Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bunlar senin

Bunlar senin перевод на французский

3,104 параллельный перевод
Bunlar senin mi?
C'est à vous?
- Bunlar senin için yeterli mi? - Teşekkür ederim.
- C'est assez bien pour vous?
Bunlar senin destek tekerlerin.
Voici vos petites roues de vélo.
Bence bunlar senin hayal gücünün ürünü, ki bu senin için iyi bir şey.
Ouais. Je pense que c'est juste ton imagination qui t'a joué un tour.
Bunlar senin arkadaşların değil, müritlerin.
Ce ne sont pas tes amis, ce sont tes partisans.
Bunlar senin arkadaşların ve buraya geldik çünkü sana değer veriyoruz.
On est tous là parce qu'on tient à toi.
Bunlar senin cümlelerin.
Ce sont tes mots.
Bunlar senin başının altından çıktı, değil mi?
C'est de votre faute, n'est-ce pas?
Komplolar, entrikalar... Bunlar senin besinlerin.
Complot, intrigue... c'est votre gagne-pain.
Tek pişmanlığım var, bunlar senin başına bela oldu.
Je regrette juste de t'avoir attiré des problèmes.
Kenneth, tüm bunlar senin işin bile değil.
Kenneth, ces trucs ne font même pas partie de ton boulot.
Bunlar senin kararlarındı.
C'était tes décisions.
Annem, küçükken Castide'e gittiğinde seni yanına alan kadın. Ekmeğine Nutella süren, doğum gününde Beşler Kulübü paranı ödeyen, annem babam, Henri'nin karısı. Bunlar senin için bir şey ifade ediyor mu?
Celle qui t'a accueilli à la Castide quand t'étais petit, qui a tartiné ton Nutella, qui t'as payé tes Club des Cinq, maman, la femme d'Henri, mon père.
Bunlar senin içindekiler, Ryan.
Ça vient de l'intérieur de toi, Ryan.
Evet, bütün bunlar senin sorumsuzluğun yüzünden oldu.
Ah, oui, tout ça parce que tu es irresponsable.
Bunlar senin için anne.
Et ça, c'est pour toi maman.
Bunlar senin suçun değil.
Ce n'est pas votre faute.
Yani bunlar gerçekten senin mi, Simon?
Ils sont vraiment à toi? C'est à toi, Simon?
Bunların hiçbiri senin suçun değil.
Rien de tout ça n'est de ta faute.
- Aslında senin buraya gelmen, tüm bunları yapman gayet güzel.
♪ love, love, love, love, love ♪ Et le fait que tu viennes juste et que tu sortes tout, c'est bien.
Senin adamın Fallon'ın dedikleri bunlar değil.
ce n'est pas ce que votre gars Fallon dit.
Bunların hiç biri senin suçun değil, tamam mı?
Rien de ceci n'est votre faute, compris?
Bunlar senin için.
Oh, c'est pour toi.
Senin mücevher kutuna saklanmıştı. Silah senin dairende bulundu. Bir de bunları hatırlıyorum.
Dans ta boîte à bijoux, l'arme a été retrouvée chez toi, et j'ai ces souvenirs.
Tüm bunları senin topladığını söylemeye kalkma sakın.
Tu as tout rempli?
Şu an bunların senin kafanı karıştırdığını biliyorum, ama ama kardeşim sen olacaksan ben bundan mutlu olurum.
Et je sais que les choses sont vraiment confuses pour toi en ce moment. mais s'il s'avère que tu es ma soeur. Je serais vraiment heureuse.
Senin tüten biberler bunlar mı?
Ce sont les fumés?
Bunların üstünde senin adın yazıyor.
Ca porte ta signature.
Bunların hepsine kendini kapatabilirsin istiyorsan tabii. Bu senin seçimin sonuçta.
Tu peux te débarrasser de tout ça si tu le veux... enfin, c'est ton choix...
Bu senin için biraz ürpertici olabilir, fakat tanıştığım birçok insan için lazım olan şeyler bunlar.
Ça te paraît cinglé, mais je rencontre tellement de gens ça devient presque une necessité.
Bunların arkasında senin olabileceğini düşündüm ama sen olmadığını fark edince, belki herkes ölmeden önce yardım etmek istersin diye düşünmüştüm ama yanılmışım.
Parce que j'ai pensé que c'était peut-être toi qui faisait tout ça, mais quand j'ai réalisé que ce n'était pas le cas, j'ai pensé que tu voudrais de l'aide avant que tout le monde finisse mort, mais je suppose que j'avais tort.
Channing bana bunları henüz öğretmedi, bu nedenle burada senin işine yaramam.
Channing ne m'a pas encore appris, donc je ne pourrais pas t'aider là.
Tüm hislerin, ilhamın... Bunlar zaten hep senin içindeydi.
Mais tout cet art, toutes ces sensations étaient en vous tout le temps.
Bu net olarak dinlemelerle ilgili. Pittman'ın bunları isteme şekli tabii senin bu konudaki rolün.
C'est à propos des écoutes - - spécifiquement, le rôle de Pittman pour les commandés et les installés,
Bunların hepsi senin adına..
Ces choses-là en votre nom.
Bu benim fikrim değildi! Bunların hiçbirini ben istemedim. Evlendiğimde senin varlığından bile haberim yoktu.
Ce n'était pas mon idée je n'ai jamais voulu tout ça.
Bunların hiç biri senin hatan değildi.
Ce n'est pas votre faute, rien de tout cela.
Sence abin senin için bunları mı istiyordur?
C'est ce que ton frère aurait voulu pour toi?
- Stonesifer'in bütün bunları yapması mümkündür, ama senin emirlerinle.
C'est possible que Stonesifer a fait tout ces trucs, mais il suivait tes ordres
Bunların hiçbiri senin için sorun değil mi?
Rien ne t'embête alors?
Bunların hepsi senin ilgiye olan muhtaçlığından dolayı oldu. Ne?
Quoi?
Bunların sebebi senin insandan yapılma bir paspas olman.
Ça arrive parce que tu es un paillasson humain.
Senin kimseyle yatmama yaklaşımına zıt tabii bunlar.
Contrairement à ton approche de ne jamais coucher avec quelqu'un?
- İşte. Bunlar da senin. - A.
Tiens, ils sont à toi.
Senin aile işlerin bunlar.
Il y a tes affaires de famille.
Senin bunları unutmuş olman gerekmiyor mu?
Tu n'es pas supposée oublier des choses?
Tyler, bunlar da babanın senin için hissettiği şeyler.
Tyler, c'est ce que ton père ressent à propos de toi.
- Bunlar senin yumurtaların mı?
- Est-ce vos oeufs? - Ceux de mes poules.
Bunları vermemin senin için bir sakıncası var mı?
Ecoute, ça te dérange si je m'en débarrasse?
- Bunların arkasında senin olduğunu varsayıyorum.
Je suppose que vous y êtes pour quelque chose.
- Burada bütün bunları yaşıyor olmak senin de bunun bir parçası olman hoşuma gidiyor.
Je pense que j'aime vraiment... être là et faire tout ça et que tu sois une partie de ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]