Je ne demande rien de plus..."
- Başka bir şey yoktu.
Rien d'autre.
Yardımcı olabileceğim başka bir şey var mı?
Est-ce qu'il y a quelque chose avec lequel je peux vous aider?
- Başka bir şey var mı?
- Quelque chose d'autre?
Hayır, artık konuşacak başka bir şey kalmadı.
Non, il n'y a rien d'autre à dire.
Pete başka bir şey yok.
Pete, il n'y a rien d'autre.
Bay Havisham'ına da söyle, Meriwether Compeyson yalancı bir kahpeden başka bir şey değil.
Dites à M. Havisham que Meriwether Compeyson n'est rien qu'un sale menteur.
Güven bana, Pocket mücadele eden bir öğretmenden başka bir şey değil.
Crois-moi, Pocket n'est rien qu'un tuteur en difficultés.
Sert ve parlak Havisham maskesinin altında başka bir şey gördüğüm için.
Car sous tout ce brillant et dur vernis Havisham, je vois autre chose.
- Çay mı alırsınız başka bir şey mi?
Je peux demander du thé?
Başka bir şey bulursan söyle.
Tenez moi au courant de vos avancées.
Bir kadın birkaç alışveriş poşetinin içinde tüfek sokmuş ve başka bir şey bilmiyoruz.
Une femme a le fusil avec un tas de sacs, et nous ne savons pas quoi que ce soit d'autre. Que ce?
Başka bir şey?
Autre chose?
Bana asla yalan söylemeyeceğine dair söz veren, arkadaşıma dönüşen danışmanım ama görünüşe göre çalışmaya başladığımız andan itibaren yalan söylemekten başka bir şey yapmıyormuş.
Mais apparemment, il n'a rien fait d'autre que ça, depuis qu'on a commencé à travailler ensemble.
Başka bir şey var mı?
Il y a quelque chose d'autre?
Başka bir şey olduğunu gösteren bir şey yok mu?
Il n'y a aucune indication que c'est autre chose?
Hemen yapılacaklar listenden silmek istediğin başka bir şey var mı?
Tu veux éliminer autres choses de ta liste de choses à faire avant de mourir rapidement?
Sanırım başka bir şey yazıyor.
Je crois qu'elle écrit quelque chose d'autre.
Kral olmak dışında başka bir şey bilmiyorum.
Je ne sais pas rien faire à part être roi.
Olay yerinde başka bir şey bulamadık ama şahsi eşyalarını getirdim.
Rien qu'on n'ait pu trouver sur place, mais j'ai emballé ses effets personnels au cas où.
Charlie, başka bir şey daha söyledi.
Charlie, il a dit autre chose.
- Rakiplere gitmek için pek vakti olmayacak. Hele başka bir şey için hiç olmayacak.
Il n'y aura pas beaucoup de temps pour la compétition, encore moins quoi que ce soit d'autre.
Başka bir şey?
Rien d'autre?
Dünyada senin iyiliğinden başka bir şey istemeyen bir gücün olduğuna inanıyor musun?
Croyez-vous en l'existence d'un pouvoir qui veut juste - votre bonheur? - Mais oui, demandez quand même.
Neden söylemedin, sana başka bir şey pişirirdim?
Pourquoi tu ne voudrais pas me dire je pourrai te cuisiner autre chose?
Antiasitten başka bir şey yok. Şu anda işe yarayamayacağını biliyorum.
Rien à part les antiacides auxquels je tiens comme à la prunelle de mes yeux.
Başka bir şey denemeliyiz.
On doit essayer autre chose.
Pekala, bugün için yapılabilecek başka bir şey yok.
Pas la peine de m'expliquer. Je n'ai pas le choix.
İstediğin başka bir şey var mı?
D'autres conserves. Quelque chose vous tente?
Başka bir şey lazım mı? Sadece çok bitkin hissettim.
Je peux vous apporter autre chose?
Katie, sana yiyecek bir şey getirebilir miyim? Biraz çorba veya başka bir şey ister misin? Evet, evet...
Vous voulez quelque chose à manger, un peu de soupe?
Yardımcı olabileceğim başka bir şey var mı?
Autre chose?
Evin ön kısmı ile ilgili hatırladığın başka bir şey var mı?
Y avait-il quelque chose d'autre sur le devant de la maison?
Kendini beğenmişlikten başka bir şey değil.
C'est de l'orgueil, c'est clair et net.
- Pekala o zaman başka bir şey düşünelim.
Donc on doit penser à autre chose...
İlk görüşmemizden beri beni etkilemekten başka bir şey yapmadın.
Et depuis votre premier entretien ici, vous n'avez fait que m'impressionner.
Ama eğer senin hakkında o sebeplerden herhangi bir şey söylerse seni sahtekar olarak görecekler. Başka bir şey olarak değil.
Et si elle t'atteint une seule de ces putains de secondes, ils vont voir un imposteur, et rien d'autre.
Ama yakın zamanda bir şey öğrendim ki eğer Anita Gibbs olsaydın ne planlamış olursan ol başka bir şey daha planlıyor olurdun.
Mais ce que j'ai appris récemment, c'est que si tu étais Anita Gibbs, peu importe ton plan, tu préparerais autre chose.
Bildiğim bir başka şey daha var.
Et je sais autre chose.
Başka bir şey mi söyleyecektin, Gordon?
Autre chose, Gordon?
Eğer bizi başka bir yere oturtmak istiyorsan daha zor bir şey sor.
Demande-moi quelque chose de plus dur si tu veux que nous allions quelque part.
Bundan başka bir dünya şey var.
Il y a un monde entier de choses en dehors de ça.
- Başka söyleyeceğiniz bir şey var mı?
Un autre message?
Beni £ 50'la birlikte gelmenden başka mutlu edebilecek bir şey yok. Senin beceriksiz elemanlardan hariç.
Rien ne me ravirait plus que toi m'amenant 50 £ pressés dans un de tes gros jambons.
- Finch, fare başka bir şey...
Finch, une souris est une chose...
- Başka yapabileceğim bir şey var mı?
Il y a autre chose que je peux faire?
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir şey var mı 270
başka bir şey değil 77
başka bir şey ister misin 27
başka bir şey var mıydı 45
başka bir şey var 26
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir şey var mı 270
başka bir şey değil 77
başka bir şey ister misin 27
başka bir şey var mıydı 45
başka bir şey var 26