Bir şey var перевод на французский
42,218 параллельный перевод
Onlarda çılgın bir şey var.
Ils n'ont vraiment pas l'air net.
Ama bilmek istediğim bir şey var, hayatımızda her zaman kilolarımız mı olacak? Pekela?
Mais il ne faut pas que tout tourne autour du poids.
Ne kadar batmışız, merak ediyorum. Ne kadar zarar verdik? Bunu durdurmak için yapabileceğimiz bir şey var mı?
J'aimerais savoir jusqu'où on est allés, quels dégâts on a causés, et si on peut agir pour y remédier.
"Güneşli gün seli" dediğimiz bir şey var.
On a des "inondations sous le soleil".
İnsanlar "sayın başkan, peki 50 yıl sonra ne olacak" diye sorduğunda hep söylediğim bir şey var :
Souvent, mes administrés me demandent : "Que se passera-t-il dans 50 ans?"
Hep söylediğim bir şey var Leo :
Comme je le dis toujours :
Oğluma söylediğim bir şey var. Komik bir şey.
Mon point de vue est le suivant, j'ai dit à mon fils :
Çok temel bir şey var ama : Karbona bir bedel biçilmezse...
Mais il est fondamental de taxer le carbone.
O sosyal güvenlik numaranla alakalı bir şey var mı henüz?
Tu as des nouvelles de la sécurité sociale?
İstediğin başka bir şey var mı?
Vous avez besoin d'autre chose?
Saldırıyı düzenleyenin El-Sakar olmadığına işaret eden başka bir şey var mı?
D'autres raisons de croire qu'al-Sakar n'est pas l'auteur de l'attaque?
Mantıksız gelen tek bir şey var...
La seule chose qui cloche, c'est...
Seninle konuşmam gereken bir şey var.
Au fait... Je voulais te parler d'un truc...
Boşanma ihtimalini yüzde yüz düşürecek bir şey var o da evlenmemek.
Tu sais comment avoir 0 % de chance de divorcer? En te mariant pas.
O yıllara dair hatırladığın bir şey var mı?
Tu te souviens de quoi de ces années là?
- Bugün özel bir şey var mı?
Tu fêtes un truc spécial?
Mükemmel ilişki diye bir şey var mı?
Est-ce que ça existe, la "relation parfaite"?
Burada bir şey var!
On a quelque chose!
Hemfikir olduğunuz bir şey var mı?
Êtes-vous jamais d'accord?
Maç puanı. Seni duşa yollamadan önce söylemek istediğin bir şey var mı?
Tu as quelque chose à dire avant que je t'envoie prendre une douche?
- Uzaylımıza dair bir şey var mı elimizde?
- Du nouveau sur notre alien suspect?
J'onn, sana söylememiz gereken bir şey var.
J'onn, il y a quelque chose que nous devons te dire.
Yeni bir şey var mı?
Quoi de nouveau?
Dr. Jones, görmeniz gereken bir şey var.
Dr Jones, il y a quelque chose que vous devez voir.
Çok fazla güce sahip bir şey var.
C'est une chose d'avoir trop de pouvoir.
Ama yolunda olmayan bir şey var.
Mais quelque chose ne va pas.
- Yolunda olmayan bir şey var kesin.
- Quelque chose ne va vraiment pas.
Bir şey olursa buradan çıkamazsam Alex'e söylemeni istediğim bir şey var.
Si quelque chose arrive, si... Si je ne sors pas d'ici, J'ai besoin de que dises à Alex un truc pour moi.
Kara, Daxam'la ilgili sana söylemem gereken bir şey var.
Kara, à propos de Daxam, il y a... un truc que je dois te dire.
Çünkü benim de söylemem gereken çok önemli bir şey var kanunsuzluk şamatalarınızla bu geceyi elimden almanıza izin vermem.
Non, parce que j'ai quelque chose d'important à dire. Et je ne vais pas vous laisser accaparer cette soirée avec vos histoires de justicier.
- İstediğiniz bir şey var mı?
Je te sers quelque chose?
Hoşbeşi aradan çıkarttığımıza göre sana sormak istediğim bir şey var. - Ne dolaplar çeviriyorsun?
Maintenant qu'on s'est débarrassé des formalités, laisses-moi demander, qu'est-ce que tu fou?
Ben de ama sonra farkettim ki Aladdin'in çalmadığı tek bir şey var
Moi aussi, mais j'ai réalisé qu'il y avait une chose qu'Aladdin n'avait pas volée.
Maya, başka bir şey var mı, hakkında hatırladığın başka bir şey?
Maya, y a-t-il quoi que ce soit d'autre, dont vous vous souvenez à propos de lui?
Orada tatlı bir şey var, ama o şey pasta filan değil.
Il y a quelque chose de sucré là dedans, mais ce n'est pas du gâteau.
Dişimde bir şey var mı?
T'es sûre?
Başka bir şey var mı? Biraz daha iyi bir şey...
Vous n'avez pas quelque chose... mieux que ça?
Hastamızla ilgili yeni bir şey var mı?
Des nouvelles de notre patient?
Senin için yapabileceğimi düşündüğün bir şey mi var, Charlie?
Tu penses qu'il y a quelque chose que je peux faire pour toi, Charlie?
Mareşal. Görmeniz gereken bir şey daha var.
Reichsführer, il reste une chose que vous devez voir.
Bir şey daha var.
Une chose encore.
Uzaylılara sunabileceği bir şey mi var?
Tu penses qu'elle offre la seule chose que les aliens peuvent faire?
Guardian ile ilgili bildiğin bir şey mi var Winn?
Tu sais quelque chose sur lui, Winn?
- Bir şey daha var.
Il y a quelque chose d'autre.
Yine de yapamayacağım tek bir şey var.
Tu dois lui dire.
Bulacağız ama senin ve benim yoluna koymamız gereken bir iki şey var.
On le fera, mais toi et moi, on doit jouer franc jeu.
Çok şey bilmese de var bir şey.
Pas grand chose, mais quelque chose.
Earl, Pilar'a Disney World gezisi konusunda söylemek istediğin bir şey var mı?
Il y a quelque chose que tu veux dire à Pilar concernant Disney World?
Seninle ilgili bir türlü anlayamadığım bir şey var.
Il y a une question sur laquelle tu ne m'as jamais dit :
Dişimde bir şey mi var?
J'ai quelque chose entre mes dents?
Kaçırdığım bir şey mi var?
Ai-je loupé quelque chose?
bir şey var mı 140
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17