Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bir dakikalığına

Bir dakikalığına перевод на французский

1,791 параллельный перевод
Bir dakikalığına buraya gelir misin lütfen?
Pouvez vous venir par ici une minute, s'il vous plait?
Bir dakikalığına bunu düşünecek olursan dikkatlice ihlâl ettiğin geleneksel milis kuvvetleri tablosu gerçek ve tam geleneklere göreydi.
Si l'on y réfléchit un instant, la tradition des tableaux de la milice, que vous avez consciencieusement brisée, s'inscrivait dans la franchise et l'honnêteté.
- Gene "sadece" dedin. - Sen de şunu "sadece" meselesine "sadece" bir dakikalığına bir son verir misin?
Lâchez-moi avec ce mot, voulez-vous?
Seni bir dakikalığına içeriye alabilirim. Kurulan, telefonu kullan.
Vous pouvez rentrer une minute pour vous sécher et téléphoner.
Bir dakikalığına ara verelim demek pek kolay değil. Ama karşı taraf razı.
Il est très difficile de dire "Arrêtons un moment."
Marie, bir dakikalığına sen bak.
Tu me remplaces 1 minute?
MILLIE : Bu biraz ciddi konu bir dakikalığına ayakları üzerinde durabile biri olmanı istiyorum.
C'est sérieux, et tu dois arrêter de penser juste à toi pendant une minute.
Zack ve ben sizinle bir dakikalığına konuşabilir miyiz diye merak ediyorduk.
Zack et moi nous demandions si nous pourrions vous parler pendant un instant.
Paul, bir dakikalığına ibnelik etmeyi keser misin?
Paul, peut-tu cesser d'être un con pendant une demi-seconde?
Bir dakikalığına senin gibi olmaya çalıştım ama değmezmiş.
J'ai voulu devenir comme vous, un instant, mais... ça n'en valait pas la peine.
Bir dakikalığına almam gerekecek.
- Ouais... Hogan...
Sam, beni bir dakikalığına senatörle görüştürebilir misin?
Sam, il faudrait que je passe un moment avec le sénateur.
Kiwi, bir dakikalığına dümeni tut.
Kiwi, prenez la barre une minute.
Abby, acaba bu müthiş keyfi bir dakikalığına benimle paylaşabilir misin?
Abby, pourriez-vous vous séparer de ce trésor un instant?
Bir dakikalığına.
Il a filé au bout d'une minute.
Tüm Kappa üyeleri, bir dakikalığına toplanır mısınız?
Les futures Kappa pourraient-elles venir me voir?
Bir dakikalığına gelebilir misiniz?
Vous voulez venir une seconde?
Bir dakikalığına yalnız konuşabilir miyiz?
Puis-je te parler une minute?
Pekâlâ, neden bir dakikalığına medyum ben olmuyorum?
Et si je jouais les médiums.
O lanet olası sarhoş ağzını bir dakikalığına kapalı tutabilir misin?
Tu pourrais fermer ta bouche, une minute?
ve yıllardır arkadaşım olduğun için, Benimle bir dakikalığına yalnız konuşmanı istiyorum.
- Oui. Et en tant qu'ami de longue date, je te demande une minute seul avec moi.
Gerçekçi olalım. Bir dakikalığına şimdi.
Soyons réaliste un moment.
Dışarıda bir yerde bir müşterim var katil bir zombi tarafından takip ediliyor, o yüzden belki de bu konuya yoğunlaşsak daha iyi olacak, ne bileyim, bir dakikalığına!
J'ai une cliente dehors poursuivie par un zombie tueur, on pourrait se concentrer là-dessus, pour, je sais pas, une minute!
Bir dakikalığına iyi olursun.
Une minute tu vas bien.
Bir dakikalığına, her şey harika gidiyor.
Une minute, tout va super bien.
Tessie bir dakikalığına bana müsade eder misin?
Tessie, tu m'excuses un moment?
Wayne, Bayan Dubois'i bir dakikalığına çalabilir miyim?
Wayne, je peux vous voler Mme Dubois une seconde?
Evet bir dakikalığına bakarsan annesiyle görüşeceğim.
Ouais surveillez la une minute, pour que je puisse discuter avec sa mère.
Sadece bir dakikalığına onların doğru tercihler olduklarını unuttum.
J'ai juste oublié une minute que c'étaient les bons.
- Bir dakikalığına.
- Juste une minute.
Bir dakikalığına çıkmam gerekiyor.
Je dois vous laisser quelques instants.
Affedersiniz, acaba bilgisayarınızı bir dakikalığına ödünç alabilir miyim?
Excusez-moi, puis-je vous emprunter votre ordinateur une seconde?
Bir dakikalığına buraya gelebilir misiniz acaba?
Venez ici une minute.
- Onu bir dakikalığına almamın bir sakıncası var mı?
Puis-je... vous l'enlever une minute?
Neden dışarı çıkıp bize bir dakikalığına izin vermiyorsun.
Vous devriez sortir un moment et me laisser avec elle une minute.
Anne, lütfen bir dakikalığına otur. Sana lezzetli bir mokteyl yapayım.
Je vais te faire un délicieux mocktail.
Onunla bir dakikalığına konuşsam ya da 10 dakika da olabilir?
Tu me laisses quelques minutes avec elle? Disons 10.
Bir dakikalığına olsun, dur ve mantığının sesini dinle.
Arrête une minute et regarde la réalité en face.
Sanırım biraz gözlerimi kapatacağım. Sadece bir dakikalığına.
Je pense que je vais fermer les yeux une minute.
Bana bir dakikalığına izin verir misiniz?
Pouvez m'excuser une seconde?
Bir dakikalığına olsa bile.
Pas du tout.
Noah, annenle bizi, bir iki dakikalığına yalnız bırakabilir misiniz?
Noah, peux-tu nous laisser seuls un instant?
Neden içeri gelip bir kaç dakikalığına oturmuyorsun?
Entrez donc vous asseoir quelques minutes.
Onu, bir kaç dakikalığına oraya sokmak istiyoruz.
- Juste pour qu'il ait une base.
Bir dakikalığına otursak sorun olur mu?
Ça te dérange si on s'assoit?
Bir kaç dakikalığına.
J'en ai que pour une minute.
Bir kaç dakikalığına herkesin dışarı çıkmasını istiyorum. Bandajları değiştireceğim.
Je vais devoir vous demander de quitter la pièce quelques minutes pendant que je change les pansements.
Bir hayatı kurtarmak için iki dakikalığına arabadan indim. Kaybettin, House.
Deux minutes hors du fauteuil pour sauver une vie.
Söyledikleri her söz... Lanet olsun Sandra, bir dakikalığına avukat olmayı bırak yahu!
Sandra, arrête d'être une avocate une minute!
Asıl sorun, 50 Anti Teröristiniz yokken ve bir sürü adam hışımla üzerinize geliyorken 30 dakikalığına metroyu nasıl elimizde tutacağınız?
La problème est de savoir comment on va tenir un métro pendant 30 minutes avec 50 pros du contre-terrorrisme qui nous tombent dessus comme une tonne de briques?
On dakikalık uçuşla burada bir şey olmadığına karar veremezsin.
On ne peut pas savoir en dix minutes s'il y a quelque chose.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]